Bu bedelin hesabını kim verecek?
Murat Ağırel
Son Köşe Yazıları

Bu bedelin hesabını kim verecek?

29.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de öyle davalar görülüyor ki bir mahkeme salonunun duvarları yalnızca hukukun değil, bütün bir ülkenin vicdanının yankısını taşıyor. Hukuk ile bağdaşmayan, bırakın hukuku, en temel insan hakkıyla dahi çelişen yargılamalara tanık oluyoruz. “Bunda ne var, suç değil ki” dediğimiz fiiller nedeniyle insanların tutuklandığını, aylarca özgürlüklerinden mahrum bırakıldığını görüyoruz. Ve ne yazık ki bu artık sıradanlaştı.

En temel anayasal hakkını kullanan yurttaşların bu yüzden yargılandığı, gazetecilerin mesleğini yaptığı için tutuklandığı; yayında en net haliyle ortada duran bir sözün kesilip biçilmiş videosundan ibaret bir bahaneyle cezaevinden çıkamadığı absürt yargılamalarla karşılaşıyoruz.

Son günlerde sonuçlanan üç dava, ikisi toplu dosya bu tabloyu bütün çıplaklığıyla ortaya koyuyor.

Bunların ilki, Fatih Altaylı davası... Yayında söylediği sözler apaçık ortadayken manipüle edilmiş bir video üzerinden troller tarafından hedef gösterildi; ardından soruşturma açıldı, tutuklandı, yargılandı. Her şey açık olmasına rağmen ceza aldı. Tam tahliye beklenirken “kaçma şüphesi” gerekçesiyle tutukluluğunun devamına karar verildi. Taraflı tarafsız herkes bu karara isyan etti. Adalet bakanı sorulan sorulara “Yargı süreci devam ediyor” dedi. Öyle ya, Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti (!).

Büyük dosya, İBB soruşturmaları sonrası yaşanan protestolara ilişkin.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve İBB bürokratları hakkında yapılan operasyonun ardından öğrenciler, yurttaşlar, parti üyeleri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in çağrısıyla Saraçhane’de toplandı. Protestolar günlerce sürdü.

Ve yüzlerce genç kimisi üniversite öğrencisi, kimisi lise çağında çocuklar bu protestolara katıldıkları için gözaltına alındı, bazıları tutuklandı, aylarca cezaevinde kaldı. Suçlama hep aynıydı:

2911 sayılı yasaya muhalefet.

Buna ek olarak “güvenlik güçlerine mukavemet” ve “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamaları.

Ama iki mahkemenin savcıları mütalaalarında neredeyse aynı cümleyi kurdu:

“Sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerine dair somut ve kesin delil yoktur. Eylem barışçıldır; toplanma hakkı anayasal güvencededir; gençlerin davranışları suç kastı taşımamaktadır.”

Ve savcılar tüm sanıklar için beraat istedi. Nitekim bugün o gençler beraat etti. Ama beraat, yaraları kapatmıyor.

Irmak Uyan, İstanbul Üniversitesi siyaset bilimi öğrencisi. Elinde sadece “Milli irade gasp edilemez” yazılı dövizle Beyazıt’ta yürüdüğü için sabah şafak baskınıyla gözaltına alındı. Daha 18 yaşında, daha üniversite birinci sınıftayken Silivri Cezaevi ile tanıştı. Eğitim hayatı sekteye uğradı, aylarca içeride kaldı.

Deniz Cengiz, yine İstanbul Üniversiteli bir öğrenci. Saraçhane’de Özgür Özel’i dinlerken bir anda ortalık karıştı ve gözaltına alındı. Yaşadığı stres ve travmalar sonrasında doktora gittiğinde MS hastalığının tetiklendiğini öğrendi. Şimdi sürekli ilaç kullanıyor.

Bir başka örnek: Recep Güzel. Döner ustası. Vekâlet çıkaracak parası bile yoktu. Günlerce ailesiyle iletişim kuramadı. Ömer Ay ile birlikte aylarca Silivri’de kaldı. Tek “suçları”: Saraçhane’de yol kenarında durmak.

Gazeteciler?

Protestoları haberleştiren, görevini yapan gazeteciler gözaltına alındı, tutuklandı; yargılandılar ve beraat ettiler.

Yüzlerce benzer hikâye var. Yüzlerce hayat ipotek altına alındı.

Ve işin bir de maddi boyutu var.

Asliye ceza mahkemesi, yüzlerce sanığın avukatına kişi başı 45 bin TL vekâlet ücreti ödenmesine hükmetti. Asliye ceza mahkemesi ise kişi başı 30 bin TL ödenmesine karar verdi.

