Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

31.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir. Ve bu günlerde izlediğim filmlerin büyük çoğunluğu kapitalizmin dünyayı getirdiği duruma isyan eden insanların topluca ya da tek tek gerçekleştirdikleri “sivil itaatsizlik” eylemleriyle dolu. Anlaşılan o ki pek çok insan dünyanın kapitalizmin aracılığıyla yok edilmesine karşı bir şeyler yapmak gereğini hissediyor. Yoksa karşıma çıkan her on suç başlıklı filmden yedisi sivil itaatsizlik üstüne olmazdı. Çünkü filmler özellikle de “bağımsız filmler” bize endişelerimizi, içinde bulunduğumuz durumu çok önceden işaret eder.

Anlaşılan o ki insanlar artık bir ortaoyununa dönen demokrasinin bir hal çaresi olmadığının farkındalar. Çünkü dünyaya demokrasi diye yutturulan düzenin sadece ve sadece zenginleri, büyük şirketleri koruduğunun farkındalar, çünkü bunun binlerce örneği var. O zaman yaşasın sivil itaatsizlik!

Bir örnek: Bir Amerikan kenti. İlaç sanayi kentin can damarı. Ve ilaç üretilen büyük tesislerden kent suyuna kanser yapan atıklar akıtılıyor. Ve kentten taşınamayan yoksul insanlar bu suyu mümkün olduğunca az kullanmaya çalışıyorlar, biliyorlar pek çok çocuk öldü, kanser ve diğer hastalıklar kapıda. Tüm protestolara rağmen, senatörleri, milletvekillerini satın alan şirket, atıklarını atmaya devam ediyor. Meğer ben bilmiyormuşum, Amerika’da küçük küçük örgütler oluşmuş, özellikle ilaç ve gıda sektörünü takip eden, birlikte yaşayan, tüketimi en aza indirgemiş genç ya da yaşlı fark etmeyen insanlardan oluşmuş örgütler. Öte yandan bu örgütlerin ne zaman ne yapacağını öğrenmeye çalışan güvenlik şirketleri de sürekli onları takip ediyormuş. Eylemlerini önceden kestirip engellemek için.

Benim tanık olduğum belgeselde sivil itaatsizlerden oluşmuş bir örgüt var. Örgütte bir zamanlar Nijerya’da Sınır Tanımayan Doktorlar örgütünde çalışmış bir doktor var, elleri sürekli titrediği için artık işini yapamıyor çünkü Nijerya’ya orduyla anlaşmalı olarak antibiyotik gönderen bu ilaç şirketi, oraya yan etkileri tam olarak denenmemiş bir ilacı yollamakta hiçbir sakınca görmüyor. Doktorun birlikte çalıştığı kız kardeşi bu ilaç nedeniyle deliriyor, intihar ediyor ve kendisi de artık doktorluk yapamıyor.

Örgütte gencecik bir kız da var. Kentteki dev ilaç şirketinin yönetim kurulu başkanının kızı. Gözlerinin önünde küçücük çocukların nasıl acı çekerek öldüğünü görmüş, bu nedenden ailesiyle ilgisini kesmiş ve tek amacı bu dev şirketi dünyaya teşhir etmek!

Ve dünyanın derdini dert edinmiş başkaları. Bir ormanda hep birlikte çöpten aldıkları yiyeceklerle yaşıyorlar. Ve plan yapıyorlar, öncelikle denenmemiş antibiyotikleri yollayan yönetim kurulunun bir tanıtım toplantısında, tüm yönetim kurulu üyelerine şampanyanın içinde o antibiyotikten veriyorlar. Size bu çok vahşi mi geldi? Hemen söyleyeyim ölümcül miktarda değil, kalıcı hasar yapacak miktarda değil, sadece onları o muhteşem, görüntüye de alınan tanıtım toplantısında sürekli tuvalete koşturacak kadar. Eh anlayan anlıyor.

Gelelim diğer olaya, örgüt gene muhteşem bir planla şirket yöneticisi adamı ve karısını yani örgütteki kızın anne babasını kaçırıyor ve tam da atıkların kent suyuna bırakıldığı saatte onlara suya girmelerini emrediyorlar. Senatörleri, milletvekillerini, savcıları satın alabilirsiniz ama hadi şu çok temiz dediğiniz suya bir girin bakalım. Anne ve baba kıza yalvarıyorlar, babanın gerçekten hiçbir şeyden haberi yok, atıkların düzgün dağıtıldığını düşünüyormuş, annenin ise haberi var. Ve baba ağlayarak atıkların tam da boşaldığı saatte suya giriyor.

Şimdi gelelim işin püf noktasına başlığımda ne sormuştum: “Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?” Bu sorunun yanıtı bence evet! Nasıl mı yasaları hiçe sayarak hâkimlere, savcılara emir veriliyor, suçsuz insanlar yargı tarafından rehin alınıyorlar. Yenidoğan bebekleri öldürenler elini kolunu sallayarak geziyor, çünkü o yenidoğanın kanında yaşlı insanları dirilten bir hormon var. Ormanlar yakılıyor ve özellikle yangın söndürme araçları alınmadığı, uçak paraları yandaş şirketlere hibe olarak verildiği için yüzlerce dönüm toprak çöl oluyor. Maden şirketlerini atlamayalım, ruhsat üstüne ruhsat veriliyor ve geride kalan kuruyan güzelim göllerimiz, artık akmayan baş döndürücü derelerimiz... Topraklarına ve zeytin ağaçlarına bir evlat gibi sarılıp onları korumaya çalışanları, ağaçlarını, topraklarını korudukları için emirle özellikle kadınları sürükleyen, döven kolluk kuvvetleri. Sahte diplomalar ve işine devam eden rektörler, doktorlar, müdürler. Daha yüzlerce sivil itaatsizlik.

Evet, dünya kendini intihara sürüklüyor. Bir düşünün, biz de kendi ayağına kurşun sıkan ülkelerin başında geliyoruz. Biz bu güzel ülkeyi hak etmiyoruz, nerede bir ağaç kesilse, nerede görkemli bir deniz kıyısına otel yapılmak için el konulmaya çalışılsa benim aklıma oralarda direnen, nöbet tutan insanlar geliyor. Bu ara en çok saygı duyduğum kişiler onlar. Çünkü sadece bu ülkeyi değil, dünyayı kurtarmak için yola çıkmışlar. Yaşasın dünyayı kurtarmaya çalışan sivil itaatsizlik!

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025