İstanbul’un zenginliği

05 Haziran 2019 Çarşamba

İstanbul’un ayrı mekânlarında, değişik dinleyici kitlesiyle dinlediğimiz müzik etkinlikleri, sanata karşı artan ilgiyi gösteriyor.
Geçen hafta Zorlu’da İstanbul Devlet Opera ve Bale’sinin “Mançalı Adam” müzikalini, Cemal Reşit Rey Salon’unda Mimar Sinan (MSGSÜ) Konservatuvarı’nın Bale Ana Sanat Dalı yılsonu gösterisini ve Notre Dame de Sion Lisesi’nde Orchestra’Sion konserini izledim. Her birisi ayrı ayrı kültürel çabaların göstergesiydi. Gencecik dansçıların yılsonu gösterisindeki disiplin ve coşku görmeye değerdi. Konservatuvarlarımızda yıllardır dansçı yetiştiren koreograf Dilek Evgin’i kutlarım. Mançalı Adam müzikalinde Suat Arıkan da yılların ustalığını sergiliyordu. Hande Soner Ürben ışıltılı sesi ve müzikale yaraşan söylemiyle güzel bir Aldonza rolü çiziyordu. Murat Göksu’nun devingen rejisi rengârenkti. Opera yönetiminin müzikal sergilemesi ve değişik mekânlarda, daha geniş sahnelere açılması yeni izleyici kitlesi kazanmak adına yararlı girişimler.

Konserlerde öğrenciler nerede?
2008’den beri Notre Dame de Sion Fransız Lisesi’nin Orchestra’Sion adlı bir orkestrası var. Orkestranın kurucusu, halen şef ve sanat yönetmeni olan Orçun Orçunsel o yıldan beri okulun salonunda düzenli konserler veriyor.
Orçun, çok yönlü bir müzisyen: besteci/piyanist/ şef/ aranjör / film müzikçisi. Sekiz yaşından beri beste yapıyor. Gürer Aykal, Ayşegül Sarıca ve Ali Darmar’ın öğrencileri olmuş. Türkiye’de ve ülke dışında çeşitli orkestralar yönetmiş. Orchestra’Sion’daki müzisyenleri İstanbul’un önde gelen müzik kurumlarından seçmiş. Kurulduğundan bu yana topluluğun grup şefleri hiç değişmemiş. Her yıl sekiz konser veriliyor. Bunlardan bazıları oda müziği niteliğinde. Orçun, konser öncesinde yapıtları açıklayan bir konuşma yapıyor. Bugüne kadar Gavrilov, Ashkenazy, Rudin gibi ünlü solistler gelmiş.
Geçen hafta bu topluluğun mevsim sonu konserini dinledim. Solist, ünlü müzisyen Friedrich Gulda’nın büyük oğlu piyanist Paul Gulda idi. Mozart’ın K. 595 sayılı son piyano konçertosu seslendirildi. Sanatçı bir Viyanalı olarak yapıtı derin Mozart kültürüyle çaldı. Sonra da ünlü kemençecimiz Derya Türkan ile yaptıkları doğaçlama konsere renk kattı. Brahms’ın 2. senfonisi de salonun akustiği el verdiğince güzel renklerle yorumlandı.
Bir lisede kurulan bu orkestranın yıllardır yaşam bulmasına kapıları açan Notre Dame de Sion Lisesi müdürü Yann de Lansalut’yu candan kutlarım. Bu tür etkinlikleri başlatmak kolaydır ama devam ettirmek zordur. Peki, öğrenciler neredeydi? Salonda gözüme bir tek öğrenci çarpmadı. Sorduğumda, dersleri bitince beklemek istemiyorlar, diye bir yanıt aldım. Yanı başlarına kadar gelmiş bu değerli dinletileri onlara daha alımlı kılacak tanıtımlar yapılamaz mı? Burada okulun müzik ve sanat tarihi öğretmenlerine, yöneticilerine ve şefe iş düşüyor. Gençleri çekmek için konser haftasının başında sınıflara gidip küçük örnekler dinletmek, tanıtıcı konuşmalar yapmak ve onlara alımlı gelecek programlar hazırlamak çok yararlı olacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları