Arif Kızılyalın

Faturayı çocuklar ödemesin

11 Temmuz 2022 Pazartesi

“Bütün çocuklar

Yokluk bilmesinler

Et, şeker, süt bulsunlar

Giyimli, tok ve rahat

Gitsinler okullara

Sınıflarını geçsinler” demiş Behçet Necatigil bir şiirinde.

Keşke bütün çocukların yoksulluk nedir bilmediği bir ülkede yaşasak.

Keşke çoluğumuza çocuğumuza yarını düşünmeksizin et, süt şeker alabilsek .

Keşke en azından bayramdan bayrama da olsa bir pantolon, iki gömlek, bir çift pembe pabucu, arife gününden odasına bıraksak, evladımızın kırmızı kurdeleli hediye paketiyle...

Keşke, keşke, keşke...

Gelgelelim, bayramın 3. gününü geride bırakırken yoksulluktan açlığa evrilen bir coğrafyanın tam ortasında kaldık. Bırakın, Necatigil’in dediği gibi yeni bir şeyler almayı, eskiyen, yırtılan lastik terliği bile tamir ettirip kullanmak durumunda kalıyoruz. Evet, Ankara büromuzun bayram alışverişi haberinin en vurucu noktasıydı; maaşlı bir çalışanın terliğini, tokyosunu tamir ettirip giymek zorunda kalışı.

Niçin bu kadar yoksuluz peki?

O haberin hemen altında bir başlık daha vardı, çarşamba günkü sayımızda; “Ankapark’a 801 milyon dolar gitti” diye. Melih Gökçek’in sırf birilerine para kazandırma çabasıyla benzeri, “ballı ihalelerin” faturasını ne yazık ki çocuğuna et, süt, şeker, giysi alamayan toplum ödüyor.

***

Geride bıraktığımız haftanın tartışmasız gündemi “TÜİK yalanı” ile yüzde 40 sınırında kalan memur ve emekli maaşlarıydı. Bilmem kaçıncı kez değişen TÜİK yönetiminin enflasyonu gizleme çabası ne yazık ki sizin, benim, onun maaşını törpüledi. Sokaktaki enflasyon yüzde 200’lere gelmişken verilen yüzde 40 civarı artış, kimse kusura bakmasın, 5’li çeteye sorgusuz sualsiz verilen ihalelerin “sadakasıdır”...

Cumhuriyet, AKP’nin bu zam kurnazlığını “TÜİK yalan, yokluk gerçek” manşetiyle duyururken yazarımız Nergis Şimşek’in “Maaş zammı kandırmacası” dizisi de tüm kesimlerde ses getirdi.

Keza, Mustafa Çakır’ın “AKP bütçesi, alkol bağımlısı” başlığı ile sunulan “tiryaki bütçe” haberi de muhafazakâr iktidarın alkol ve tütünden gelen vergiyle bütçeyi kurtarmaya çalıştığını gözler önüne serdi.

***

Geçen hafta hemen her güne özel bir dosya veren Cumhuriyet’in, gündem değiştiren haberlerinden biri de İzmir Temsilcimiz Tuncay Mollaveisoğlu’nun, “Yangından beter kıyım” çalışmasıydı. Geçen yıl, orman yangınları sırasındaki uçak haberleriyle yılın gazetecisi olan Mollaveisoğlu, bu kez de Orman Genel Müdürlüğü’nün yangın yolu seyreltme genelgesi ile birilerini zengin etme girişimini ortaya çıkardı. Mollaveisoğlu’nun haberine göre, Türkiye’de 276 bin kilometre orman yolu vardı ve bu yollardaki sözde yangın seyreltmesi ile birileri 20 milyon metreküp ağacı kesip, oradan rant elde edecek. Umarız, TBMM’ye de yansıyan bu haber müfettişlerin dikkatini çeker de ormanlar kurtulur.

***

Ve, şiddet. Bayram öncesi kardiyolog doktor Ekrem Karakaya ile avukat Servet Bakırtaş’ın katledilişi, şiddete koşan Türkiye’nin fotoğrafı. Düşünsenize, mesai tanımaksızın şifa dağıtan bir uzman doktor, hasta yakını tarafından hastanede öldürülüyor. Avukat, davalı tarafından yaşamdan koparılıyor. Üstüne üstlük bu katliamları savunanlar çıkıyor, konu malum medyaca örtülmek isteniyor. 

***

Elbette bunca karamsar gelişmenin içinde Hacettepe Üniversitesi’ndeki mezuniyet töreninde konuşması kesilmek istenen yeni mezun doktor Kaya Avşar’ın, Saray’a yakınlığı ile bilinen dekan Prof. Deniz Demiryürek’e direnişi, gelecek için bizi umutlandırdı. Keza bir umutlu haber de Gezici Araştırma Merkezi’nin seçimlere yönelik çalışmasıydı. Büyük olasılıkla doktor Kaya Avşar gibi gençlerden oluşan Y ve Z kuşağı, yukarıda değinilen Türkiye coğrafyasındaki iktidarı değiştirmek istiyor. Çünkü yoksul ve özgür olmayan Türkiye profili, bazı kuşaklarca kanıksansa da gençler, “Yeter” diyor.

Yeniden görüşmek dileğiyle.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ekmek yoksa ıstakoz ye! 17 Nisan 2024
Kimin bayramı? 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları