Yargının intiharı

17 Mayıs 2019 Cuma

Hayatta en sevdiğiniz, en güvendiğiniz, en üzerine titrediğiniz, herkese karşı her zaman her yerde savunduğunuz bir varlık:
Gözlerinizin önünde tecavüze uğruyor...
Tecavüze uğramakla kalmıyor; Stockholm sendromuna yakalanıyor...
Celladına âşık oluyor.
Güveninize ihanet ediyor...
Daha da önemlisi kendisine ihanet ediyor!

***

Kahroluyorsunuz:
“Yapmayın, etmeyin” diyorsunuz...
“Tecavüz ederseniz, değeri kalmaz, muhtaç olduğunuz zaman sizin bile işinize yaramaz” diye uyarıyorsunuz...
Kimse sizi dinlemiyor...
İktidar hırsıyla gözleri dönmüş olan bir grubun, cemaat mensuplarıyla politikacıların şeytani ittifakının önünde kimse duramıyor.

***

Derken iktidar kavgası bu ittifakı bozuyor:
Birbirlerini yemeye başlıyorlar...
Sonunda politikacılar galip geliyor...
Ama sizin bütün yaşamınız boyunca sevdiğiniz, güvendiğiniz, savunduğunuz adalet, tecavüzden yine kurtulamıyor!

***

Bu satırları yazarken içiniz kan ağlıyor...
Ama elinizden ağlamaktan başka bir şey gelmiyor...
Çünkü katledilen adalet, intihar eden yargı eliyle adalet olmaktan çıkarılmış, artık sadece “iktidarın sopası” haline getirilmiştir:
Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı’nın hayatına kastedenler serbest...
Söylediklerini, yazdıklarını beğenmedikleri için gazeteci/ yazar dövenler serbest...
Kadınları katledenlere “iyi hal indirimi” uygulanıyor...
Kendilerine emanet edilen çocuklara tecavüz edenlere ilişkin doğru ve gerçek haberler yasak...
Ama sosyal medyada eleştiri yapanların bir bölümü hapiste...
Ve Türkiye, dünyada en çok gazeteci/yazar hapseden ülkelerin başında.

***

Yargı mekanizması:
Şiddete başvuranları, tecavüzcüleri yeterince cezalandırmadığı...
Ama iktidarı ve başındakini eleştirenleri orantısız biçimde çok cezalandırdığı için eleştiriliyor.
Eleştiriler bununla da kalmıyor:
İktidarın Anayasa’ya ve yasalara aykırı olan isteklerine boyun eğdiği için, Demokratik Rejim’in yozlaştırılmasına alet olduğu düşünülüyor.

***

Sonuç olarak yargı, Adaleti de katlederek intihar ediyor.
Ve sizin de elinizden, kamuoyuna, özellikle de hukuk insanlarının vicdanlarına hitaben şöyle haykırmaktan başka bir şey gelmiyor:
DİREN HUKUK DEVLETİ...
DİREN YARGI...
DİREN ADALET!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları