Kırmızı elbiseli küçük kız
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Kırmızı elbiseli küçük kız

21.09.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu. O işgal altındaki Filistin’de doğmuştu. Hayata her çocuk gibi sevinç çığlığı atarak başlamıştı. 10 aylık olduğunda babası terörist suçlamasıyla İsrail zindanlarına konulmuştu, annesinin o gün sütü kesilmişti, kırmızı elbiseli küçük kız o gün ilk kez açlık nedir bilmişti.

Kırmızı elbiseli küçük kız, 7 yaşına bastığında annesi, dayıları, teyzeleriyle birlikte yola koyulmuştu, annesi en çok onun için yeni bir yurt istiyordu, aşağılanmadan yaşayacakları yeni bir vatan. Ailenin her bireyinden 2000 Avro alan birileri onları önce İran sınırından Türkiye’ye sokmuş ardından İstanbul’a getirip bir bodruma kapatmışlardı. Bodrumdan dışarı adım atmak yasaktı ve bodruma her gün yeni insanlar getiriliyordu, bunlar ne olursa olsun kendilerine yeni bir yurt arayan insanlardı. Sayıları yirmiyi bulmuştu.

Kırmızı elbiseli küçük kız herkesin sevgilisiydi. Bodrumdaki yedi kadın onu sırayla ninnilerle uyutup masallarla uyandırıyorlardı. Bu masallarda en çok gidilecek yeni yurttan söz ediyorlardı, bu yurdun suyu şifalıydı, otları miski amber kokuyordu ve bu yeni yurtta ölümün yeri yoktu, insanlar aşk acısı çekmezdi, sevenler sevdiğine kavuşur, kırk gün kırk gece düğün dernek yapılırdı.

Bodrumda hiç konuşmayan dedeler de vardı, yerinde duramayan delikanlılar da. Dedeler her dem iç çekerek tütün sararken içlerinden dua ederlerdi:

“Yarabbi, bize yeni bir yurt nasip eyle ama öldüğümüzde vatanımıza gömsünler bizi ölümüzü yaban ellerinde bırakma.”

Delikanlılar sigara üstüne sigara içerken hayal kuruyorlardı. Bu hayallerde hiç yenilgi yoktu, hiç aşağılanma yoktu, hiç başarısızlık yoktu. Hele bir özgürlüğe kavuşsunlar, dağı taşı delip geçerlerdi.

İşte nihayet beklenen gün geldi, bir minibüse bindirilip yola koyulmuşlardı. Kırmızı elbiseli küçük kız Özgürlük yakındı artık. Küçük kızın annesi kızına yola çıktıklarından beri çantasında özenle sakladığı kırmızı bir elbise giydirmişti. Birisi göz boncuklarından yapılmış bir bilezik takmıştı koluna, saçlarını iki yana tarayıp tokalarla süslemişlerdi.

Minibüsün içinde birbirlerinin kalp atışlarını dinleyerek ilerliyorlardı.

Saatler sonra minibüs bir yerde durdu. İndiler, deniz kıyısı bir yere gelmişlerdi. Akşam olmak üzereydi. Minibüsün şoförü kıyıdaki kayaların arasına gizlenmiş iki lastik botu gösterip “İşte demişti Midilli! Yani karşı kıyı Yunanistan sabah erken saatlerde botlara binip şu kürekleri çekerek oraya varırsınız. Yolunuz açık olsun.”

Minibüsün şoförü bunları söyleyip toz olmuştu. Yirmi kişilik topluluk öylece kala kaldılar. Geceyi soğuktan donarak, titreyerek geçirdiler sabahleyin botlara binip küreklere asılmaya vakit bulamadan, Türk Sahil Güvenliği’ne yakalandılar.

Cümle hayaller soğuk sulara gömülmüştü.

Ben kırmızı elbiseli küçük kızı yirmi kişinin getirildiği Assos kıyı karakolunda gördüm. İlk kez bir mülteci topluluğu görüyordum, suskundular ve kırmızı elbiseli küçük kızın yüzündeki çaresizlik ürkütücüydü, sanki yüz yaşındaydı. Karakolda askerler onlara çorba ikram ettiler ve o gün kıyıdaki herkes vatan toprağından zorunlu olarak kopmanın ne demeye geldiğini düşündü.

Bu olay 2009 yılında oldu. Ben daha sonraları Suruç’ta, Maraş’ta Antep’te gittiğim, mülteci kamplarında o kırmızı elbiseli kızın, sarı saçlı, siyah saçlı kardeşlerini gördüm. Mülteci kamplarının ortasında, yırtık bir topun peşinden koşturduklarını gördüm. Onlara masal anlatan annelerini, ninelerini gördüm. Suskun dedelerini, babalarını gördüm. Akdeniz’e dökülmüş ölülerini gördüm. Dünya devletlerinin bombalar yağdırırken “Beni öldürmeyin!” diye haykıran çocuklara nasıl kayıtsız kaldıklarını da gördüm. Bu dünya artık merhametini yitirmiş bir dünya. Bütün yağmurlarda, bütün rüzgârlarda o kırmızı elbiseli kızın acılı gözyaşları var. 

Yazarın Son Yazıları

Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025
Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Cihatçılar Alevileri ve muhalifleri öldürürken...

Devamını Oku
16.03.2025
Ah ne çok öldük!

Ah ne çok öldük!

Devamını Oku
09.03.2025
Ne oldu barış mı gelecek?

Ne oldu barış mı gelecek?

Devamını Oku
02.03.2025