‘1923 Atatürk Devrimi’ne adanmış bir yaşam!
Meriç Velidedeoğlu
Son Köşe Yazıları

‘1923 Atatürk Devrimi’ne adanmış bir yaşam!

23.08.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Başlığa, “ ‘Hukuk’a Adanmış Bir Yaşam’ vurgulamasını da eklemek gerekir!” diye düşünüyorum, gazetemiz Cumhuriyet’in “elli yıllık” yazarı Prof. Dr. Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’ndan söz edecek bir yazı için...
Yarın, H. V. Velidedeoğlu’nun doğum günü, Karacaahmet’teki mezarı başında, kendisine seslenip anacağız.
Bir “bilim insanı” olarak, “hukuk”un, “hukuk düzeni”nin anlamını Velidedeoğlu da, İtalyan Hukukçu Piero Calamanderi gibi: “Hiç kimse, onu bulandırmadığı ve bozmadığı sürece ‘hukuk düzeni’, soluduğumuz hava gibi görünmez ve tutulamaz bir biçimde çevremizi kaplar: O, ancak yitirdiğimizi sandığımız zaman, değerini farkına vardığımız sağlık gibi, sezilmez bir şeydir!” diye dile getirir.
Velidedeoğlu: “İnsanlar her zaman toplu yaşamışlardır. ‘İnsan toplumsal yaratıktır!’ sözü tam bir gerçeği açıklar. Toplu yaşam bir düzen ister.
Birlikte yaşayan hayvanlarda bu düzeni ‘doğa’ sağlamıştır. Ancak bu, değişmeyen, gelişmeyen bir düzendir. Karıncaların, arıların yaşayış düzeni, son biçimlerini aldıkları anda ne ise bugün de odur. Oysa, ‘değişim’ başkuraldır insanı -doğasal- yaşamında” der Velidedeoğlu, noktalamadan önce de: “Hukuk, kimilerinin sandığı gibi soyut, değişmez yasa maddelerinden oluşmuş kuralların bütünü değildir!” diye de ekler.
Ne var ki, laik çağdaş bir hukuk devleti olduğu anayasasında yazılı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, bugün başındakiyse: “Allah’a şükür ben şeriatçıyım!” diyor...
Bununla da kalmayıp, “Hukuk mu? Ben diyor!”, “Hukuk düzeni mi. Ben, ben diyor!”, “Demokrasi mi? Ben, ben, ben diyor!”...
Hele, “Düşünce özürlüğü!” ya da “Basın özgürlüğü!” deyince...
Türkçe yerine, acaba Arapça mı söylense?
Evet, konumuza, Velidedeoğlu’na döneceğim ama, Erdoğan’ın, İstanbul Belediye Başkanı olur olmaz (1994) ertesi gün sabahı ilk yaptığı işin, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nun adını taşıyan caddenin tabelasını indirip işgalciler adına “tütün kaçakçılığı yapanı” -cami yaptırdığı için affedip- yeniden yücelterek, adını taşıyan levhayı, Kadıköy’e onca değerler kazandıranlar varken, yeniden asmasını bir kez daha anımsayalım, anımsatalım... Kuşkusuz Göztepelilere de...
Ve değerli dostlar, Velidedeoğlu’nun, “cinseiyet eşitliği”, “kadın-erkek eşitliği”ni, “sanatsal bağlamda” da irdeleyen ilginç bir vurgulamasına da kısaca değineyim.
Ünlü Fransız Heykeltıraş Auguste Rodin’in (1840-1917), Paris’teki müzesini, İsviçre’deki öğrencilik yıllarında başlayan ziyaretleri sırasında, sanatçının, “Düşünen Adam” adlı heykeli, kendisini çok etkiler; daha sonraları da mesleksel nedenlerle Avrupa’ya her gelişinde, “Düşünen Adam”ı ziyaret eder Velidedeoğlu.
Bilindiği gibi, heykelin özgür (orijinal) olanı müze binasında, bir kopyası da müzenin bahçesinde sergilenir; daha sonraları da, özgün olanı Rodin’in mezarına, kopyası da müze binasına konur.
Velidedeoğlu, 1981’de, yine Rodin Müzesi’ni gezerken, her ziyaretinde olduğu gibi, “Bu büyük sanatçı neden bir ‘Düşünen Adam’ heykelini yaratmış da, niçin ‘Düşünen Kadın’ heykeli yapmamış” sorusunu sormaktan yine kendini alamaz.
Velidedeoğlu, bu soruya yazılarında da ara ara yer verir, sorar: “1990” yılına gelindiğinde de, “Bugüne değin, ‘Düşünen Kadın’ adında bir heykelin yapılmamış olması iki nedene bağlanabilir” dedikten sonra da, “Böyle bir heykeli yaratacak heykeltıraşın henüz yetişmemiş olması”, öteki neden ise, “Bütün dünyada hâlâ erkek egemenliğinin sürmesi ve bütün simgelerin erkeklere göre ayarlanması” der.
“İlhan Selçuk”, Mart 2003’te “Pencere”sinde hak vermişti hocası Velidedeoğlu’na. Kuşkusuz Velidedeoğlu’nun:
“•Demokratik ‘parlamenter yönetim’,
Bütün yargının (mahkemelerin) bağımsızlığı,
İdarenin yargısal denetimi,
İnsan hak ve özgürlerinin güvence altına alınması,
Sosyal devlet, yani kişinin ekonomik ve sosyal durumunun ve geleceğinin devletçe güvence altına alınması” istekleriyle birlikte...
Değerli dostlar, yarın saat 11.00’de Karacaahmet Mezarlığı’nda buluşmak üzere.
Not: Mezarlığa giriş, Müdürlüğün bulunduğu yan kapıdandır. (No: 2192, Ada: 5)

