Geçtiğimiz haftalarda bu köşeden Nedim Şener’in, Aralık 2000’de Milliyet’te yayımlanan “Akbil’de 2.5 trilyon buharlaştı” başlıklı haberini anımsatmıştık.
Maliye Hesap Uzmanları Kurulu’nun raporuna yer verilen habere göre, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediyesi yönetimi, Belbim AŞ tarafından işletilen Akbil (Akıllı Bilet) aracılığı ile 2.6 trilyon liralık hasılatı buharlaştırmıştı. Bu yüzden İstanbul Büyükşehir Belediye başkanları Recep Tayyip Erdoğan ile Ali Müfit Gürtuna ve dönemin ilgili belediye görevlileri (ki aralarında daha sonra AKP iktidarında üst sorumluluklar alacak olanlar da var); kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık ve “dolandırıcılık”la suçlanıyordu.
O dönemde, bu soruşturmada adı geçen şahıslar sabahın köründe gözaltına alınmışlar mı?
Hayır.
Tutuklanmışlar mı?
Hayır.
O dosyaya ilişkin bilgilere de ulaştık. Buna göre, hazırlık soruşturmasında atanan bilirkişi raporunda; Akbil’i kullanıma sunma konusunda bir üst denetim kurumu bulunmadığı, sanal parayı dolduran araçların denetlenmediği, sanal paranın kullanımı ile oluşan hasılatın raporlanmasında bir üst kuruluşun bulunmadığı, sistemin sahte Akbil kullanımına açık olduğu belirlenmiş.
Gözaltı olmuş mu?
Hayır.
Tutuklama olmuş mu?
Hayır.
Hazırlık soruşturmasında, yüz binlerce Akbil kaydının veri tabanında bulunmadığı, harcama ve yüklemelerin karşılığı paraların ne olduğunun bilinmediği saptanmış.
Gözaltı olmuş mu?
Hayır.
Tutuklama olmuş mu?
Hayır.
Hazırlanan iddianameye göre, Akbil ile ilgili harcamalar veri tabanına işlenmemiş, satış hasılatlarına ilişkin veriler silinmiş, hayali rakamlara göre hak ediş ayarlaması yapılmış, elde edilen hasılat kayıtlara geçirilmeden kullanılmış.
Belediye yasal gelirlerinin, Akbil hesabının ve ilgili belediye şirketinin hesapları ile ilgili olarak banka hesaplarının incelemesinde dönemin Refah Partisi ve Fazilet Partisi il yöneticileri ile milletvekillerinin şirketlerine yüzlerce milyar lira ödenmiş.
Gözaltı olmuş mu?
Hayır.
Tutuklama olmuş mu?
Hayır.
İddianamede ayrıca; sanıkların, kamu gelirlerini hileli işlemler ve bilgisayar ortamındaki kayıtların silinmesi sonucu organize ve sistematik bir şekilde zimmetlerine para geçirdikleri, teşekkül oluşturdukları, kalpazanlık ve sahtecilik yaptıkları belirtilmiş.
Gözaltı olmuş mu?
Hayır.
Tutuklama olmuş mu?
Hayır.
Aynı dönemde, Recep Tayyip Erdoğan ve belediye görevlileri ile ilgili olarak İstanbul Valiliği İl İdare Kurulu; İSKİ mülkiyetinde bulunan 15 taşınmazın, İSKİ Yönetim Kurulu’nun kimi üyelerinin de yönetiminde olduğu Su Vakfı’na, İSKİ İhale Yönetmeliği’ne aykırı bir biçimde kiralandığı için yargılanmalarına karar vermiş.
Gözaltı olmuş mu?
Hayır.
Tutuklama olmuş mu?
Hayır.
Peki, bu dosyaların hepsinin üstü örtülmüş mü?
Evet!
YETER
Saray’daki AKP’li, ecdadının sözünü anımsatarak “Tahtımı veririm, tacımı veririm ama devletime sığınan mazlumu asla vermem” dedi.
Mazlumu asla vermesin, gerisini yapsın, yeter!
Saray’ına muhalefet edenleri, gençleri, halkı; dediği gibi, telef edilmekten kurtarsın...
