Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!
Işıl Özgentürk
Son Köşe Yazıları

Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

16.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum. Az sonra bir parfüm şirketi yetkililerine sunum yapacağım. Daha önce animasyon olarak çizdirmişim, kısa bir film, on üç yaşlarında bir kız çocuğu elinde bir parfüm şişesi, yoğun bir sisin içinde ilerliyor. Birden karşısına kara peleriniyle yüzünü gizleyen, elinde keskin tırpanıyla Azrail çıkıyor ve kızın elindeki parfümü hoyratça alıyor, aynı anda kız yok oluyor ve yüzü görünmeyen Azrail elindeki parfümü şehvetle bağrına bastırıyor. Ve alttan bir yazı geçiyor: “Bu parfüm ölüm kokar!”

Ben hemen reklam şirketindeki işimden atılıyorum.

Evet dostlarım on beşinci yüzyılda özellikle Fransız saraylarındaki lazımlık kokusunu gidermek ve pek banyo yapmayan saray kadınlarının güzel kokmaları için keşfedilen parfüm şimdilerde kozmetik sanayisinin en önemli gelir kaynaklarından biridir. Öyle ki bir erkek ya da kadının çantasında mutlaka bir parfüm şişesi olmalıdır. Doğal olarak herkes güzel kokmak ister. Ünlü markaların bin bir çeşit parfümleri öyle pahalıdır ki herkes alamaz, bu nedenle pek çok ülkede kokusu bir saat içinde kaybolan sahte parfümler piyasaya sürülür.

Şimdi nereden geldi aklıma bu parfüm meselesi. Hepimizin malumu Türkiye’nin hava kirliliğinin tap yaptığı Kocaeli kentinin, Dilovası ilçesinde parfüm dolumu yapan bir fabrikada patlama oldu ve hiçbir iş güvenliğinin olmadığı ruhsatsız fabrikada sigortasız çalıştırılan üçü çocuk altı kadın öldü. Fabrika CİMER ve belediyeye defalarca ihbar edilmişti. Neden reklam şirketi beni işten atıyor ki haklı değil miyim? Biz bir ilki başardık ve ölüm kokan parfümü yeryüzüne saldık.

Sevgili okurlarım bu yıl taşındığım Değirmendere’den İstanbul’a giderken ben bu ölüm parfümünün yapıldığı Dilovası’ndan geçiyorum, bölgeye yaklaşırken arabaların havalandırmaları hemen kapatılıyor. İnsanlar yüzlerini atkılarıyla sarıyorlar, çantalarında tuttukları maskelerini takıveriyorlar. Burası Dilovası, ova değil, fabrikaların çıkardığı ölümcül gazların karanlığında yaşamaya çalışan insanların mecburi yuvası. Burası fabrikaların denetlenmediği, denetlense bile komik ceza paralarıyla üstlerinin örtüldüğü bir bölge. Burada yaşayanlar çoğunluk Kürt vatandaşlarımız. Bölgelerinde iş olmadığı için bu ölüm çukuruna gelmişler. Bir zamanlar yemyeşil bir ova olan burada, yenidoğan ölümleri ve düşük ülkemizin her yerinden daha fazla. Yaşamayı başaran çocuklar üç yaşlarında astım hastası oluyor ve akciğer kanseri her evden en az bir kişiyi vaktinden önce öldürüyor.

Hepimiz biliyoruz, ülkemiz karaparacıların, bin bir çeşit mafyanın ve işlerini yapmak gibi bir kaygıları olmayanların, pek çok hâkimin ve savcının milyonluk villaları olan bir ülke. Bu ülkede çocuklar ölüyor, işçiler ölüyor, kadınlar öldürülüyor, gariban askerler mağaradaki olmayan metan gazından ölüyor, ikinci el uçak düşüyor 20 askeri uzman ölüyor ve oğlu dağlarda şehit olan bir asker annesinin “Ölü sizin evinizden çıkmıyorsa, helvası tatlı gelir” sözleri yurdumun her köşesinden yükseliyor. Yas tutma hakkımız bile elimizden alındı.

Gene parfüm meselesine dönelim. Yıllar önce Yugoslavya iç savaşının bitiminden on yıl sonra Saraybosna’ya gitmiştim. Şehre girerken ilk gördüğüm şey, Saraybosna’nın ünlü kent kütüphanesinin toplarla delik deşik edilen duvarının önündeki tam on tane kocaman cam muhafazalara asılmış dünyanın ünlü parfüm markalarının reklam panolarıydı. Bence Yugoslavya iç savaşının neden çıktığını anlatan en etkileyici görüntüydü. Daha sonra savaşta ölenlerin gömüldüğü mezarlıkta, rehberin gösterdiği yollardan santim şaşmadan yürüdüm. Çünkü henüz toprağa gömülü bombaların tamamı çıkarılmamıştı ve ünlü parfüm firmalarının reklamlarına inat, her yer ölüm kokuyordu. Ve anladım ki ölüm kokusu dünyanın her yerindeydi.

Reklam şirketi beni kovmakta haklı.

Yazarın Son Yazıları

Yetti bu uyuşturucu magazini!

Sevgili okurlarım vallahi billahi bana iki şeyden daral geldi.

Devamını Oku
21.12.2025
Hereke yolunda

Sevgili okurlarım sevdiğim tahta heykeller diyarı Değirmendere’ye taşındığımdan beri dostlarım, okurlarım beni hiç yalnız bırakmıyorlar.

Devamını Oku
14.12.2025
Boji’yle dünyayı gezdik!

Sevgili okurlarım, son yazdıklarıma bir göz gezdirdim.

Devamını Oku
07.12.2025
Canım şaka yapmışlardır

Sevgili okurlarım, yıllar önce İspanya’nın Endülüs bölgesinde dolanırken nereden aklıma düştüyse yolda gördüğüm Çağlar Boyu İşkence Aletleri Müzesi’ne girivermiştim.

Devamını Oku
30.11.2025
Denize düşen yılana sarılır

Sevgili okurlarım gerçekten bıktım, neden mi?

Devamını Oku
23.11.2025
Müjde! Ölüm kokan parfümlerim var!

Sevgili okurlarım bir an kendimi bir reklam şirketinde çalışırken buldum.

Devamını Oku
16.11.2025
Dünya unuttuğu bir sözcüğü yeniden anımsadı: Sosyalizm!

Geçtiğimiz hafta, uzun zamandır siyasal ve ekonomik belirsizlik, biri biterken öteki başlayan savaşlar ve giderek şiddetini artıran emek sömürüsü karşısında umutsuzluğa kapılan dünya halkları, uzun zamandır egemen güçler tarafından özellikle unutturulan bir sözcüğü yeniden anımsadı: “Sosyalizm!”

Devamını Oku
09.11.2025
Kraldan çok kralcılar

Sevgili okurlarım tarih bize, ülkelerin çökmesine en çok yardım edenlerin kraldan çok kralcılar olduğunu gösterir.

Devamını Oku
02.11.2025
İmecenin muhteşem gücü

Sevgili okurlarım ülkemin içinde bulunduğu belirsizlik durumu, giderek çoğalan çocuk çetelerinden söz etmek, öldürülen yoldaşların ardından ağıt yakmak, her gün bir kadın cinayetiyle yüz yüze gelmek beni hiç olmadığım kadar umutsuzluğa sürükledi.

Devamını Oku
26.10.2025
Hakan Tosun sen gittin gideli

Sevgili okurlarım bu hafta bir vatanseveri, bir doğa koruyucusunu, işi sadece gerçekleri belgelemek olan bir güzel insanı Hakan Tosun’u toprağa verdik.

Devamını Oku
19.10.2025
Düzenin yeni kurbanları: Katil çocuklar!

Bir avukat İstanbul’da kalabalık bir caddede, ofisi önünde maskeli kişiler tarafından Kalaşnikoflarla taranarak öldürülüyor.

Devamını Oku
12.10.2025
Ah bu ne sevgi bu ne ıstırap!

Sevgili okurlarım insanın tüylerini ürperten. “Bu kadar da olmaz” dedirten bir fotoğrafa bakıp duruyorum.

Devamını Oku
05.10.2025
Adana’nın yolları taştan sen çıkardın beni baştan!

Sevgili okurlarım hepiniz benim Adana sevgimi bilirsiniz.

Devamını Oku
28.09.2025
Kırmızı elbiseli küçük kız

Onun hiçbir şeyden haberi yoktu.

Devamını Oku
21.09.2025
Vahşetin korkunç sularında

Sevgili okurlarım şimdi gelin İtalya’nın Roma kentinde vahşet resimlerinin sergilendiği bir müzeye girelim.

Devamını Oku
14.09.2025
Bir kitap: ‘Sırlarım İpte Asılı Kaldı Balım’

Sevgili okurlarım bugüne kadar hiçbir kitap beni böylesine acıtmamıştı.

Devamını Oku
07.09.2025
Devlet bir sivil itaatsizlik örgütü müdür?

Sevgili okurlarım, sivil itaatsizlik özellikle yasalardan, yönetimden hoşnut olmayanların başvurduğu bir eylemdir.

Devamını Oku
31.08.2025
Bize kim düşe?

