İnşallah İnsan, Maşallah Motor!
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

İnşallah İnsan, Maşallah Motor!

09.02.2014 03:04
Güncellenme:
Takip Et:

İnternete girip, aşağıda okuyacağınız mektup sahibi hakkında bilgi aradığınızda, adının inanılmaz hakaretler, kin ve şiddet yüklü küfürlerle anıldığını görüyorsunuz.
Hakkında “sahte Atatürkçülük” ten “hakiki din düşmanlığı”na o kadar itici ve karalayıcı yayın var ki, bu düşmanlık seline neden olduğu anlaşılan kendi yazılarına ulaşmakta zorluk çekiyorsunuz.
Oysa yazılara ulaştığınızda, böyle küfürbaz bir nefretin odağına oturtulmasına şaştığınız yazarın, korkunç bir karalama kampanyasının kurbanı olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz.
Hele saldıranların kimliğini saptayınca, Türkiye’yi parmağında oynatıp yargıyı rehin alan milyar dolarlık bir “organize işler” kumpanyasının, karşı çıkan insanları nasıl tek tek yok etmeye çalıştığını ve işin kötüsü, başardığını anlıyorsunuz…
Çünkü devlet, hukuk devleti olmaktan çıktı, çoktandır. Cemaat kumpaslarının, tarikat kumpanyalarının susta durdurduğu bir devlet artık. Yargı da bu kumpasların maşası, bu kumpanyaların sustalısı olarak kullanılmak isteniyor…
İşte mektup:

***

“Sevgili ablam Mine Kırıkkanat’a… Mektubuma ablam diye giriş yaptım, çünkü sizi kendime yakın görüyorum.
İsmim Cem Akkılıç. 1990’lı yılların sonlarına doğru yazdığım ve birkaç baskı yapan müzik kitapları ile yazın hayatına girmiştim. 2007 yılından bu yana da internette blog sitelerimde yazıyorum. Ülkemizin başına musallat olmuş inanç tacirlerinin, halkı din ile kandırıp sömürenlerin ülkemizi felakete sürüklemesi ve onarılması neredeyse artık mümkün olmayan derin yaralar açmasına karşı tepki olarak blog yazıyorum…
Adnan Oktar’ın size de dava açtığını öğrendikten sonra bu mektubu yazmaya karar verdim. Bir nebze dayanışma ve adalet denilen kavramın, nasıl yerlerde sürüklendiğini anlatma çabasıdır bu mektup.
Önce Adnan Oktar cemaatinin biz ulusalcıları susturmak, sindirmek ve mümkünse ceza aldırmak için izlediği yollara kısaca değinmek istiyorum.

***

Aynen Ergenekon, Balyoz gibi davalarda gördüğümüz sahte dijital belgeler gibi montaj hakaret mesajları hazırlanıp, vatansever ve aydın insanlara sistematik suçlamalarda bulunulmaktadır.
Bu mektubu yazdığım an itibarıyla Adnan Oktar çevresinden, Fazıl Say’a da dava açan Ali Emre Bukağılı isimli şahıs tarafından hakkımda tam 19 dava açıldı. Ve hakaret ve tehdit suçlamasıyla yapılan şikâyet başvuruları, sağanak halinde devam etmektedir.
Denizci olduğum için çoğunlukla savcılık aşamaları ile duruşmaları kaçırmaktayım ve hiç uygun olmayan zamanlarda polis tarafından gözaltına alındığım oldu.
Bu gözaltılar sırasında, hırsızlara, teröristlere uygulanan muamelelere maruz kaldım.
Adıma sahte Twitter mesajları montajlayanların, yargı üzerinde büyük baskısı olduğu kanaati taşıyorum.
Savcılara ifade vermeye gittiğim sayısız seferlerden birinde, kalem görevlisinin ‘Abi bu adamın sırf bizde 160 şikâyet dosyası var!’ diyerek yaka silktiğine şahit oldum.

***

Bu şahıslar ben ve benim gibi birçok vatansevere iftiralar atarken din olgusunu kullanmaktadır. Oysa bloglarımın hiçbirinde, bu zamana kadar dine hakaret içeren herhangi bir yazı yoktur. Bütün yazılarım aynen durmaktadır…
Burada asıl felaket Yargı’nın durumudur…
Yargı bağımsız olarak adaleti yerine getirmiş olsa, bu tür dava başvurularının daha savcılık aşamasında reddedilmesi gerekir.
Oysa savcılardan ve hâkimlerden defalarca IP tespiti yapmalarını talep etsem de bu taleplerime hiçbir karşılık verilmedi.
Mine abla uzun yıllardır senin yazılarını keyifle okuyorum. Adnan Oktar’ın sana dava açmasına hiç şaşırmadım…
Bu kişiler ifade özgürlüğünün önünde en büyük engeldirler… Asıl misyonları, halkın dini inançlarını sömürerek kandırılmasına itiraz eden bizlere korku salmaktır.
Saygı ve sevgilerimle.” CEM AKKILIÇ

G NOKTASI
İnsanlık dinamosunun iki motoru vardır: Dinsellik ve cinsellik. Bu dinamiği iyi kavrayan Adnan Oktar, televizyon tezgâhına dizdiği topatan hurileri ve karpuz gılmanlarıyla her iki motoru da maşallah tam gaz kullanıyor. Kamuoyu yönderleri, Adnan Oktar’ın kurduğu bu tuhaf yeryüzü cennetini seyrederek eğleniyor ve kurucusunu ciddiye almıyor. Oysa bu adam, Harun Yahya adıyla on binlercesi dünyaya bedava gönderilen Yaratılış Atlası’nın sözüm ona hüdaisi… Müritleri, yüzlerce kişiye taciz davaları açıp, Fazıl Say’ı mahkûm ettirenler. Teşkilat, devlet kurumlarında, AKP’li belediye alanlarında yaratılış sergileri açan teşkilat. Yükselişi, sözüm ona kanser Oktar Babuna’ya ilik toplamakla başladı. Milyarlarca dolarlık servetleri var, yalılarda yaşıyorlar. Ve Maliye Bakanlığı, nereden geliyor bu değirmenin suyu, hiç sormadı. Yargı, bu teşkilatın açtığı taciz davalarını niye kabul ediyor, kimse merak etmiyor. Yoksa Türkiye’de, sadece Fethullah Gülen’e değil, Adnan Oktar’a dokunan da mı yanıyor? Ne hallere düştü bu ülke, vah ki ne vah!..

“Dini fikirler, insanların en eski, en güçlü, en acil dileklerinin ifadesidir.”
SİGMUND FREUD  

Yazarın Son Yazıları

Bir sosyal demokratın anıları

Halkçı Parti’nin genç milletvekilleri koşulların izin verdiği ölçüleri aşarak 12 Eylül ve sonrasındaki işkence iddialarını Meclis gündemine taşıyordu.

Devamını Oku
14.12.2025
Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025