Çorba

16 Temmuz 2012 Pazartesi
\n

Nasıl Bir Rektör?

\n\n\n

Prof. Dr. Süleyman Büyükberber, Gazi Üniversitesi rektörlük seçimlerinde 5. olmuştu. YÖK, 3. sıraya yerleştirdi, Abdullah Gül de rektör atadı.

\n

Nasıl bir rektör isterdim? başlıklı yazısı Küçükberberin nasıl bir rektör olacağının da göstergesi:

\n

Rektör milli değerlere saygı duymalı ve kendi kurumunda da saygı duyulmasını mutlaka sağlamalıdır. Bilim insanıbilimin dini milliyeti olmazsöylemleriyle içinde bulunduğu devletin ve milletin ekmeğini yerken ona sövemez, bilim adına bile olsa onu incitemez. Akademik ahlak, uzmanlık alanında görüş açıklamaya izin verirken uzmanlığın bulunmadığı disiplinlerde görüş beyan etmeyi sınırlandırır. Tıp profesörünün siyasal bilimlerin kapsamına giren konuda görüş serdetmesi, ekonomistin tarih konusunda ahkâmda bulunması gibi, pozitif hiçbir değeri olmayan dolaylı ya da doğrudan milli değerlere saldırılara izin verilmemelidir. Devlet üniversitesi universal kurallar kadar devletin kurallarıyla da bağlıdır. Hümanizma adına bölücülüğe asla prim verilemez.

\n

YÖK ve Abdullah Gül, turnayı tam gözünden vurmuş!

\n

\n\n\n

Çamlıca Tepesi

\n

\n\n\n

Üsküdar Müftülüğü de yapmış olan CHP Milletvekili İhsan Özkes, Çamlıca Tepesini çok iyi biliyor:

\n

Çamlıca sosyal tesislerinde yıllardır küçük bir mescit vardır, oraya gezmeye gelenlere de fazlasıyla yetmektedir. İslamda en yüksek tepelere cami yapma geleneği yoktur. Camilerin anası mesabesinde olan veAllahın evidediğimizKâbeyi Muazzamanın yeri yüksek değildir. Hazreti Muhammedin yaptığıMescidi Nebevinin yeri de yüksek değildir.

\n

Çamlıca Tepesine cami yapılmasına başlandığında muhtemelen çevresi de imara açılacak ve buraya Tayyip ile avanesinin villaları kondurulacaktır.

\n

\n

Düzeltme: 14 Temmuz tarihli Ankara KulisininBademcikbaşlıklı yazısında CHPli Ali İhsan Köktürkün adı Ali İhsan Öztürk olarak çıkmıştır. Düzeltir, özür dileriz.

\n

\n\n\n

Yüreklendirmek İçin

\n\n\n

Bahçelievler kırımını gerçekleştiren katillerin yakalanması, Hasan Fehmi Güneşin İçişleri Bakanı olduğu dönemde kurdurduğu özel güvenlik ekipleri tarafından gerçekleştirilmişti.

\n

İşte bugün o katiller, AKPnin çıkardığı özel af ile teker teker serbest bırakılıyorlar.

\n

Hasan Fehmi Güneş ile konuştuk. Çok üzgündü:

\n

Bahçelievler katliamını faşist bir tehlikenin en üst düzeye tırmandığını gösteren olay olarak görüyorduk. Türkiye boyutlarını aşan bir saldırı olarak algılıyorduk. Bunun önünü kesmek, katliamı mutlaka aydınlığa kavuşturmak için özel bir ekip kurduk. Göreve geldiğim dönemde ilk el attığım işlerden biriydi bu katliam. Çok ciddi, mükemmel bir çalışma yaptılar polis arkadaşlar. Bütün ayrıntılarını tespit ettiler. Katiller yargıya teslim edildi. Biz görevimizi yapmıştık, Bundan sonrasını Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapacaktırdiye düşünmüştük. Ama bugün ortaya çıkan tablo uykularımı kaçırıyor. Yazıklar olsun! Bu kadar faşist nitelikli cinayetlere bu müsamahayı göstermek, geleceğimiz açısından beni çok kaygılandırıyor.

\n

Güneşe,Neden şimdi bırakılıyor bu katiller? Amaç sizce nedir?diye sorduk. Şöyle yorumladı:

\n

Demek ki, bu tür suçları bugünkü yönetim affedilmesi gereken olaylar olarak görüyor.

\n

Öldürümler için yeniden yüreklendirme yani...

\n

\n\n\n\n\n

Televizyon programcılarının çok ilginç dilleri var.Sosyal liberalizmdiyorlar, örneğin. Açıkçası, öküzün altında buzağı arıyorlar.

\n

Cumhuriyetçi muhafazakârlıkdiyerek, Cumhuriyetçiliği savunanları kast ediyorlar. Tutucuymuş onlar, geçmişte kalmışlar.

\n

Cumhuriyetin makbul vatandaşı olmadıkları için Recep Tayyip Erdoğan Türkiyeyi, Kemal Kılıçdaroğlu da CHPyi değiştiriyorlarmış...

\n

Nasıl makbul olmayan vatandaşlar ki bu iki isim; biri Cumhuriyet rejimi sayesinde İstanbul Belediye Başkanı seçilebilmiş, ardından da Başbakanlığa tırmanmış. Diğeri, Gelirler Genel Müdür Yardımcılığı, Bağ-Kur ve SSK Genel Müdürlüğü, Çalışma Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı yapmış, milletvekili seçilmiş...

\n

Kafası çorba olanları, özellikle program yapımcısı, medya yöneticisi, yazar filan yapıyorlar. Kaynatılan kazan iyice karışsın diye...

\n\n\n

Ciddiyet Notu

\n\n\n

Uluslararası hukuk uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Pazarcıya göre, Suriye ile yaşanan gerginlik, Esad rejiminin kabul edilemez insan hakları ihlallerine rağmen doğrudan Türkiyenin mücadele vereceği bir husus değil:

\n

Bu mücadele bütün devletleri ve dünya kamuoyunu ilgilendirmektedir. Burada Suriyeye tepkide ön almak ve rejimin bundan sonra alacağı şekli belirlemeye kalkmak Türkiyenin ulusal çıkarları ile de bağdaşmıyor.

\n

Suriye sınırında test uçuşu -test edilecek başka yer yokmuş gibi- yaparken Genelkurmayın ifadesiyleSuriye tarafından düşürüldüğü iddia edilenuçak konusunda yapılan çelişkili açıklamalara gelince...

\n

Pazarcıya göre, bu durum, bütün verilere kesin olarak sahip olmadan ve bazen birtakım siyasal nitelikli varsayımlarla hareket edildiğini gösteriyor:

\n

Bu tutum, ülkemizin ciddiyet notunu olumsuz etkilemektedir.

\n

Ulusal onurun olmadığı yerde ciddiyet de kalmıyor haliyle...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları