Türkiye’de siyasal gündem giderek sertleşiyor hatta hırçınlaşıyor. Tam bir karmaşa durumu egemen. Siyasal iktidar ile ana muhalefet partisi arasında adeta bir bilek güreşi tablosu var. Ancak iktidar elindeki tüm araçları adil olmayan bir biçimde kullanıyor.
Beşiktaş Belediye başkanının tutuklanma-sından sonra dün CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın sabahın erken saatlerinde sosyal medya hesabından paylaştığı bir siyasal görüş nedeniyle sekiz polis tarafından evinden alındı ve hakkında hukuki süreç başlatıldı. Daha sonra yurtdışı yasağı ve polis denetimi kararıyla serbest bırakıldı.
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakkında da il başkanlarıyla bir araya geldiği toplantıda söylediği sözlerden bir gün sonra cumhurbaşkanına hakaret suçundan resen soruşturma başlatıldı. Özdağ dün akşam saatlerinde gözaltına alındı.
Siyasal tabloda hukukun bir araç olarak kullanıldığı görülüyor. Ana muhalefet partisi baskı ve kıskaç altına alınmak isteniyor.
CHP Grup Başkanveli Ali Mahir Başarır, Gençlik Kolları Başkanı Aydın’ın gözaltına alınması ve CHP’ye yönelik baskı uygulamalarına karşı “Türkiye’nin birinci partisine yargı eliyle darbe yapılıyor” dedi.
Bu gelişmeler sürerken CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’nin Cumhurbaşkanlığı için adaylık hazırlıkları içinde olduğunu belirtti.
Özel, “Ülkeyi bu baskıdan kurtarmak istiyoruz, sandığı getirmeliyiz” diyerek seçim mesajı verdi. Özgür Özel, CHP’nin yol haritasını ilan etmeye de hazır olduklarını bildirdi.
Dün öğleden sonra bu konularla ilgili olarak “Modern Hukuk ve Yargının Siyasallaşması Paneli”nde konuşan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Biz Türkiye için mücadele veriyoruz. Sizlerin de evlatlarınızı kurtaracağız. Hatta bu karara imza atan savcının evlatlarını da kurtaracağız” dedi.
Canlı yayında yapılan bu konuşma üzerine İmamoğlu’na yaklaşık bir buçuk saat içinde soruşturma açıldı. İstanbul Cumhuriyet başsavcısının ailesinin tehdit edildiği nedeniyle soruşturma başlatıldığı belirtiliyor. Türk siyaset tarihinde böyle bir uygulama görülmemiştir. Şaşırtıcı bir uygulama... İmamoğlu da hiç kimseyi tehdit etmediğini bildirdi.
Şu durumda Türkiye’de siyasal iktidar kendisine rakip olacak kişileri ve CHP’yi susturmak için her türlü aracı kullanıyor.
İktidar gücünü kullanarak muhalefet partisi üzerinde baskı yapıyor. Muhalefet kıskaç altına alınmak isteniyor. Oysa demokrasi bu değildir. Demokrasi baskı rejimi ve yargının araç olarak kullanılması değildir. Baskı uygulamaları halk kitlelerince olumlu karşılanmaz.
Eski bir deyiş önemlidir. Otoriter yönetimlerin halk kitlelerinde etkilerinin azalması ve yok olması için yüzlerce yıllık bir halk deyimi vardır. “Zulmün artsın ki çabuk zeval bulasın”. (Zulmün artsın ki çabuk yok olasın)
AKP bu duruma gelmiştir ve bir an önce silkelenip kendine gelmesi ve sakinleşmesi gerekmektedir.
