31 Temmuz 2023 ve öncesinde suç işleyenlere infaz indirimi de getiren 11. Yargı Paketi, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş:
Tiyatro sanatının eserlerinden biri olsaydı İktidarın ve yerel mahkemelerin Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayarak Anayasa’yı ihlal ettiği bir ülkede, aşağıdaki listelerde yer alanların hapiste olduğu veya girip çıktığı, buna karşılık iktidara yakın olanların veya zenginlerin her türlü haksızlık ve hukuksuzluklarının görmezden gelindiği bir toplumda, “11. (yazı ile on birinci) Yargı Paketi”nin Meclis’e sevk edildiği konusu matrak bir komedi olabilirdi.
Ama olay, bizim vatandaşı olduğumuz ülkede ve bizim içine doğduğumuz toplumda gerçekleştiği için biz onu gerçek niteliğinden etkilenerek bir trajedi olarak yaşıyoruz!
Önce, bu İktidarın Ceza Yasası’nın hazırlanmasında başat rol oynayanlardan Prof. Dr. Adem Sözüer’in bu “Paket” hakkında X ortamında yayımladığı görüşünü anımsatmalıyım:
Korunması gereken en yüksek hukuki değer yaşam hakkıdır. Hayata karşı işlenen suçları “sürekli” affetmek, insan yaşamını değersizleştirmek anlamına gelir.
Sadece yaşam hakkı değil eleştiri ve haber verme haklarına da gereken değer tanınmıyor...
Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanmadığı, protesto hakkını kullananların, muhalif siyasetçi ve gazetecilerin haksız tutuklanıp mahkûm edildiği koşullarda, yapılacak ilk iş hukuka dönülmesidir.
Hukukun dışına çıkılmış bir ortamda yapılan ve af içeren popülist yargı paketleri, ne adaleti ne topluma kazandırmayı ne de caydırmayı sağlar.”
***
“Pakette” yer alan infaz indiriminde, “Gezi davası mağdurları” da dahil, terör ve örgütlü suçlar dışarıda bırakıldı.
Toplumdan gelen yaygın ve çok sert tepkiler sonucunda kadınlara yönelik kasten öldürme suçları ile cinsel suçlar kapsam dışında bırakıldı ama kasten öldürme ve yaralama suçları, uyuşturucu, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, sahtecilik gibi toplumu doğrudan etkileyen suç grupları ve deprem davası sanıkları, infaz indiriminden yararlanacak.
***
Tutuklu olan CHP’li Belediye Başkanları:
İstanbul Ekrem İmamoğlu
Esenyurt Ahmet Özer (Tahliye edildi)
Beşiktaş Rıza Akpolat
Beykoz Alaattin Köseler
Şişli Resul Emrah Şahan
Beylikdüzü Murat Çalık
Büyükçekmece Hasan Akgün
Gaziosmanpaşa Hakan Bahçetepe
Avcılar Utku Caner Çaykara
Ceyhan Kadir Aydar
Seyhan Oya Tekin
Antalya Muhittin Böcek
Manavgat Niyazi Nafi Kara
Şile Özgür Karadayı
Adana Zeydan Karalar
Beyoğlu İnan Güney
Ovacık Mustafa Sarıgül
Ayrıca, Tayfun Kahraman gibi, Pınar Türker gibi, İpek Elif Atayman gibi, Buğra Gökce gibi, Ramazan Gülten gibi daha birçok yurtsever, namuslu, hasta ve/veya sağlam, kadın ve/ veya erkek, her düzeyden ve meslekten belediye bürokratı, çalışanı hapiste; Mahir Polat gibi, Şafak Başa gibi bir bölümü de ev hapsinde.
***
Çeşitli zamanlarda tutuklanmış olan HDP’li, DEM Partili Belediye Başkanları: (Hangileri hâlâ içeride, hangileri tahliye edildi tam bilmiyorum.)
Mardin Ahmet Türk (Çok seçildi, çok hapsedildi, çok tahliye edildi)
Diyarbakır Gülten Kışanak (Kobani davasından, 7.5 yıl sonra tahliye oldu.)
Hani Abdurrahman Zorlu
Sur Seyit Narin
Hakkâri Dilek Hatipoğlu
Saray Abdullah Çalışkan
Diyarbakır Adnan Selçuk Mızraklı
Eğil Mustafa Akkul
Kayapınar Keziban Yılmaz
Kocaköy Rojda Nazlıer
Kulp Mehmet Fatih Taş
Sur Feyme Filiz Buluttekin
Yüksekova İrfan Sarı
Kars Ayhan Bilgen (Tahliye edildi)
Derik Mülkiye Esmez
Kızıltepe Nilüfer Elik Yılmaz
Mazıdağı Nalan Özaydın
Savur Gülistan Öncü
Tunceli Cevdet Konak
Hakkâri Mehmet Sıddık Akış
Milletvekili Aysel Tuğluk, hastalığı nedeniyle yaklaşık 6 yıl yattıktan sonra tahliye edildi.
***
İnternet ortamında o kadar çok yalan yanlış haber var ki yukarıdaki listeleri zar zor düzenleyebildim.
Yanlışlarım varsa düzeltmeye hazırım.
Bu listelere bir de Merdan Yanardağ gibi, Fatih Altaylı gibi, Enver Aysever gibi hapisteki medya mensuplarını ve CHP Genel Merkezi üzerindeki baskıları ekleyin...
Ve kasten öldürme, yaralama, uyuşturucu satma, dolandırıcılık, hırsızlık, yağma, sahtecilik gibi suçlardan mahkûm olanların salıverileceğini düşünelim!
“Şahsım Devleti” toplumu nasıl çökertir, “Anomi”yi ve “Anarşi”yi besleyen “Cezasızlık sendromu” nedir ve “otoriterlikten totaliterliğe geçiş” nasıl olur, anlamaya başlarız!