Ülkemiz, Suriye’de yürütülen savaşın yarattığı zemin üzerinde yükselen koskoca bir sorunlar yumağı durumuna getirildi.
Ve hiç ara vermeden, çorap söküğü gibi yenileri ekleniyor, üstelik içerikleri de derinleşerek.
Dahası, “ODTÜ”de yapılan, “Ağaç Katliamı”ndaki gibi “iç yakıcı” boyutlara da uzanarak...
Kuşkusuz günümüz yargısının, daha doğru bir deyişle, “Yargı Erki”in durumu bu sorunların temel nedenlerinden.
Dolayısıyla, “Yeri Yargı Reformu”, ya da “Yeni Yargı Paketi” konusu yine ülkenin gündeminde.
“Yine” dememin nedeni -konusu başka da olsa - “2007” yılında da ülkemizin gündemine oturmuştu “Yargı Reformu”; “2009” yılının eylemlerinin de konusuydu.
İşte bunlardan biriydi, gazetemiz Cumhuriyet’in bahçesindeki aylarla süren eylem; resimde görüldüğü gibi, yazılanlarla istenenler, bir “Yargı Reformu” gibiydi.
• “Siyasi yargı yıkımdır!”
• “Sayın Başbakan yargıdan elini çek!” (Kuşkusuz Başkan için de...)
• “Adil yargı Başbakan için de!”
• “Ya Başbakan ol, ya da savcı!”
• “Adil yargı hepimize!”
• “Siyasi yargı ülkeyi böler!”
Peki değerli dostlar, “2009”dan, “2019”a, “on yıl”da geldimiz durum bu değil mi?
Ve yine değerli dostlar, bu “Yeni Yargı Reformu”yla, “Yargı Erki” olması gereken yapıya, dolayısıyla “yere” kavuşacak mı?
Kuşkusuz “hayır!”...
“Sözel” olarak, çözüm getirilmezse - yasalar çerçevesinde - “eylem” sıraya giriyor.
Günümüzde, “ODTÜ”de de durum buydu...
