Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu ataolbehramoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bitmez tükenmez can sıkıntısı

26 Kasım 2016 Cumartesi

Daha öncelerde de bu başlık altında yazmış olmalıyım. Zaten yazmadıysam şaşarım. Ahmet Muhip Dranas’ın iki kıtalık bir şiirinin adıdır. İlk dört dize şöyledir:
Bir bıçak saplı durur göğsünde,/ Hangi su tasına uzansan boş;
Hangi pencereye koşarsan koş/ Aynı siyah güneş gökyüzünde.
Dranas bu dizeleri hangi duyguların etkisi altında yazmış olursa olsun; günümüze, ülkemize, çok yerinde bir deyişle cuk oturuyor...
Sıkıntılar tek tek değil, kafileler halinde gezermiş. Çin bilgeliğinin ürünü bu deyim de, Çin’i bilmem ama bir sıkıntı bitmeden üstümüze ötekinin çullandığı ülkemize pek yakışıyor.
Çarşamba akşamı Aslı Erdoğan’la Necmiye Alpay’ın serbest bırakıldıkları haberiyle içimizde dolaşan sevinç ışıltısı, çok geçmeden, tutukluluğun bir başka dava nedeniyle sürmekte olduğu haberiyle yerini yine karanlığa bıraktı.
Suçlamaların, yargılamanın mantık dışılığı, hukukla bağdaşmazlığı zaten gözler önünde.
Birkaç gündür canımızı sıkan, içimizi daraltan bir başka haber, Grup Yorum’un çalışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezi’ne polisin bir düşman birliğini basarcasına yaptığı baskın; döverek, yaralayarak, kemik kırarak gerçekleştirdiği gözaltılar.
Bunu gözaltına alınanlardan sekizinin tutuklandığı haberi izledi.
Bir müzik grubuna bu bitip tükenmek bilmez hınç nedendir?
Daha insanca, daha doğru dürüst davranılamaz mı?
Baskın sırasında kendilerine silahla mı karşılık verildi?
Polis adı verilen, şimdilerde saçı sakalı birbirine karışmış sivil giyimli kişilerin de aralarında çokça bulunduğu bu topluluklar, devletin güvenlik güçleri mi; milis birlikleri, cezalandırma timleri midir?
Menderes’in atlı polisleri, bizim “fruko” diye alaya aldığımız 60’lı, 70’li yılların “toplum polisleri”, bu şimdikilerin yanında zemzemle yıkanmış kalıyor...

***

Cumhuriyet’ten arkadaşlarımız neden içerideler?
Yargıç karşısına çıkarılmaları neden geciktiriliyor?
Karanlık kapılar arkasında Cumhuriyet’in başına hangi çorapların örülmesi hesapları yapılıyor?
2023 deyip durdukları şey nedir?
O tarih ülkemizin aydınlanma tarihinin, çağdaşlığın yüzüncü yılıdır.
Gerisinde de, bugünkü iktidarın başındakiler tarafından adları bir kez bile ağıza alınmamış olsa da, Namık Kemal’lerin, Mithat Paşa’ların, Fikret’lerin, Gökalp’lerin adlarıyla özdeşleşen, şanlı bir yüzyıl daha vardır.
Bugün iktidar gücünü elinde tutanlar bu tarihi tersinden okuyor olsalar da onu tersine çevirmeye güçleri yetmez, yetmeyecek.
Çünkü 1923, onların kavrayabileceklerinin çok üstünde, olsa olsa karşısında olabilecekleri bir devrimin adıdır. Zaten 2023’le üstü kapalı söylemeye çalıştıkları da bir karşıdevrim rövanşının tamamlanmasından başka bir şey olmasa gerek...

***

Tecavüzü kollayıp tecavüze uğrayan çocuğu cezalandırma yasa tasarısı iktidar partisinin etkinlikler kitabında kirli bir utanç sayfası olarak şimdilik kapanmış görünüyor.
Şehit haberlerine ise hep söylediğimiz ve uyardığımız gibi, içerideki haberlerle yarışırcasına sınır dışı şehit haberleri ekleniyor ve çok belli ki çoğalarak eklenecek...
Tayyip Erdoğan, Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye konusundaki oylaması için “Bizim için kıymeti yok” diyor...
Sınırlar kalksa nüfusunun yarısından çoğunun iş ve güvenilir bir yaşam bulmak umuduyla söz konusu ülkelere akın edeceği kuşkusuz bir ülkenin başındaki kişinin, ülkesi adına böylesine ölçü dışı konuşması ne büyük bir pervasızlık.
Ülkemiz böylece Dranas’ın şiirinin ikici kıtasını anımsatırcasına bitmez tükenmez bir can sıkıntısına giderek daha hızla sürükleniyor:
Aynı siyah güneş, aynı siyah,/ Aynı susayış, aynı koşuş, aynı,
Of... hep aynı şey, aynı şey, aynı şey,/ Aynı, aynı, aynı, aynı, aynı...
Okurlarım ve beni iyi tanıyan arkadaşlarım, yazımı bu karamsar dizelerle sonlandırmayacağımı tahmin edeceklerdir...
Evet, karamsar değilim... Kötülükler, olumsuzluklar nasıl kafileler halinde geziyorlarsa, iyilikler de bir araya gelerek ortak bir güç oluşturabildikleri ölçüde, aşılamayacak kötülük, geriletilemeyecek karanlık yoktur...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Türkiye kimin? 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları