Otoriteryen kişilik ve Murtaza - IŞIK ÖĞÜTÇÜ
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Otoriteryen kişilik ve Murtaza - IŞIK ÖĞÜTÇÜ

15.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Değerli Veysel Batmaz “13 Derste Otoriteryen Kişilik” (Beyaz Baykuş Yay.) kitabında “Murtaza”yı konu alarak otoriteryen kişiliği işliyor. Kitabın kapağındaki “Orhan Kemal Adorno’yu okudu mu?” sorusu üzerine meraklanıp kitabı okudum. Kendisiyle yapılan söyleşi, makale ve görsel açıklamalarını izledim. Karşımda ufkumu açan bambaşka bir Murtaza’nın var olduğunu gördüm. Yazı bu görüş ve derlemelerle daha da şekillendi.

Modern toplumların siyasal ve toplumsal yapılarında, bireyin kişilik özellikleri ile otoriteye yönelik eğilimleri arasındaki ilişki üzerine yapılan çalışmalar, özellikle 20. yüzyılda önemli bir ivme kazanmış ve bu bağlamda, Theodor W. Adorno ve arkadaşlarının geliştirdiği “otoriteryen kişilik” kuramı, bireyin otoriteye körü körüne bağlılığını, dış gruplara yönelik hoşgörüsüzlüğünü ve geleneksel değerlere sıkı sıkıya sarılışını anlamada temel bir çerçeve sunmuştur. “13 Derste Otoriteryen Kişilik” kitabında da bu kuramsal temel, Türkiye bağlamında kültürel ve edebi örneklerle desteklenerek aktarılır. Bu kitapta örnek olarak sunulan Orhan Kemal’in “Murtaza” karakteri, otoriter kişiliğin edebi temsili açısından dikkate değer bir örnektir.

ADORNO’NUN KURAMSAL ÇERÇEVESİ

Orhan Kemal’in 1952 yılında yayımlanan “Murtaza” adlı romanı, toplumun alt sınıflarına mensup bir bekçinin, görev bilinciyle çevresine nasıl baskı kurduğunu anlatır. Murtaza, disiplinli, katı kurallara bağlı, görevi her şeyin üstünde tutan, bireysel duygu ve ilişkileri görev aşkı karşısında değersiz gören bir kişiliktir. Bu yönleriyle, Adorno’nun otoriteryen kişilik özellikleriyle birebir örtüşür: Katı disiplin anlayışı, hiyerarşik otoriteye duyulan saygı, farklı olana karşı hoşgörüsüzlük ve bireysel düşünceden ziyade kolektif kurallara bağlılık.

Murtaza’nın kişiliği, yaşadığı sosyoekonomik koşullarla şekillense de onun göreve duyduğu sadakat neredeyse kutsal bir bağlılık halini alır. Fabrikada gece bekçisi olarak çalışan Murtaza, mesai arkadaşlarına, işçilere ve hatta ailesine karşı bile görev bilinci üzerinden bir baskı kurar. Kendisinden üstün olan amirlerinin sözünü sorgusuzca kabul ederken, kendisinden aşağıda gördüğü kişilere karşı buyurgan ve cezalandırıcı bir tavır içindedir. Bu dikey otorite ilişkisi, Adorno’nun tanımladığı “otoriteryen sendromun” temel bileşenlerinden biridir.

Image

BİREYSEL ÖZGÜRLÜK MÜ, KAMUSAL GÖREV Mİ?

“13 Derste Otoriteryen Kişilik” kitabı, “Murtaza”nın bu özelliklerini çözümlerken karakterin yalnızca bir bireysel sapma değil, aynı zamanda yapısal bir sorunun temsili olduğunu vurgular. Yani “Murtaza”, tekil bir karakter olmanın ötesinde, belirli bir zihniyetin, özellikle bürokratik yapılar içinde çoğalan otoriter kişiliğin sembolüdür. Yazarın çizdiği bu karakter, yalnızca bireyin değil, toplumun otoriteyle ilişkisini de gözler önüne serer. “Murtaza”nın kuralları sorgulamayan, ahlaki değerleri görev ile özdeşleştiren tutumu, otoriter toplum yapılarının birey üzerindeki etkisini açıkça ortaya koyar.

“Murtaza”nın otoriter kişiliği, onun bireysel özgürlükler ile kamusal görev arasındaki dengeyi kuramamasına neden olur. Kızı Firdevs’e karşı gösterdiği katı tutum, aile içinde bile disiplini öncelemesi, onun yalnızlaşmasına yol açar. Toplumsal ilişkileri zayıflar, sevgi ve empati gibi insani duyguların yerini görev aşkı alır. Bu durum, Adorno’nun öngördüğü gibi, otoriteryen kişiliklerin iç dünyalarında bastırılmış duyguların birikmesine, dış dünyada ise uyumlu görünen ama içsel olarak gerilimli bireylerin oluşmasına neden olur.

Orhan Kemal’in “Murtaza” karakteri, bu yönüyle hem bireysel psikolojiyi hem de sosyolojik yapıyı yansıtan güçlü bir araçtır. “13 Derste Otoriteryen Kişilik” kitabında yer alması da bu çok katmanlı yapısından kaynaklanmaktadır. “Murtaza”, yalnızca bir roman karakteri değil, aynı zamanda otoriter toplum yapısının bireyde yarattığı deformasyonun edebi bir izdüşümüdür. Adorno’nun kuramsal çerçevesi ile Orhan Kemal’in realizmi birleştiğinde, edebiyat ve sosyal teorinin birbirini besleyen alanlar olduğu bir kez daha görülmektedir.

TOPLUMUN AYNASI

“Murtaza”, Türk toplumunun otoriteyle ilişkisini çözümlemek isteyenler için önemli bir edebi kaynak olarak değerlendirilebilir. “13 Derste Otoriteryen Kişilik” kitabında bu karaktere yer verilmesi, kuramsal bilgilerin somut bir örnek üzerinden aktarılmasına katkı sunar. “Murtaza”nın kişiliği üzerinden, otoritenin bireyi nasıl biçimlendirdiği, bireysel özgürlüklerin nasıl bastırıldığı ve toplumsal yapının birey üzerindeki etkisi açıkça gözlemlenebilir. Bu bağlamda Orhan Kemal’in “Murtazası”, sadece bir karakter değil, otoriteryen toplumun aynasıdır. Batmaz, kitabın kapağındaki soruyu eserinin sonunda başka bir soruyla yanıtlıyor: “Orhan Kemal ‘somut’ bir yazardı. O otoritenin her tanımını, romanında adeta bir bilimci titizliği ve edebiyatçı gerçekçiliği ile kaleme almıştı. Peki, Adorno Orhan Kemal’i okudu mu? Okumadı ama okusaydı iyi ederdi. Pozitivist ve ampirik olmanın yararlarını ve çerçevesini daha iyi kavrardı.”

Orhan Kemal 111 yaşında, Murtaza ve tüm eserleriyle birlikte geleceğe doğru yol almaya devam ediyor...

IŞIK ÖĞÜTÇÜ

ARAŞTIRMACI, YAZAR

İlgili Konular: #Orhan Kemal

Yazarın Son Yazıları

İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025