Boji’yle dünyayı gezdik!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Boji’yle dünyayı gezdik!

07.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım, son yazdıklarıma bir göz gezdirdim. Galiba ben mazoşist oluyorum. Dilovası’ında patlayan parfüm deposunda ölen üçü çocuk yedi kadın işçi, MESEM’in işverenlere kıyağı nedeniyle işyerlerinde ölen çocuk işçiler, havalarda uçuşan ve “sayın Öcalan” sözleriyle başlayan tehditler, her gün şiddetini artıran muhalif tutuklamaları; ansızın işten çıkarılan, tazminatları ödenmeyen işçilerin yalnızlığı, artan akran şiddeti, çocuk çeteleri ve daha pek çok olumsuz durum beni iyice içine çekmiş. “Hop!” dedim, “Bugün iç açıcı bir şeyler yazayım” dedim. Hem okurlarıma hem de bana iyi gelir. Başladım düşünmeye, yok aklıma hiç açıcı bir şey gelmiyor, kuşatılmış durumdayım, böyle bir durum başıma ilk kez geliyor. Olacak gibi değil, en eski yazılarımı karıştırmaya başladım ve 28 Kasım 2021’de yazdığım “Boji’yle dünyayı gezdik” yazısı önüme düştü. Boji’yi anımsadınız değil mi? Hani şu otobüslere, vapurlara binen ve İstanbul’u gezmeye doymayan köpek dostumuz. Şikâyet edilmişti, ben de hepimizin sevgilisi Boji ile, o Matematik Köyü’ne gönderilmeden önce dünyayı yeniden gezmek istemiştim. Devamı şöyle gelmiş:

“Bak Boji” dedim, “Denizi seyretmeyi, metrolara kaçak binip İstanbul’un bir ucundan bir ucuna gitmeyi seviyorsun ama artık bu seni kesmez, gel birlikte bir dünya turuna çıkalım.” Boji dünden razı, gözleri parladı ve hemen yola koyulmak için hazır ol vaziyetine geçti, böylece dünya turumuz başladı.

İlk önce Küba’ya gittik. Sabahın erken saatleri, Boji şen şakrak okul öğrencilerini görünce bir sevinç narası attı. O zaman ben bir açıklama yaptım: “Bak Boji İstanbul’da kaçak ulaşım araçlarına biniyorsun ya, o kadar övünme gördüğün bu öğrenciler ülkelerinde hiçbir ulaşım aracına para vermiyorlar.” Boji bunları duyunca çıldırdı ve sıraya girip ilk kez yasal olarak bir ulaşım aracına bindi.

Araç içinde kimse onu yadırgamadı ve birden öğrencilerden biri bir Latin ezgisine başladı, hayda bütün öğrenciler dans ediyor, Boji bir iki baktı ve bacaklarını kıvıra kıvıra dans etmeye başladı. Bu iş Boji’nin öyle hoşuna gitti ki... Küba’daki ilk gününde öğrenci arabalarına binip durdu.

Akşam Kübalı bir ailenin işlettiği küçük bir lokantaya gittik. “Boji” dedim, “Şimdi sana deniz ürünlerini tattıracağım. Bekle ben ayıklayıp sana vereceğim”. Boji biraz şaşkın, masada uslu uslu oturup benim dev bir ıstakozu ayıklamamı bekledi, ardından ayıklanmış ıstakozu göz açıp kapayıncaya kadar adeta yuttu. Sonra da yüzüme öyle mahzun mahzun baktı ki dayanamayıp bir ıstakoz daha ayıkladım. Çünkü Boji’nin bu yolculukta gücünü hiç yitirmemesi gerek. Hem Küba’da ıstakoz sudan bile ucuz.

Küba’dan yola çıkıp denizden 4 bin 500 metre yüksekteki Bolivya’ya geldik. O kadar yüksekteyiz ki ben alışkınım ama Boji’ye hemen bir oksijen maskesi takıldı ve başladık dağ bayır gezmeye. Ve ünlü Tanganika gölüne geldik. Yüksekliğe alıştığı için Boji’nin maskesini çıkardım ve “Hadi koş bakalım” dedim. Koştu koştu kendi boyundaki iki minik Bolivyalı çocuğun yanında durdu ve zıplamaya başladı, tam anlayamamıştım meğer Bolivyalı çocuklar iki minik Alpaka yavrusunu gezdiriyorlarmış. Alpakalar süt beyaz tüyleri ve gülümseyen dudaklarıyla öyle şirindiler ki bizim Boji onları yalamaya başladı. Bolivyalılar fotoğraf çekilmesini hiç sevmezler, hatta çekeni fena azarlarlar, hatta tükürürler. Ama Alpakaları yalayan Boji, Boji’nin başını okşayan iki Bolivyalı velet öylesine sevimlilerdi ki dayanamadım. Korkarak fotoğraf çektim, o da ne, çevredekilerden hiçbiri beni azarlamadı, yüzüme tükürmedi aksine bizi alkışladılar. Boji o gün burnu havada dolaştı.

“Boji” dedim “Dağ bayır dolaştığımız yeter biraz da çöllere gidelim”. Boji çölü ne bilsin ama yola çıkmıştı ya, şansına ne gelirse. Uçaklara bindik indik Büyük Sahra Çölü’ne geldik. Çöl öylesine uçsuz bucaksızdı ki, Boji ilk anlarda bu uçsuz bucaksızlıktan ürktü. Adımları geri geri gitti. Yapacak bir şey yok. Ben kendimi çölün kumlarına attım, sırt üstü yatıp gökyüzünü seyretmeye başladım. Bir yandan da Boji’ye bakıyorum, kumlarda dikkatlice, neredeyse korkarak yürüyordu; birden kumları yara yara inanılmaz bir koşuya başladı. Çılgın gibiydi, kumların içinde yattı, kalktı, debelendi ve sonunda yorgun argın yanıma gelip sırt üstü yattı ve gökyüzünü seyretmeye başladı. Ufaktan ay çıkmıştı, Boji aya dalıp gitti.

Boji gördükleri ve yaşadıklarından biraz sersemlemişti, en iyisi Tayland’a gidip bir manastırda Tay mesajı yaptırmak diye düşündüm. Ve Uzak doğunun büyülü ülkesi Tayland’a ayak bastık. Hemen ünlü bir manastırın masaj bölümüne gittik. Masalarda sıra sıra insanlar yatıyor ve masaj ustaları bacak, kol kopararak işlerini yapıyorlardı. Boji’yi kimseler yadırgamadı ve ben bir masaya, Boji öteki masaya yattık ve masaj başladı. Boji masajın başında uyumaya başladı, ben bir saat sonra uyandığımda Boji hâlâ horul horul uyuyordu

Eh artık Boji’yle yaptığımız dünya turumuz sona ermeliydi. Boji’de hafiften memleket hasreti başlamıştı. Anlaşılan Boğaz’ı, vapurla geçtiği Marmara’yı özlemişti. Yavaştan ülkeye dönme zamanı gelmişti. Biz de döndük ve Boji koşarak bir vapura bindi, bana da arka ayağını kaldırarak el salladı.

Yazarın Son Yazıları

Boji’yle dünyayı gezdik!

Sevgili okurlarım, son yazdıklarıma bir göz gezdirdim.

Devamını Oku
07.12.2025
Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025