Evet işgal!

04 Ağustos 2019 Pazar

Kaz Dağları’nda Kanadalı bir şirket (Alamos Gold) altın arıyor. 40 şirket sırada !
Kadim Mardin kentinin en güzel üzüm bağları ve zeytinlikleri alev alev...
Şirince’de ağaç katliamı başlayacak (mermer ocakları için) matematik köyünün hemen yanında.
Aydın’daki mevcut jeotermal santrallar incirleri, zeytinlikleri, çocukları, kadınları, erkekleri, yaşlıları hasta ediyor.
Sırada Munzur’un en verimli su kaynaklarının yok edilmesi var. Altınsız, mermersiz yaşayabiliriz ama susuz ömrümüz üç gün ve ülkemiz su zengini bir ülke değil.
Dünyada sadece iki tane benzer göl olan Salda Gölü’nün önünde Azrail bekliyor.
Karadeniz’de uyduruk HES’ler neşeyle horonlara karışan dereleri kuruttu. Karadeniz’i boydan boya kuşatan sahil yolu insanlar ile denizin ilişkisini kopardı, yaylalar artık Arap zenginlerinin ve kovanlarda bal bulamayan ayılar üzgün.
Dalaman yangınında uçaklar bakanlık emri ile kullanılmadı, binlerce ağaç, dünyanın en güzel kuşları, böcekleri öldü. Geyiklerin sadece boynuzları kaldı. Kaplumbağalar ömürlerinin bu kadar kısa olacağını düşünmemişlerdi.
Iğdır diye bir ova vardı. O artık İsraillilerin.
Dünyada ilk sulu tarım yapılan Suruç Ovası susuzluktan artık ölü bir ova!
Ülkemizdeki 10 banka Arap Emirlikleri ve Katar’ın.
TCDD müzesi ve tarihi Ankara Garı, Menzil tarikatına hibe edildi.
Sit alanı Kelebekler Vadisi artık otelcilerin emrine hazır. Bir emirle sit alanı olmaktan çıkarıldı.
Tüm itirazlara rağmen inatla yapılan İstanbul Havalimanı bir korku tüneline dönüştü. Yakında tüm yolcusunu yitirecek. Kesilen ağaçların, iş güvenliği olmaması nedeniyle ölen işçilerin, çiçeği kalmayan arıların ve yüzlerce yıllık göç yollarının üstünde sessizliği bozarak uçan uçakların öldürdüğü kuşların, kısaca doğanın ağıdı o bölgede hiç bitmeyecek.
Kısaca dostlarım “Çav Bella” şarkısında dediği gibi
İşte bir sabah uyandığında
Elleri bağlanmış buldum yurdumum
Her yanı işgal altında... Ve yeniden Mustafa Kemal Atatürk hepimize sesleniyor:

“Ey Türk gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni, bu hazineden, mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî, bedhahların olacaktır.
Bir gün, istiklâl ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin!
Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.
Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.
Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler.
Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-u-zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!
Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asîl kanda, mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk, 20 Ekim 1927”

Mustafa Kemal Atatürk’e sonsuz saygılarla...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları