Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

28.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz. İşte gene 32. Uluslararası Adana Altın Koza Film Festivali nedeniyle Adana’dayım. Öncelikle Silivri’de tutuklu Adana Belediye Başkanı Zeydan Karalar’a seslenmek istiyorum: “Sevgili başkan çalışma arkadaşlarınız çok başarılı bir festival gerçekleştirdiler. Yüreğiniz ferahlasın!”

Şimdi gelelim Adana’daki Işıl’a. Dostlarım okurlarım pek çok yazarın, film yönetmeninin, oyuncunun Adana kökenli olması sıradan bir tesadüf değildir, Adana geç bir Hitit devletinin uzantısıdır ve her yer insan hikâyeleriyle doludur. Eh bu kadar insan hikâyesi dolu bir kentte ben de sadece film seyretmedim bir Alevi bölgesi olan Havuzlu Bahçe’de, kapısında “Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı” yazan kapıyı çaldım. Kapısını çaldığım evi çok eskilerden beri tanırım çünkü evin babası uzun yıllar benim kayınpederimdi. Kimden söz ediyorum: Süleyman Özgentürk’ten. Bayramları küçük büyük herkesin elini öpmek için sıraya girdiği, bir eğitim gönüllüsünden. Berberlik yaparak fedakâr eşiyle birlikte dokuz çocuk büyüttü ayrıca mahallenin gençleri de onun çocuklarıydı. Ve vasiyetinde bahçesinde yemek yediğimiz, müzik eşliğinde oynadığımız güzelim evinin bir eğitim kurumuna bağışlanmasını istedi. Çocukları isteğini yerine getirdiler şimdi orada çocuklar bilgisayardan yaptıkları maketin çıktısını alıyorlar, satranç oynuyorlar, derslerine çalışıyorlar, bahçede top oynuyorlar; onlara kim yardımcı oluyor gönüllü üniversite öğrencileri, öğretim üyeleri ve çocukları çok seven gönüllü anneler. O kadar çok istek var, o kadar çok kayıt yapılıyor ki sayıları bu eğitim yılında şimdiden 500’ü geçmiş. Vakıftan çıkarken kızlarından Nilgün bacımın anlattığı bir hikâye beni buluyor. 12 Eylül günleri Süleyman Bey’in üç çocuğu tutuklanmış, Ali, Nebil ve Nilgün Özgentürk Süleyman Bey yollara düşmüş üç çocuğunu ziyaret ediyor ve kızına evlerinde beslediği iki kekliği götürüyor. Tabii keklikler içeri alınmıyor, Nilgün de onları gökyüzüne salıyor. Yıllar sonra Nilgün’ün evine gittiğimde ötüp duran iki keklik gördüm. Gel de ağlama.

Şimdi sevdiğim filmlerden söz etme zamanı geldi. Kısaca “EV” adlı ulusal film yarışmasındaki bu filmimden çıktıktan sonra uzun uzun yürüdüm, film MaraşHatay depreminde evleri yıkılan ve çadırda yaşamaya çalışan üç çocuklu bir aileyi anlatıyor. Ama öyle bir anlatıyor ki adeta ben kendimi yeniden evlerini yapmak için çırpınan o ailenin bir ferdi gibi görmeye başladım. Her şey o kadar doğal, o kadar abartısız ki. “Acaba bir belgesel mi izliyorum?” diye kendi kendime sordum ama hayır yönetmen ve ekibi o denli gerçekçi bir anlatım seçmişler ki kendimi çimdikleyip “Hayır bu bir kurmaca” diyorum. Yönetmen Orhan Eskiköy’ü, görüntü yönetmenini, kurgucu ve tüm oyuncuları canı gönülden kutlarım. Ve dilerim depremde evleri yıkılan binlerce kişi birlikte mücadele edip terk etmedikleri kentlerinde evlerine kavuşurlar.

Sevgili arkadaşlar dedim ki çeşitli festivallerde ödüller alan “Zamanlar Gazze’de” filmine mutlaka gitmeliyim. Yönetmenler Arab Nasser ve Tarzan Nasser. Koltuğa oturdum, kafamda Gazze’den bin bir acılı görüntü. Ama o da ne film Gazze’de çekilen ilk filmmiş ve Hamas’ın her alanı kontrol ettiği bir zamanda geçiyor.

Şöyle, bir Hamas polisi uyuşturucu satan bir aşevi sahibini tutukluyor ve iki teklif sunuyor: Adam polise ya para verecek ya da ölecek. Aşevi sahibinin bir de her işe koşan narin mi narin bir çalışanı var. Adam ona adeta babalık yapıyor. Neyse devam edelim, Hamas polisi bir gece uyuşturucu satıcısı adamı öldürüyor. Yardımcı genç bu öldürme olayına tanık oluyor.

Birden film üç yıl sonraya gidiyor, yardımcı tanınmamak için saçlarını uzatmış, kahvede demleniyor, o sırada bir film yönetmeni yanına geliyor ve “Gazze’de ilk kez film çekme izni aldıklarını, onun da başrol için uygun olduğunu ve başrol oyuncusu sonunda kahraman olacağını” söylüyor. Yardımcı Hamas milisini oynamayı kabul ediyor. Film uzun, Hamas yetkilileri her dakika filmi kontrol ediyorlar ve bizim yardımcı artık Hamas milislerin komutanı olmuş, bir savaş sahnesi çekilirken gerçek bir mermiyle alnından vuruluyor. Ve Hamas onu bir kahraman olarak uğurluyor.

Gerçekten tuhaf bir filmdi ve bence ilk kez karanlıklar içinde ülkeyi yöneten Hamas’ı tiye alıyordu.

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025