Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri. Bu yılın ocak ayında 74 kişinin ölümüyle sonuçlanan Kartalkaya’daki otel yangını, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nda travma yarattı ve turistik tesislere değgin yangın yönetmeliğini değiştirmesine yol açtı.
Ancak adındaki kültüre sahip olmayan ve turizmi otelciliğe indirgeyen bakanlık; travma telaşıyla yaptığı yeni yangın yönetmeliğini de ağzına yüzüne bulaştırdı.
Tesisler arasında yeni eski ya da büyük küçük ayrımı yapmayan; zaten İmar Yasası’nın tamamlayıcısı İmar Yönetmeliği’ni de hiçe sayan yeni yönetmelik, tüm konaklama yerlerini 31 Aralık’a kadar “karşılıklı iki yangın merdiveni” koymaya ve “yangın kapıları” takmaya zorunlu tutuyor.
YÖNETMELİK ÇİĞNEYEN YÖNETMELİK
Orta ölçekli bir otel sahibi, anlatıyor:
“Otelimin yangın merdiveni var ve arka cephede. Şimdi bakanlık, olanın karşı cephesine ikincisini koyacaksın, diyor. Yani sokak tarafındaki ön cepheye de merdiven koymak zorundayım ki bu da binanın statiğiyle oynamayı gerektiriyor. Ama böyle bir seçenek imar kirliliği yaratacağı gibi, zaten imar yönetmeliğine de aykırı!
Hem imar yönetmeliğine hem de yangın yönetmeliğine uymak için otelimin birkaç odasını yıkıp yerine ikinci merdiveni yapsam; bu kez Turizm Bakanlığı’nın otelime verdiği statü düşüyor.
Bakanlık önünü arkasını hiç düşünmeden, sanki Türkiye’deki on binlerce konaklama tesisi tek tipmiş gibi bir yangın yönetmeliği yapmış. Küçük çaplı basit konaklama işletmeleriyle turizm işletme belgeli büyük tesisleri bir tutmuş.
Dayattığı ikinci yangın merdiveni örneğin kent merkezlerinde bitişik düzen binalardaki otellerde nasıl uygulanabilir? Her tesisin bahçesi mi var?”
KAPI MERDİVEN BAHANE, CEZA ŞAHANE
Gelelim yönetmeliğin, tam bir abukluk olan yangın kapıları dayatmasına. Abukluk diyorum, çünkü gözlerimle gördüm bu kapıları ve böylesine entipüften, böylesine çirkin yangın kapılarına hayatımın yarısını geçirdiğim hiçbir “uygar dünya” kentinde rastlamadım. Bu bir.
İkincisi, yangına ne denli dayanıklı olduğu çok tartışmalı bu kapıları TSE’den ibaret sertifikayla üretim izni çok az sayıda şirkete verilmiş. Oysa bu şirketler, 31 Aralık 2025’e kadar hem ikinci yangın merdiveni koymak hem de yangın kapıları takmak zorunda olan on binlerce turistik tesisin siparişine yetişemiyor, teslimat tarihi aylar sonrasına veriliyor.
Anlaşılan, Kültür ve Turizm Bakanlığı yine bir silkeleme operasyonu peşinde: Çoğu turistik tesisin dayattığı yeni yangın yönetmeliğine 31 Aralık’a kadar uygun hale gelemeyeceğini biliyor ve ceza keserek kasasını doldurmayı hedefliyor. Neden derseniz, sorgulamak yetiyor:
Okullara, öğrenci yurtlarına, kamu kuruluşlarına da çifte yangın merdiveni, yangın kapıları takılacak mı? Oralarda toplanan, barınan, çalışan milyonlarca insanın canı can değil mi?
KÜLTÜRSÜZ TURİZM ÇİRKİNLİĞİ
Abukluk buradaysa, sabukluk da uzakta değil: Safranbolu, Alaçatı, Ayvalık, Akyaka’nın ve daha pek çok tarihsel değeri olan eski yerleşimlerin güzelim ahşap ya da özgün karakterli yapılarını biçimsiz yangın merdivenleri, ucube yangın kapılarıyla çirkinleştirmek, hiçbir bakanlığın haddi olmamalıdır!
Kültürsüz bile olsa bir Turizm Bakanlığı’nın, dünyada başta kapı tüm ahşap yapıların özgünlüğünü yitirmeden yangından korunması için TSE’den çok daha güvenilir, AB standartlı ve İSO sertifikalı YANMAYAN BOYA, YANMAYAN SAYDAM VERNİK kullanıldığını bilmesi gerekir. Keza Türkiye’deki hemen tüm otellerde zaten var olan yangın detektörleri ve daha dumanı görünce su boşaltan otomatik yağmur sistemi; merdivenler ve kapılardan çok daha etkilidir.
ÖNLEM ÇOK, DENETLEYEN YOK
Yeter ki bu sistemler, düzenli olarak denetlensin. Örneğin Almanya’da bırakın otelleri, tüm evlerde var olan yangın detektörlerinin çalışıp çalışmadığı “habersiz” gelen görevliler tarafından düzenli aralıklarla denetlenir.
Örneğin kankası Ahmet Hakan’la Yunan adalarını gezen Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, herhalde fark etmiştir: Yunan turistik tesislerinin hemen hepsi eski yapılar olup kapıları ahşaptır ama yanmayan boyayla boyanmıştır. Hepsinde yangın söndürme teçhizatı vardır ama hiçbirine yangın merdiveni ve ucube yangın kapısı konulmamıştır.
Kartalkaya’daki facia, denetim ihmali yüzünden çıktı.
Var olan önlemleri bile denetlemeyenler, şimdi Türkiye’de zaten kan kaybeden küçük büyük tüm turistik tesislerin ümüğünü sıkıyorlar.
Merak ediyorum: Geçen gün Kocaeli’de 6 kişinin öldüğü yangında, parfüm fabrikasının çifte yangın merdiveni, yangın kapıları yok muydu, acaba?