Sevgili okurlarım bugün yazıma Leonard Cohen’in “Herkes biliyor geminin su aldığını./ Herkes biliyor kaptanın yalan söylediğini./ Ve herkes biliyor zarların hileli olduğunu” şiiriyle başlayayım dedim, herkes biliyor da ben neden böyle doktorun az önce biyopsi yaptığı bir hasta gibi endişeyle bekliyorum.

Devamını Oku
24.08.2025
Ah ah beni belediye başkanı yapmadılar!

Sevgili okurlarım iyice kafa sersemi olduk.

Devamını Oku
17.08.2025
Parayı veren düdüğü çalar!

Sevgili okurlarım bu yaz kendimi büyük bir açık hava tiyatrosunda oyun izliyor gibi hissediyorum.

Devamını Oku
10.08.2025
Şu nitelikli ol ne demek? Biri bana anlatsın!

Sevgili okurlarım bir hafta önce ülkemizde her yer yanıyordu.

Devamını Oku
03.08.2025
‘Kolay ölümler ülkesi’

Sevgili okurlarım başlık benim değil, sosyal medyada gördüm, sahibini aradım, bulamadım ama bu başlığa vuruldum.

Devamını Oku
27.07.2025
Asılacak kadınlar ülkesi

Sevgili okurlarım bu hafta yazar Pınar Kür’ü sonsuza uğurladık.

Devamını Oku
20.07.2025
Kavşaktayız yeni sorular sorma zamanı!

Sevgili okurlarım ne yazık ki kavşağa geldik arabayı ya uçurumdan aşağı süreceğiz ya da hepimiz yepyeni sorular sormaya, çözümler bulmaya çalışacağız.

Devamını Oku
13.07.2025
Topyekûn savaştayız!

Başlığım kimseyi şaşırtmadı değil mi? Evet, bu canım ülkede yepyeni bir savaş deneniyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Zeytine ağıt

Sevgili okurlarım şimdilik füzelerle, insansız uçaklarla yapılan savaş bitmiş görünüyor, doğrusu ben bittiğine hiç inanmıyorum. Bir yerlerde gene füzeler uçacak, çocuklar ölecek, ölüyor da. Şimdi gelelim bizdeki asıl savaşa. Evet dostlarım ülkemizin zeytinliklerimizi bitirme savaşı bu.

Devamını Oku
29.06.2025
Dünyanın hali gibi halimiz

Sevgili okurlarım meğer bizim bu kadim ülkemizde ne kadar çok savaş uzmanı varmış.

Devamını Oku
22.06.2025
Yeniden Türkiş Dekameron

Sevgili okurlarım, epey bir zamandır yaklaşık 20 yıldır bu köşede neredeyse aynı sorunları yazmaktan bıktım.

Devamını Oku
15.06.2025
‘Bana denizi göster’

Sevgili okurlarım gene bir bayram günü, üstelik pazar. Açık konuşmayı severim bilirsiniz öyleyse açık konuşayım ben bu bayramı hiç sevmem.

Devamını Oku
08.06.2025
Unutma biz Anadolu’yuz!

Sevgili okurlarım bir kentten başka bir kente taşınmak ne kadar zormuş.

Devamını Oku
01.06.2025
Biraz mevzu değiştirelim

Sevgili okurlarım 50 yıldır yaşadığım İstanbul’u bırakıp Kocaeli’nin Değirmendere Mahallesi’ne taşınıyorum.

Devamını Oku
25.05.2025
Cebinde şiirlerle dolaşan bir film yönetmenini uğurlarken

Sevgili okurlarım 25 yıllık hayat ve iş arkadaşım, kızım Dünya’nın babası cebinde şiirlerle dolaşan tüm hayatı boyunca devrime inanan film yönetmeni Ali Özgentürk’ü sonsuzluğa uğurladık.

Devamını Oku
18.05.2025
Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Yurdumuz yeniden bizim olmalı!

Devamını Oku
11.05.2025
24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festivali’nde toplu anılar

24. yılını kutlayan Afyonkarahisar Klasik Müzik Festival

Devamını Oku
04.05.2025
Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Unutma deprem geliyorum der ve gelir!

Devamını Oku
27.04.2025
Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Analar babalar, çocuklarımıza kıyıyorlar!

Devamını Oku
20.04.2025
Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Bak şu işe ben şu küçücük Yunanistan’ı kıskanıyorum!

Devamını Oku
13.04.2025
Boykotun sessiz çığlığı

Boykotun sessiz çığlığı

Devamını Oku
06.04.2025
Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Plastik mermi, cop, tazyikli su ve bitmeyen tutuklamalar

Devamını Oku
30.03.2025
Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Hep birlikte haykırıyoruz: ‘O gün bugündür!’

Devamını Oku
23.03.2025