İmecenin muhteşem gücü
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

İmecenin muhteşem gücü

26.10.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi. Keyfi kaçmış bir 68’li olarak dolanıp duruyordum. Canım yazı yazmak bile istemiyor. Neyse ki yoluma Kocaeli bölgesinin duayenlerinden, Kocaeli gazetesi yazarlarından Mustafa Küpçü çıktı ve beni alıp 2012 yılından bu yana İzmit Öğretmenler Evi’nde her perşembe toplanan ve sloganları, “Biz en çok kitap okumayı ve birbirimizi seven insanlarız” olan bir İmece topluluğunun içine attı.

Mustafa Küpçü’ye bir teşekkür borçluyum. Borcumu Karamürsel Belediyesi’nde yeni başladığım ve “Gel Sen de Hikâyemi Anlat!” başlıklı atölyemde kendisinin anlattığı bir hikâyeyle ödemeye çalışacağım. Elimden öyle kolayca kaçmak yok. Atölyemdeki genç Mustafa’nın en büyük hayali Hariciyeci olmakmış. Ankara Siyasal Bilgileri kazanmış ve hocaların hocası Muammer Aksoy onu yanına çağırmış ve sormuş, “Oğlum sen ileride ne olmak istiyorsun?” Mustafa Bey heyecanla “Hariciyeci” demiş. Muammer Bey sormuş: “Dil biliyor musun, Galatasaray mezunu musun?” Yanıt, “Az İngilizce” olmuş. “Peki ailenden Hariciyeci olan var mı?” “Hayır yok.” Muammer Bey o zaman en baba tavrını takınıp delikanlıya, “Oğlum sen gazeteci ol” demiş. Mustafa Bey de hocasının sözünü dinlemiş, gazeteci olmuş.

Şimdi gelelim içine atıldığım İmece grubuna. Gruptakilerin hepsi öğretmen ve meslekleri nedeniyle Türkiye’nin her ilçesini, her kentini tanıyorlar. Kars’tan İzmir’e kadar her yerde öğretmenlik yapmışlar. Emekli olunca kahvede okey oynamayı hiç sevmedikleri için düşünüp tartışmışlar ve her ay bir kitap okuyup kitapla ilgili düşüncelerini yazmaya karar vermişler. İlk önce beş olan sayıları giderek artmış, aralarından birkaç kişi kitap okurken vefat etmiş. Şimdilerde 16 yıldır devam eden grubun kişi sayısı 30’u aşmış. Grupta hiyerarşi yok. Herkes o ay okuduğu kitabı öneriyor ve oybirliğiyle gelecek ayın hep birlikte okunacak kitabı belirleniyor. Sonra gelsin eleştiriler, kitabın kişiye kattığı değerler. Ve bu değerlendirmeler, eleştiriler, “Söz uçar yazı kalır” diyen grubun arşivine ekleniyor. Ben de soruyorum: “Tartışma oluyor mu?” “Elbette” deyip ekliyorlar: “Ama biz birbirimizi sevenler topluluğuyuz.”

Gelelim bu okuma işi nasıl kent içinde nasıl çoğaltılıyor. Yok öyle ben kitabı okudum işim bitti demek. Grup elemanları çevrelerine özellikle üniversite öğrencilerine okudukları kitapları satın alıp dağıtıyorlar. Komşularına bayram hediyesi veriyorlar. Ancak okuyup eleştirilerini ve beğenilerini anlatmak koşuluyla. Bu arada iki yıl önce Umut Tepesi’nde bir hatıra ormanı kurmuşlar, üniversite ile birlikte büyütüyorlar. Ayrıca çevredeki kentlere, kasabalara gezi düzenliyorlar. İsteyen gelebiliyor. Sonra mesela Troya Müzesi’nde neler hissettiklerini yazmak koşuluyla. Bu da her ay çıkardıkları İmece dergisinde yayımlanıyor. Nasıl canınız böyle bir grupta olmayı çekti değil mi? İşler bitmedi, bir dost çocuklara arıcılık dersi veriyor, birileri amatör beden hocalığına devam ediyor, biri doğduğu kent Kilis’e gidip yerel hikâyeleri, türküleri topluyor, kitap yazıyor. Sevgili okurlarım elimde 16 yılda okunup değerlendirilen merhum kitap listesi var. Ne yazık ki dört sayfalık kitap listesini buradan yazamam, internetten listeyi bulabilirsiniz. Pek çok tanıdık adla karşılaşacaksınız.

Dostlarım epey zamandır bu kadar mutlu olmamıştım ama İmece’ye tüm vakitlerini tüm sevgisini vermiş, 1938 doğumlu Muharrem Acıl Bey beni ağlattı. O, bölgedeki Arifiye Köy Enstitüsü’ne giden üç köy çocuğundan biri. Köy Enstitüleri kapatılınca yerine kurulan öğretmen okulundan mezun olmuş. O bir şair, o bir koca çınar. Bana yıllar önce belgeselini çektiğim Beşikdüzü Köy Enstitüsü’nden mezun, toprağı bol olsun, Musa Hoca’yı namı diğer Fidel Castro’yu anımsattı. Şöyle başladı konuşmasına: “Ben bir köy çocuğuyum/ Bakmayın şehirde olduğuma/ Ütülü elbiseme, boyalı iskanpinlerime/ Köyümün izleri duruyor hâlâ toprak kokan ellerimde”. Okuldan mezun olduğunda Türkçe hocası olmuş ve ona sormuşlar, “Nerede çalışmak istersin, üç yer söyle?” O, “Türk bayrağının dalgalandığı her yerde görev yapabilirim” demiş. Yapmış da. Bugünlerde Muharrem Bey hukuk fakültesinden mezun olacak.

Oh, tepemde benimle dolaşan kara bulut yok oldu, ışıl ışıl kendime geldim.

Yazarın Son Yazıları

Boji’yle dünyayı gezdik!

Sevgili okurlarım, son yazdıklarıma bir göz gezdirdim.

Devamını Oku
07.12.2025
Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025