‘Şehir Düştü’
Miyase İlknur
Son Köşe Yazıları

‘Şehir Düştü’

29.06.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Bizanslı tarihçi Yeorgios Françis’in İstanbul’un fethine ilişkin tanık olduğu olayları gün gün yazdığı ve Dr. Kriton Dinçmen’in eski Yunanca’dan dilimize çevirdiği “Şehir Düştü” kitabını geçmişte okumuş olmama rağmen, geçen ay kitaplıkta elime gelince yeniden okuyup gülmüştüm. Françis, II. Murat ölüp de yerine oğlu Sultan Mehmet’in geçtiğini öğrenince, “Hay aksi, tahta çıkan Mehmet şimdi bize savaş açacaktır. Bizans’ın ekonomik kriz ve borçlarla debelendiği bu dönemde bu savaşın hiç de sırası değil” diyor. “Keşke biraz ekonomimizi toparlayıp ihtiyaçlarımızı giderebilseydik de öyle savaş çıksaydı” temmenisinden sonra Françis, saray içinde birbirleriyle kıyasıya rekabet eden ve birbirlerinin felaketi üzerinden ikbal arayan saray eşrafına eleştiriler yöneltiyor. Son bölümde ise Bizans’ın korunaklı surlarında savaşanlara karşılık açık arazide savaşan Türklerin zırh ve top başta olmak üzere savaş teçhizatlarının kendilerine oranla çok zayıf olmasına rağmen nasıl olup da başarı kazanabildiklerine olan şaşkınlığını belirtiyor.
Bu satırları okuyunca “aynı suda ikinci kez yıkanılmaz” diyen Herakliatos’a gel de kızma. Yöneticileri farklı olsa da şehir aynı şehir. Ve bu şehir aynı olayı ikinci kez yaşıyor.
RP, İstanbul Belediyesi’ni kazanmasına “İstanbul Fethi” gibi bir anlam yüklemişti. Bugünlerde şehri kaybeden AKP yandaşları da İstanbul, sanki düşmanın eline geçmiş gibi kahrolmakta. Ne 1994 Martı’nda İstanbul fethedildi ne de 23 Haziran’da şehir düşmanın eline geçti. Her iki düşünce de patalojik bir ruh hali. Bu seçim sadece şehrin hangi siyasal anlayış tarafından yönetileceğini tercihten ibarettir. Daha doğrusu öyleydi. Ancak, gerek 31 Mart gerekse 23 Haziran seçimleri bunun ötesine geçti. Bu iki seçime bir yerel yönetim seçiminin ötesinde anlam yükleyen bizatihi iktidarın kendisiydi. O nedenle uğradıkları seçim yenilgisinin ardından, “Canım sadece bir belediye kaybettik” ya da yandaş medyanın 24 Haziran günü manşetlerine attığı “İstanbul tercihini yaptı” türünden basit ve sıradan bir olay da değil.
Zira seçim öncesinde muhalefetin adayı kazanırsa “devletin bekası tehlikeye girer”, “Kandil ve Pensilvanya kazanır”, “Sisi kazanır”, “İstanbul’u Pontuslu biri yönetir”, “Mekke ve Kudüs de kaybeder” söylemleriyle seçimi kendileri ve temsil ettikleri siyasal İslam için bir referanduma dönüştürdüler. Madem bir yerel seçime bu kadar geniş bir anlam yüklemesi yapıldı, o halde sonuçlarını da öyle okumak gerekir. Kaybeden sadece AKP adayı Binali Yıldırım değildir elbet. Kaybeden tek adam yönetimiydi, yürütmenin tek adama bağlanmasıydı, yargının talimatla karar vermesiydi, iktidarın ekonomi ve dış politikasıydı, saray eşrafıydı, eş dost kayırmasıydı, israf yönetimiydi, kamu kaynaklarının aile üyelerinin kurduğu vakfılara peşkeş çekilmesiydi, günlük yaşamımız ve eğitim sistemimizin bir siyasi görüşe aktarılmasıydı.
Sonuçlarda farkın açılması da zaten bunu gösteriyor. Bu sonuçlar sadece YSK’nin talimatla verdiği seçim yenilenmesi kararı ile açıklanamayacak kadar farklı mesajlar içeriyor. Siz bu seçimi sadece belediye seçimi mi sandınız?