Kaba bir hesapla 12-18 milyon TL devletin ödemesi gereken para var. Bu tutar ne? Kamu kaynağı.

Bu para nereden çıkıyor? Hepimizin cebinden.

Sadece bu da değil. Gözaltı ve nezarethane süreci sonrasındaki yargılama süreci ve giderleri, adli kontrol, cezaevi süreci hepsi kamu zararı.

Peki en büyük bedel para mı, değil. Gençlerin yaşamından çalınan aylar, ailelerin korku dolu günleri, üniversite sınavlarının, dönemlerinin, hayat planlarının altüst olmasının bedelini kim nasıl ödeyecek?

Gençlerin ruhunda bırakılan onarılması güç izler... Bunların hiçbirinin karşılığı yok.

Üstelik CMK 141’e göre bu gençlerin devletten tazminat isteme hakkı var.

Asıl sorulması gereken şu: Bu yanlışların sorumlusu kim?

Haksız gözaltıları yapanlara bir yaptırım var mı?

Keyfi tutuklama isteyenlere bir işlem yapılıyor mu?

Aylara yayılan mağduriyetleri kim telafi edecek?

Bugün beraat eden gençlerin yerinde yarın başka gençler olabilir.

Çünkü sistem, hatayı yapana değil, hatanın sonucuna katlanana yük bindiriyor.

Bu dosyalar kapandı ama mesele kapanmadı.

Hatta kapanmaması gerekiyor.

Bir ülke, gençlerinin protesto hakkını suç saydığı sürece büyüyemez. Bir devlet, çocuklarını mahkeme kapılarında tüketerek güçlenemez. Bugün yüzlerce gencin beraat ettiği bu davaların ardından geriye üç şey kaldı:

Gençlerin hayatından çalınan zaman, hepimizin cebinden çıkan milyonlar.

Ve hâlâ cevabı verilmeyen büyük bir soru önümüzde duruyor:

Bu bedelin hesabını kim verecek?

Yazarın Son Yazıları

Tutuklama: Tedbir mi, susturma aracı mı?

Ceza, yargılama sonunda verilir; tutuklama ise istisnai bir koruma tedbiri olarak tanımlanır. Ancak son dönemde Türkiye’de yaşananlar, bu teorik ayrımın pratikte hızla eridiğini gösteriyor. Tutuklama artık “yargılamayı güvenceye alan bir önlem” olmaktan çok, yargılamanın kendisi haline gelmiş durumda.

Devamını Oku
16.12.2025
Bu ülkede binalar değil, adalet çöktü

Türkiye büyük depremler yaşadı.

Devamını Oku
13.12.2025
Bahis soruşturmasının dış bağlantısı İngiltere

Bahis soruşturmasının başlangıcı sayılan olayları tam üç sene köşemde ve kitaplarımda yazdım. Türkiye’yi, kamuoyunu harekete geçirmek için elimden geleni yaptım.

Devamını Oku
09.12.2025
Her işlemde ismi olan kişi hukuken yok

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin soruşturmada her açıdan yaşanan çelişkiler dikkat çekiyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Kamu bağlantıları bir türlü soruşturulmuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama dikkatimi çekti. Yasadışı bahisle kararlı şekilde mücadele edileceğini ve gençlerin bu karanlık yapılara teslim edilmeyeceğini söyledi.

Devamını Oku
02.12.2025
Bu bedelin hesabını kim verecek?

Türkiye’de öyle davalar görülüyor ki bir mahkeme salonunun duvarları yalnızca hukukun değil, bütün bir ülkenin vicdanının yankısını taşıyor.

Devamını Oku
29.11.2025
Zehirlenmelerde ‘skimpflasyon’ etkisi

Türkiye bir süredir tuhaf bir ekonomik iklimin içinde yaşıyor.

Devamını Oku
22.11.2025
İBB iddianamesinde olmayanlar!

İBB soruşturmasında da aynı süreç yaşandı. İddianameyi satır satır okumaya devam ediyorum, notlar alıyorum. Özellikle soruşturma aşamasında iddianamede yer alan bilgiler açık açık yazıldı, sosyal medya hesaplarından gündem yapıldı. Şimdi bu iddiaların bir kısmını arıyorum iddianamede, ama yok! Mesela İmamoğlu’nun otellerde yapmış olduğu toplantılarda kamera bantlanması ve yanındaki ekibin taşıdığı valiz çok konuşuldu. Valizlerin para dolu olduğu günlerce yazıldı. Herkes linç edildi. Oysa valizlerde para değil, rahmetli Kadir Topbaş döneminde alınan jammer (sinyal kesici) cihazları vardı ama ne önemi vardı ki?

