Aralık 2019 tarihinde dünyanın düzeninde yeni bir sayfa açıldı. Pandemi ile okullar zorunlu online eğitime geçti. Çocuklarımız, arkadaşlarıyla koşup oynamaları gereken uzun bir zamanı evde sosyal izolasyonla geçirdiler.

Online eğitimle ekranda öğretmenlerini dinleyen çocuklar, arkadaşlarıyla sosyalleşmeye çalıştılar. Öğretmen ve öğrencilerin eksiksiz şekilde dijital ortamda bir araya geleceklerini planladık. 

EVDE EĞİTİMİN ETKİLERİ

Okul, öğrenciyi hayata hazırlayan sanat, müzik, spor gibi beden ve bilincin ortak beslendiği kültürel etkinlikleri de düzenler. Oysa ekrandaki dersleri takip edip ödevlerini yapmalarını istedik. Arkadaşlarıyla oynamayan çocuklarımızın, duygusal ve sosyal açıdan sağlıklı gelişim çizgisinde olduklarını düşündük. 

Bilgisayar oyunlarının, yeni yaşam düzeninin bir parçası olduğunu sandık. Okullar kapılarını tekrar öğrencilere açıyor, gerçeklerle yüzleşeceğiz. Mart 2020 tarihinden beri çocuklarımıza yaşattıklarımızın duygusal, zihinsel, sosyal ve eğitimsel bedeli ile karşılaşacağız. Çocuklarımızda kaygı bozukluğu, depresyon, akademik performans düşüklüğü, sosyal izolasyon, obezite ve teknoloji bağımlılığı gibi sorunlarla karşılaşabiliriz.

ANNE BABALARI BEKLEYEN TEHLİKE

Sosyal izolasyon, en çok ergenleri olumsuz olarak etkiledi. Ergenin arkadaşları kimlik gelişimi için çok önemlidir ve onlardan uzak kalmak ergenlerin özsaygısını yıprattı. Bazıları arkadaşlarına kavuşmayı beklerken bazıları okula geri dönmek düşüncesiyle endişe içinde olacaktır. Online eğitim sırasında derslere girmeden günü geçiren öğrencilerin okul adaptasyonu zorlu geçecektir.

Kaygı duygusu öğrencinin okul devamlılığını, arkadaşlarıyla iletişimini ve öğrenme isteğini olumsuz etkileyebilir. Hatta fiziksel sıkıntılar, örneğin iştah kaygı, ağlama, sinirlilik, okula gitmeye gösterilen direnç, karın ağrısı, mide bulantısı ve kusma şikâyetleri ortaya çıkabilir. (Frontiers in Pyschology)

Çocuklarımız kaygı duygularını nasıl yöneteceklerini öğrendikçe bilinmeyen durumlarla baş etme becerileri gelişir.

Çocuğunuzun okulda yüz yüze eğitime dönüyor olması ile ilgili olumlu şeylere odaklanın. Okulda arkadaşlarıyla oyunlar kurması için çocuklarımızı yönlendirmeliyiz. Endişelerinizi onlara yansıtmayın. Siz nasıl yansıtırsanız, çocuğunuzun günü o duygu frekansı ile geçecektir.

KORONAVİRÜSTEN KORUNMAK İÇİN MUTLAKA UYGULA

Dikkatinizi çekti mi? Koronavirüs riski için aşılanma gerekliliği mesajı defalarca karşımıza çıkıyor. Virüslere karşı esas korunma mekanizmamız olan bağışıklık sistemimiz için neler yapmamız gerektiği ise pek anlatılmıyor! Virüs bulaşmasında, bağışıklık sistemimiz ne kadar güçlü ise direncimiz o kadar yüksek olacaktır. 

Koronavirüs 2 yaşında ise bizlerin bağışıklık sistemi yaklaşık 200.000 yaşında.

Olumlu düşünceler duygusal yükleri ve stresi azaltır ve enfeksiyona karşı vücut direncini artırır. Pandemi korkutucu bir durum. Üst bilinç ile yaklaşılmadığında olumsuz düşünceler yaratıyor. 

BESLENME İPUÇLARI

Böğürtlengiller: Antosiyanin adı verilen bir tür flavonoid içerir, solunum sisteminde koruyucudur, solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak için her gün tüketilmesi önerilir. (American Society for Nutrition)

Bitter çikolata: Teobromin, hücreleri serbest radikallerden korur, bağışıklık sistemini güçlendirir. Metilksantin psikoaktif etkilidir. Ruh halimizi ve bağışıklık sistemimizi olumlu etkiler. (Frontiers in Pharmacology)

Kabuklu kuruyemişler: E vitamini, manganez, magnezyum açısından zengindir. Her gün bir avuç tüketilmesi bağışıklık sistemini destekler. (Nutrients)

MEDİTASYON VE EGZERSİZ ETKİSİ

Günde 5 dakika meditasyon yaparak nefesinize odaklanmak, sakinleştirici etkisiyle kalp hızını azaltır, farkındalığı artırır ve kaygı duygusunu düzenler. Meditasyon, duyguları düzenleyen beyin bölgelerinde mutluluk hormonları salınımını artırır. 

Günde 1 dakikalık egzersiz dahi bağışıklık sistemini aktive etmektedir. Orta düzeyde egzersiz yani günde 20 dakika tempolu yürüyüş ise enfeksiyonlara karşı vücut direncini geliştirir. (Elsevier)

D VİTAMİNİ ETKİSİ

D vitamini eksikliği, bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek enfeksiyon hastalıklarına yakalanma riskini artırır. Bu nedenle, kan değeri ölçümüyle D vitamini düzeyinizi kontrol ettirmeniz fayda sağlayacaktır. Uygun takviyeyle bu risk ortadan kalkacaktır. (Elsevier)

GEÇMİŞTEN BUGÜNE BAKIŞ

Ben Bora Küçükyazıcı, Gölköy Köy Enstitüsü muallimi Müştak Küçükyazıcı’nın torunuyum. Rahmetli dedemin Anadolu’da görev yaptığı bir köy ilkokulunda sadece tek bir derslik varmış. Öğrenciler çamurlu köy yollarında yürüyüp sınıfa geldiklerinde içerisi kirlenmesin diye, sınıfın kapısında ayakkabılarını çıkarıp çorapla sınıfa girerlermiş. 5 farklı sınıfın tüm öğrencileri, aynı derslikte, aynı anda ders görürlermiş. Bir sınıfın dersi anlatılırken diğer sınıfın öğrencileri verilen ödevi yaparlarmış. İşte o öğrenciler, hep eğitimin değerini bilerek ders çalışmışlar. Geçmişi hatırlayarak bugünün şartlarını yorumlamalıyız.

Bilgiye ulaşmak eskiden çok zordu. Bugün ise elimizdeki akıllı telefon ile merak ettiğimiz her bilgi için makale, video ve görsel içeriklere ulaşıyoruz. Çocuklarımızın duygusal ve sosyal gelişimlerine odaklanarak bilgiyi nasıl kullandığını deneyimlemesi önceliğimiz olmalıdır.

Sağlık ve sevgiyle...

DR. BORA KÜÇÜKYAZICI

AİLE DANIŞMANI