***

Gezi olayları patladığında iktidar, “mesele üç beş ağaç meselesi değildir” demişti. Zaten Gezi’de sokağa çıkan on binler de “elbette değildir, üç beş ağacın kesilmesine itirazımız olarak başladı ancak asıl itirazımız dayatmacı bir yönetim anlayışınadır” diyerek iktidarı teyit etmişti.
Seçimin ertesi günü Gezi olayları ile ilgili davanın da duruşması vardı. Gezi’de daha önce yargılanmış ve haklarında beraat kararı verilmiş isimler yeniden “Türkiye Cumhuriyeti iktidarını ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla hâkim karşısına çıktı. Bir iktidar neyle ortadan kaldırılır? Darbe ya da silahlı mukavemetle. Peki Gezi’de silah kullanıldığına dair bir kanıt var mı? Yok... Güvenlik güçlerinden yaralanan ya da ölen var mı? Göstericilerin saldırısı sonucu ölen yok. İnşaattan düşen ve gaz bombası panzerin içinde patladığı için gazdan etkilenerek yaşamını yitiren iki polis var...
Göstericilerden ölen var mı? Evet 7 kişi.
Kavala, Gezi olaylarını nasıl finanse etmiş? İddaya göre göstericilere gaz maskesi alınması için para vermiş. Varsayalım ki öyle. Gaz maskesi bir saldırı değil savunma aracıdır. Savunma aracı ile iktidar devirmeye kalkışmak Gezi’de eylemcilerinin zekâsına hakarettir.
Siz seçimi millettin zekâsıyla dalga geçen argümanlarla kaybettiğinizi hâlâ anlamadınız mı?  

Yazarın Son Yazıları

Polen Nihat ile Epözdemir ilişkisi

Türk toplumunun magazine ve dedikoduya bağımlı olduğu malum.

Devamını Oku
27.12.2025
Yolun sonu görünüyor Kasım Bey!

Evet Kasım Bey, yol sonuna geldin.

Devamını Oku
20.12.2025
Özel televizyonlar çıktı meslek bozuldu

Eski Türkiye’de bir yılda yaşayacağımız olaylar silsilesini bir haftada yaşadık.

Devamını Oku
13.12.2025
Dilin kemiği varmış

Son günlerin siyasi atmosferinde yaşanan krizlerin neredeyse tamamı iç ve dış siyasi aktörlerin belagatın şehvetine kendini kaptırmasından ötürüdür.

Devamını Oku
06.12.2025
Hayalet-i temsiliye

İmralı görüşmesinden önce Öcalan’a gidecek heyet, medyada ve kamuoyunda temsil heyeti ya da eski deyimle Heyet-i Temsiliye muamelesi görüyordu.

Devamını Oku
29.11.2025
Ankara yanıyor

Hem de ne yanma.

Devamını Oku
22.11.2025
Bedava yaşıyoruz bedava

Siz bakmayın enflasyonun yüzde 60’larda seyretmesine.

Devamını Oku
15.11.2025
Postmodern bir casusluk filmi

Yeni dönemin casuslarıyla kıyaslandığında eski casuslara acımamak elde değil.

Devamını Oku
01.11.2025
Süper validen sonra süper savcılar geliyor

Sonunda bu da oldu.

Devamını Oku
25.10.2025
Hiçbir şey olmasa bile bir şeyler oluyor

Baş döndürücü hızla gelişen olaylar karşısında herkes birbirine soruyor “Neler oluyor” diye.

Devamını Oku
18.10.2025
Masada mıyız mönü de mi?

İktidar kanadına ve yandaş medyaya göre masadayız.

Devamını Oku
11.10.2025
Fevkaladenin fevkinde verdik

Öyle böyle değil bayağı iyi verdik.

Devamını Oku
04.10.2025
CHP-MHP ittifakı mı dediniz?

Aynı suda ikinci kez yıkanmak sadece bizim sosyal demokratlara özgü bir durum herhalde.

Devamını Oku
20.09.2025
Ben Celal, geliyorum!

Hayda Celal de kim yahu?

Devamını Oku
13.09.2025
Kapadokya’nın tabutuna son çivi

Anlaşıldı AKP iktidarı Unesco Dünya Mirası Listesi’ne aldığı Kapadokya’yı bitirmeye ant içmiş.

Devamını Oku
06.09.2025
Açıldım açıldım açılamadım

Rahmetli Kamil Sönmez, “Sen bu yaylaları yaylayamazsun” türküsünün ikinci kuplesini kendine özgü Karadeniz ağzıyla şöyle okurdu...

Devamını Oku
30.08.2025
Bahçeli’nin ipiyle kuyuya inmek

Bizim muhalif mahalle bir âlem.