Devamını Oku
18.11.2025
İmamoğlu iddianamesinde göze çarpanlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame yaklaşık 237 gün sonra tamamlandı.

Devamını Oku
15.11.2025
Özlem Çerçioğlu ve itirafçının ifadesi

Aziz İhsan Aktaş ve Baki Nugay... Bu iki ismin verdiği ifadeler neticesinde seçilmiş belediye başkanları ve bürokratlar tutuklandı. Operasyon üstüne operasyon yapıldı.

Devamını Oku
11.11.2025
Sayıştay raporları çıktı: Yargılanmayan ‘hatalar’

Sayıştay’ın 2024 yılı mahalli idareler denetim raporları yayımlandı.

Devamını Oku
08.11.2025
Eda Saraç’ın adalet çağrısı

Günlerden pazar... Harbiye’desiniz. “Bugün ne yapayım?” diye düşünürken tiyatroya gitmek istiyorsunuz. Hazırlanıp yola koyuluyorsunuz. Koştur koştur, geç kalmadan tiyatronun yolunu tutuyorsunuz. E malum, İstanbul trafiği! 10 dakikalık yola 1 saatte gidiyorsunuz. Ama bir sorun var. Her yerde polisler, bariyerler, siren sesleri...

Devamını Oku
04.11.2025
Yasadışı bahise operasyonlar art arda

Türkiye’de gündem öyle hızlı değişiyor ki takip edebilmek mümkün değil.

Devamını Oku
01.11.2025
Bahis skandalı: TFF ile konuştum

Düşünün: maçı yöneten hakemler bahis oynamışlar! Ki bir de bu, tespit edilen yasal sitelere girip üye olup oynayan kişiler. Bir de bunun yasadışı bahis ayağı var. Ki son 5 yılda tespit edilebilen rakamlar bunlar. Bu hakemler içinde Süper Lig hakemleri var. Hakem yardımcıları var. Mutlaka uluslararası bakımdan da incelenecektir.

Devamını Oku
28.10.2025
Tele1 soruşturması ve Ekrem İmamoğlu

Türkiye bir kez daha sabaha bir operasyon haberiyle uyandı.

Devamını Oku
25.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporu (2)

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2025 Uyuşturucu Raporu, Türkiye’deki uyuşturucu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hususta çok yazı yazdım, son rapor ile ilgili de yazdım. Rapordaki belirtilen rakamlar çok korkutucu. Çevirip çevirip tekrar okuyorum. Israrla üzerinde durmamız gereken bir durum.

Devamını Oku
21.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporunda inanılmaz rakamlar

Bir ülkenin karanlığını anlamak istiyorsan rakamlara değil, o rakamların sessizliğine bakacaksın.

Devamını Oku
18.10.2025
'Sahte diploma' skandalında yeni perde!

Bu satırları apar topar aldığım bir haber nedeniyle hızlıca yazıyorum. Haber her şeyden önce gelir diyerek o yüzden ifadelerimi de kısa tutacağım.

Devamını Oku
15.10.2025
Milyarlarca liralık Papara iddianamesi çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada “Yasadışı bahis bataklığının üzerine kararlılıkla gideceğiz” mesajını paylaştı.

Devamını Oku
14.10.2025
'Adaletin değil, rövanşın hikâyesi...'

Türkiye’de hukuk metinleri bazen adaletin pusulasıdır bazen de siyasetin kılıfı.

Devamını Oku
11.10.2025
Gazetecilik değil gerçeği saklamak suçtur

Saat 05.45. Kapıya vurulan tok sesle uyandım. Polisler evdeydi. Gözaltı kararı vardı. Suçum: Gazetecilik. Ama belgede şantaj yazıyordu.

Devamını Oku
07.10.2025
Yargının başka işleri var

En son yazımda Sayıştay raporlarından hükümet bütçesinin nasıl bir batakta olduğunu anlatmıştım.

Devamını Oku
04.10.2025
Norveç mi Türkiye mi?

Türkiye Varlık Fonu ise 360 milyar dolar büyüklüğünde. Fakat her bir Türk vatandaşına sadece 3 bin 644 dolar düşüyor. Peki, bir Norveç vatandaşıyla bir Türkün yatırım varlığı arasındaki 318 milyar dolarlık fark nerede?

Devamını Oku
30.09.2025
Unutmayın, unutturmayın

Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığı dönemi, kentin tarihine tartışmalı ihaleler ve usulsüzlük iddialarıyla geçti.

Devamını Oku
27.09.2025
Sahte Sayıştay denetçisi!