Yazarın Son Yazıları

Erasmus

Erasmus

Devamını Oku
19.03.2021
‘12 Mart 1921’

“Değerli dostlar bugün, ‘12 Mart günü’, Ulusal Kurtuluş Savaşı sürecinin önemli tarihlerinden birini oluşturur.

Devamını Oku
12.03.2021
‘Manifesto!’

‘Manifesto!’

Devamını Oku
05.03.2021
‘Elli Yıl’

‘Elli Yıl’

Devamını Oku
26.02.2021
Haddini Bil!

Haddini Bil!

Devamını Oku
19.02.2021
Bölme mi? Parçalama mı?..

Bölme mi? Parçalama mı?..

Devamını Oku
12.02.2021
‘Kıht-ı rical!’

‘Kıht-ı rical!’

Devamını Oku
05.02.2021
‘Aşı’ ve ‘mumlar’

‘Aşı’ ve ‘mumlar’

Devamını Oku
29.01.2021
Siyasal terör!

Siyasal terör!

Devamını Oku
22.01.2021
‘Geleceksizlik!’

‘Geleceksizlik!’

Devamını Oku
15.01.2021
Yeni bir kavram dolayısıyla...

Yeni bir kavram dolayısıyla...

Devamını Oku
08.01.2021
İlk gün

İlk gün

Devamını Oku
01.01.2021
İsmet İNÖNÜ

İsmet İNÖNÜ

Devamını Oku
25.12.2020
‘Şikâyetname’

‘Şikâyetname’

Devamını Oku
18.12.2020
‘Şeriat bizim hukukumuzdur!’

‘Şeriat bizim hukukumuzdur!’

Devamını Oku
11.12.2020
‘Rüzgâr eken fırtına biçer!’

‘Rüzgâr eken fırtına biçer!’

Devamını Oku
04.12.2020
‘Hukuk Devleti’ mi? ‘Kişi Devleti’ mi?

‘Hukuk Devleti’ mi? ‘Kişi Devleti’ mi?

Devamını Oku
20.11.2020
Depremle birlikte yaşamak

Depremle birlikte yaşamak

Devamını Oku
06.11.2020
‘Kıht-ı Rical’

‘Kıht-ı Rical’

Devamını Oku
23.10.2020
‘Quo vadis?’

‘Quo vadis?’

Devamını Oku
16.10.2020
Dünya Kız Çocukları Günü

Dünya Kız Çocukları Günü

Devamını Oku
09.10.2020
‘26 Eylül’ dolaysiyle!

‘26 Eylül’ dolaysiyle!

Devamını Oku
02.10.2020
Yarın ‘26 Eylül Dil Bayramı’!

Yarın ‘26 Eylül Dil Bayramı’!

Devamını Oku
25.09.2020
‘Torpil’

‘Torpil’

Devamını Oku
18.09.2020
İlahiyatçı ne diyor?

İlahiyatçı ne diyor?

Devamını Oku
11.09.2020
Yine mi?

Yine mi?

Devamını Oku
04.09.2020
‘Ağustos’ ayı

‘Ağustos’ ayı

Devamını Oku
28.08.2020
‘Bir fikir gazetesinde otuz yıl’

‘Bir fikir gazetesinde otuz yıl’

Devamını Oku
21.08.2020
‘Mecelle’

‘Mecelle’

Devamını Oku
14.08.2020
Lozan’dan Lozan’a!

Lozan’dan Lozan’a!

Devamını Oku
07.08.2020
‘24 Temmuz Lozan Günü’

‘24 Temmuz Lozan Günü’

Devamını Oku
24.07.2020
86 yıllık...

86 yıllık...

Devamını Oku
17.07.2020
Düğme

Düğme

Devamını Oku
10.07.2020
Bir zamanlar...

Bir zamanlar...

Devamını Oku
26.06.2020
‘Kavrulmak’ ve ‘savrulmak’

‘Kavrulmak’ ve ‘savrulmak’

Devamını Oku
19.06.2020
Ekonomiye sıra nasıl gelsin ki?

Ekonomiye sıra nasıl gelsin ki?

Devamını Oku
12.06.2020
‘65 yaş üstü’

‘65 yaş üstü’

Devamını Oku
05.06.2020
‘Ben ben ben demokrasisi!’

‘Ben ben ben demokrasisi!

Devamını Oku
29.05.2020
İkileşti mi?

İkileşti mi?

Devamını Oku
22.05.2020
“Çekildik...

“Çekildik...

Devamını Oku
15.05.2020