Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır. Ama topluca bakınca, yalnızca iki tür devlet yönetimi olduğunu görürüz: zırt pırt devletler ki, bunlara demokrasi diyebiliriz, kibarca “zırt” diyene, nazikçe “pırt” yanıtı verirler.
Zart zurt devletler ise demokrasiyi rafa kaldırmış baskıcı rejimlerdir. Ahali zart sesi çıkarınca, zurt diye tepesine binilir.
Bu zart zurt devletlerin başındaki kişiye “zorba” denir. Ve gerek zorbanın, gerek zart zurt rejiminin kalıcı olup kurumsallaştığı görülmemiştir.
Çünkü her zurnanın zırtı gibi, her zorbanın da “zort” dediği bir yer vardır.
Bir zorba kolay yetişmez. Öncesinde mutlaka “ağır abi”dir. Zorba olacak ağır abi, saldığı zart ve zurtların gürlüğünden bellidir. Kuluçka evresini, öteki ağır abilerden daha ağır çektiğini kanıtlamakla geçirir. Zartı zurtu ağır sıklete ulaşınca kabuğunu kırar, orta sıklet ağır abileri peşine takar, devleti ele geçirir ve zorba unvanıyla kasıp kavurmaya başlar.
ZOR, ZORLUK, ZORBALIK
Zorba sözcüğü, elbette “zor”la akrabadır.
Psikiyatri hocaları aramışlar, taramışlar, halkların başına bela olan tüm zorbaların “zor çocukluk” geçirdiğini saptamışlar. Tecavüze uğrayan bazı çocukların tecavüzcü olduğu gibi; demek ki zorba olanlar da öncesinde zora maruz kalanlar...
Örneğin Adolf Hitler.
Adolf’un babası Alois Hitler yoksul bir gümrük memuru ama sert ve otoriter bir ağır abiydi. Neden otoriter ve sertti? Çünkü gayri meşru bir çocuktu. Üvey babası ona kötü davranmıştı, o da çocuklarına kötü davranıyordu. Adolf, babasının 51 yaşındayken evlendiği üçüncü eşi yumuşak, sanatçı ruhlu Klara’dan doğdu. Kuluçka dönemini, annesinden aldığı ressamlık istemiyle babasının “memur olacaksın” zart zurtuna karşı isyan etmekle geçirdi. 16 yaşında okulu bıraktı. Sonunda ne ressam ne memur ama babasından kat kat ağır abi; Avusturya’dan “askerlik yapmamak” için kaçıp Alman ordusunda önce er, ardından onbaşı oldu. Rütbesi yükselmedi. Ama zart zurtları öyle etkiliydi ki Alman orduları başkomutanı ve dünya tarihinin gördüğü en kallavi zorba olabildi...
ZORBANIN SONU ZORT
Her zorbanın “zort” dediği bir yer vardır ya, Hitler de 30 Nisan 1945’te zart zurtu bırakıp zort çekti. Berlin yakınlarında, bir lağım sıçanı gibi kıstırıldığı yeraltı sığınağı Führerbunker’de intihar etti.
Führer’in esin perisi, “faşizm”in isim babası “Duçe” unvanlı Mussolini’nin de ne ağır abilik ne de zorbalık öyküsü farklıydı. O da demirci ustası, zorba bir babanın gölgesinde büyüdü. Disiplinsiz ve saldırgan davranışları yüzünden iki okuldan atıldı. Orta öğretimden ileri gidemedi. Ama zekiydi, çok etkili zart zurt diyordu, o da sonunda zortladı.
Hitler’in intiharından iki gün önceydi. Zorba Duçe üniformasını çıkarmış, köylü gibi giyinmiş, metresi Clara Petacci ile İtalya’dan kaçmaya çalışıyordu. Komünist bir partizan onları tanıdı ve öldürdü. Giulino di Mezzegra köyünde infaz edilen Mussolini’nin 9 kurşunla delik deşik cesedi ve metresininki, Milano’ya götürülüp bir benzin istasyonunun çatısına bacaklarından asıldılar.
KURBAN KUYUSUNA ATLAMAK
Yakın tarihe gömülen zorbalardan salt en zart zurtçu iki faşisti anlatmaya çalıştım. Yoksa liste uzun. Hiçbiri atalarının başına gelenlerden ders çıkarmadığı için, ürüyorlar da ürüyorlar. Ama hepsinin sonu “zort”. Sonuncu örnekler Saddam, Kaddafi, Mübarek, Bin Ali vb.
Hiçbir zorbanın ölümsüz ve zart zurtla kurduğu korku rejiminin, sülalesi tarafından sürdürebildiği görülmedi.
Ne yazık ki zortlarken arkalarında devlet, yurt bırakmayan; yakıp yıkıp gidenler de var. İşte Ortadoğu’nun hali...
Tüm devletlerin zart zurtla yönetildiği Ortadoğu’da iki ülke, Irak ve Suriye paramparça oldu. ABD destekli İsrail’in kendilerinden daha zorba çıkan zorbası Netanyahu’nun gadrine uğradılar. Küresel zorba ABD, pusuda. İran, Lübnan, Ürdün, Yemen ve diğerleri hedefte. Zart zurtçu muktedirler melül melül sıralarını bekliyor.
Gidişatı anlayan Suudi Arabistan, Katar, BAE falan hızla modernleşme peşinde Batı kültürüne açılıyor.
Peki Türkiye ne yapıyor? Arapların çıkmaya çalıştığı kuyuya atlıyor.
Vallahi bravo! Başka ne denebilir?