Haber böyle. Kimdir bu kişi diye araştırdığınızda ise muhteşem bir katalog ve fotoğraflarla karşılaşıyorsunuz. Bu kişi gerçekten Sayıştay amblemi bulunan bir araçla gelmiş.

Devamını Oku
23.09.2025
Futbola da soruşturma başlatıldı

Bugün sizlere iki durumdan bahsedeceğim...

Devamını Oku
20.09.2025
Bu kadar öğrenci ve öğretmen ne olacak

“Bu firma sigara ihracatı yapıyor gibi gözüküyordu. Dolayısıyla ürettiği sigarayı ihraç ediyordu ancak sigaralar ya tekrar getiriliyor ya da ihraç edilmiş gibi gösterilip iç piyasaya dağıtılıyordu. Yasal olarak elde ettikleri KDV iadesini de mahsup ediyorlardı. Mahsubu ise Awox isimli teknoloji şirketinin ithalat işlemlerinde ödenecek vergi tutarına kullanılıyordu.”

Devamını Oku
16.09.2025
Cevabını herkesin bildiği soru

Paraya ihtiyacınız oldu ve bankadan kredi almaya gittiniz.

Devamını Oku
13.09.2025
Çürümenin fotoğrafı

Türkiye son yıllarda büyük bir yıkım sürecinden geçiyor.

Devamını Oku
06.09.2025
Savcıları bile kandırmaya kalkıştılar

Dolandırıcılık dediğimiz şey genelde sıradan vatandaşın bir telefonla tuzağa düşmesiyle sınırlı kalır. Ama bu kez tablo bambaşka.

Devamını Oku
02.09.2025
Sahte kanser ilacı ürettiler: İstenen ceza şaşırttı!

Depo baskınında 2 milyar TL değerinde ilaç bulunurken sanıklar hakkında sadece bir yıldan beş yıla kadar hapis istenmesi şaşkınlık yarattı.

Devamını Oku
31.08.2025
'Berlin büyükelçiliği' dolandırıcılığı

İnsanlığın bir toplum olarak var olduğu dönemlerden bu yana aradığı iki şey var...

Devamını Oku
30.08.2025
Milyarlık yarım adaya 20 bin lira bedel

Daha önce yine bu köşeden, Hazine arazilerinin sahte evraklar ile işbirlikçi avukatlar aracılığıyla ele geçirildiğini yazmıştım. Bu dosyaları takip ediyorum ve çok ilginç gelişmeler var, yakında yazacağım.

Devamını Oku
26.08.2025
E-imza skandalı ve uyuşturucu ticareti

Bir önceki yazımda, devlet hastanesi ve özel hastanelerdeki doktorların çalınan e-imza tokenleri ile ilgili düzenlenen iddianameden bahsetmiştim.

Devamını Oku
23.08.2025
Ölü doktorla sahte reçete

Bakın bir çete, depremde ölmüş olan doktorların hesaplarıyla reçete düzenleyip uyuşturucu etkisi olan ilaçları satmış. Çetenin içerisinde eczacılar da var doktorlar da... Bakın 1301 reçete ve 585 bin kapsül yeşil reçeteli haptan bahsediyoruz. İddianamesine ulaştım.

Devamını Oku
19.08.2025
Bu açıklamalar AKP’deki hizipleşmeler içindi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, eski AKP MKYK Üyesi avukat Mücahit Birinci’ye yönelik açıklamaları gündeme damga vurdu.

Devamını Oku
16.08.2025
Türk öğrenciler yasal olmayan yollarla düzenlenmiş belgelerle fakültelere girdi: Sahte pasaport skandalı

Kasım 2024’te CİMER’e ulaşan ihbara göre yüzlerce Türk öğrenci sahte yabancı pasaportlarla üniversitelere özellikle de tıp ve hukuk fakültelerine kayıt yaptırdı.

Devamını Oku
11.08.2025
Diploma skandalında yeni perde

Türkiye, bir haftadır sahte diploma, sahte ehliyet ve sahte belgelerin ortaya çıkmasıyla sarsılıyor.

Devamını Oku
09.08.2025
Sahte diploma sistemi

Bu köşeyi takip eden okurlarım hatırlarlarsa sahte diplomalar, sertifikalar ve ehliyet çeteleri ile ilgili onlarca yazı yazdım. En son 28.09.2024 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşen diploma skandalını yazmıştım.

Devamını Oku
05.08.2025
Neslim Güngen’i hatırlar mısınız

Dilan Polat’ı malum sektöre sokmasıyla bilinen fenomen Neslim Güngen’i hatırlayanlar vardır.

Devamını Oku
02.08.2025