Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Siz hiç taciz edildiniz mi?
Gidin ve herhangi bir kadına sorun, hiç taciz edilmiş mi?
Cesaretini toplarsa mutlaka anlatacak bir hikâyesi olacaktır.
Bir de herhangi bir erkeğe sorun, hiç kimseyi taciz etmiş mi?
Onun cesareti ve anlatacak bir hikâyesi muhtemelen hiç olmayacaktır.
Cennet gibi algılanan bir erkeklik cehenneminde...
Bir insanı sevmenin ve onunla sevişmenin gerçek değerini hiç bilemeden...
Zayıf gördükleri tüm değerleri incite incite var olmayı güç sanan erkekler...
Ve erkeklere bahşedilmiş o geniş ülkede kendi içine saklana saklana küçülerek yaşamayı kader sanan kadınlar...
Hepsi aslında farklı yerlerinde aynı yarayı taşımaktalar.
İster kadın, ister erkek bedeninde doğun.
Cinsel hayatınızı nasıl yaşayacağınız...
Kiminle ne zaman ve nasıl sevişeceğiniz...
Nelerden utanacağınız, nelerle böbürleneceğiniz...
Nerde durup, nerede ilerleyeceğiniz....
Tüm bunlar sizin gerçeklerinizden ve isteklerinizden bağımsız sınırlarla ta en baştan toplum tarafından belirleniyor.
Aklınız ve bedeniniz küçük yaşlardan itibaren cinselliğinizi hedefleyen korku ve yasaklarla mühürleniyor.
O mührün gölgesinde önce kendinize, sonra her şeye yabancılaşıyorsunuz.
Cinselliğinizle ilgili izin verilen ve verilmeyen şeyleri, mantığını sorgulamadan normal karşılıyorsunuz.
Sevişmeyi ve hatta sevmeyi toplumsal değerlerin onayına tabi belliyorsunuz.
Kızsanız, aklınıza memelerinizden utanmayı sokuyorlar.
Erkekseniz pipinizle gurur duymayı.
Başka cinsel yönelimler olabileceğinden bahis bile açmıyorlar.
Cinsellikle ilgili farklı olmayı göze alanı ortak bilinç ateşinde cadı gibi yakıyorlar.
Mahremiyet ve mülkiyet...
İktidar denilen illet, bu iki zehirli değerin hoyratlığında insanları birbirinden ayırdıkça ayırıyor.
Ve aradaki boşluğa çöreklenip güdüleri kontrol altına alan ve insana değil, sadece kendi varlığına yarayan politikalar üretiyor.
Sonrası...
Kendi bedeninden korkan ve sevişmeyi suç ve günah sanan bireylerin algılarında hiç iyileşmeyen yaralar...
Kendi eliyle örflerden ve âdetlerden ve dinlerden ördüğü kozaların içinde sıkışıp kalan insanlar...
Sevmeyi ve sevişmeyi çoktan unutanlar...
Neticede akademik bir cinsel taciz araştırmasında korkunç birer rakamlar.
Bu ülkede kadınların yüzde 93’ü hayatlarında en az bir kez cinsel tacize uğramış.
Bu ne demek?
Evdeki anneniz demek. Bakkalın karısı demek. Okuldaki öğretmen demek. Kürsüdeki hâkim demek. Köşede çiçek satan kadın demek. Meclis’teki milletvekili demek. Yani gözünüze değen her kadın demek.
Her yaştan, her sosyal sınıftan, her akıldan, her fikirden, her çevreden...
Peki, kimdir bunca kadını taciz eden?
Evdeki babanız. Karşıdaki bakkalınız. Okuldaki öğretmen. Kürsüdeki hâkim. Köşedeki kestaneci. Meclis’teki milletvekili.
Hadi yine ayağa kalksın ülke.
Bir araştırmanın sonuçları bu ülkede yaşayan kadınların yüzde 93’ünün cinsel tacize uğradığını gösterdi diye...
Hararetle tartışalım...
Taciz nedir, tecavüz nedir?
Erkeklik kadınlığı en hassas yerlerinden neden mütemadiyen incitir?
Yüzde 93 ne kadar gerçekçidir?
Ve hiç düşünmeyelim....
Şu geri kalan yüzde 7...
Onlar kimdir, kim değildir?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
En Çok Okunan Haberler
-
İmamoğlu'ndan YÖK raporuna suç duyurusu!
-
Hukuksuzluk bitti, gazetecilik beraat etti
-
Erdoğan sürece mesafeli mi?
-
İktidarın 'anayasa' hesapları
-
Okuyan'dan kritik değerlendirme
-
Özel'den TBMM Başkanı Kurtulmuş'a 'süreç' çağrısı
-
Çakarlı cipin sahibi ne kadar vergi ödedi
-
CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'e soruşturma!
-
O şartı sağlayanların aylıkları artacak!
-
Yılmaz Erdoğan'dan Bahçeli'ye 'teşekkür' telefonu