Devamını Oku
23.08.2025
Ver papazı al kızı

Kurulmak istenen yeni dünya düzeninin her zamanki gibi ilk uygulama bölgesi, bizim de içinde olduğumuz Ortadoğu olacağı artık kuşku götürmeyecek kadar aşikâr.

Devamını Oku
16.08.2025
Onlar esir değil, emanet

Yeter artık; gerçekten yeter. Askerler sizin stres topunuz ya da esiriniz değil, devlete emanet edilmiş ana kuzularıdır.

Devamını Oku
02.08.2025
Mutfakta biri mi var?

Buna eminim ama kanıtlayamam. Son bir yılda yaşadıklarımızı başka türlü anlamlandırmak mümkün değil zira.

Devamını Oku
26.07.2025
Devleti terör örgütüne bırakırsan...

Eserinizle övünün. Güneyimizde ikinci bir Lübnan yarattığınız için ne kadar övünseniz az.

Devamını Oku
19.07.2025
Tunç Soyer konuşuyor

Aslında tam öyle değil. Konuşan onun adına, avukatlığını da üstlenen kızı Defne Soyer...

Devamını Oku
12.07.2025
Fena satışa geldik

Sonucuna da katlanırsın. Evet, babalar gibi sattılar faturasını da toplum olarak biz ödüyoruz...

Devamını Oku
05.07.2025
Vatan haini kimdir?

Sağ iktidarların en bildik söylemidir kendisini eleştirenleri “vatan haini” ilan etmek.

Devamını Oku
28.06.2025
Akıl gel başıma takıl

İlhan abinin yazılarında sıkça kullandığı “Akıl gel başıma takıl” sözü...

Devamını Oku
21.06.2025
Darbenin eli kulağında

Bizde değil canım; Amerika’da. Trump’ın öngörülmez, çılgın ve zikzak politikaları devam ederse Amerikan müesses nizamını ayakta tutanlar darbe yapabilir.

Devamını Oku
14.06.2025
Çöpçüsün sen çöpçü kal

İzmir Belediyesi işçilerinin başlattığı grev bir hafta sürdü. Bitmeyen grev yoktur zaten.

Devamını Oku
07.06.2025
Önce yargısız infazları durdur

İktidar haftalardır yeni infaz düzenlemesi ile ilgili, “Bayramdan önce cezaevleri boşalacak” umudunu pompaladı.

Devamını Oku
31.05.2025
Katliam ortaklığı ile övünmek

“Terörsüz Türkiye” şiarıyla yola çıkan ve PKK ile masaya oturan AKP iktidarı, bu kesime şirinlik yapmak için tarihteki katliam ortaklığına vurgu yapması akıllara ziyan bir anlayış.

Devamını Oku
24.05.2025
Savulun bozkürtler geliyor

Ne ilginç bir dönemden geçiyoruz. Anlayabilene aşk olsun. Daha iki yıl önce yapılan seçimlerde “Kılıçdaroğlu’nu Kandil destekliyor”, “PKK’liler sayaç okuyacak” diyen Cumhur İttifakı, Kandil’den gelen bildiriyi sevinçle karşıladı.

Devamını Oku
17.05.2025
Multi siyasi teröristlerimiz

Multi siyasi teröristlerimiz

Devamını Oku
10.05.2025
FETÖ’den daha tehlikeli örgüt: ATÖ

FETÖ’den daha tehlikeli örgüt: ATÖ

Devamını Oku
03.05.2025
Vicdan mahkemesi duruşma notları

Vicdan mahkemesi duruşma notları

Devamını Oku
26.04.2025
Biz kasetlerin, el Kıbrıs’ın derdinde

Biz kasetlerin, el Kıbrıs’ın derdinde

Devamını Oku
19.04.2025
Miyase İlknur yazdı...

Z kuşağının AKP polisi ve yargısıyla sınavı

Devamını Oku
12.04.2025
Boykot yapılacaksa onu da biz yaparız

Boykot yapılacaksa onu da biz yaparız

Devamını Oku
05.04.2025
Anlamadım gitti!..

Anlamadım gitti!..

Devamını Oku
29.03.2025
Aşk mı, memleket bu haldeyken...

Aşk mı, memleket bu haldeyken...

Devamını Oku
25.03.2025
Bana helal sana haram

Bana helal sana haram

Devamını Oku
22.03.2025
Sensin mezhepçi

Sensin mezhepçi

Devamını Oku
15.03.2025