Tutuklama: Tedbir mi, susturma aracı mı?
Murat Ağırel
Son Köşe Yazıları

Tutuklama: Tedbir mi, susturma aracı mı?

16.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de bir şey yanlış anlaşılıyor. Üstelik hâkimler tarafından yanlış anlaşılıyor. Bir türlü “tedbir” uygulamasının ceza çektirmek için kullanılmasından vazgeçemiyoruz.

Bakın “tutuklama” kararları ceza değildir. En azından hukuka göre değildir.

Ceza, yargılama sonunda verilir; tutuklama ise istisnai bir koruma tedbiri olarak tanımlanır. Ancak son dönemde Türkiye’de yaşananlar, bu teorik ayrımın pratikte hızla eridiğini gösteriyor. Tutuklama artık “yargılamayı güvenceye alan bir önlem” olmaktan çok, yargılamanın kendisi haline gelmiş durumda.

Artık en baştan tutuklayarak cezalar veriliyor. Yargılama sonucunda beraat etmek ya da suçlu olmanın bir anlamı kalmadı.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddesi açık: Tutuklama bir ceza değil, istisnai bir tedbirdir. Uygulanabilmesi için iki temel şart aranır: kuvvetli suç şüphesini gösteren somut deliller ve kaçma ya da delilleri karartma tehlikesi.

Ancak bugün bu hükmün çoğu dosyada yalnızca karar metinlerinde kaldığını görüyoruz.

Örneklerle anlatayım. İstanbul’da Milli Eğitim Bakanlığı’nın mesleki eğitim zirvesi sırasında MESEM programını protesto eden 16 öğrencinin tutuklanması bunun çarpıcı bir örneği. Türkiye İşçi Partisi’ne göre bu program kapsamında bu yıl 85 çocuk hayatını kaybetti. Protestonun amacı da tam olarak bu ölümlere dikkat çekmekti.

Peki, bu 16 öğrenci ne yaptı? MESEM uygulamasında adeta köle gibi çalıştırılan çocukların ölümünü görünür kılmaya çalıştı. Avukatların aktardığına göre, hayatını kaybeden çocukları sembolize etmek için öğrenciler üzerlerine boya sürdü. Sivil giyimli kişilerin müdahalesiyle arbede yaşandı, boya halılara bulaştı. Bu durum “mala zarar verme” ve “görevi yaptırmamak için direnme” olarak kayda geçti.

Şiddet yok, vandalizm yok. Hakeza ifade özgürlüğüne, protesto hakkına göre bir yere kadar basın açıklaması dışında tepki bile haklıdır. Ama yumurta bile atmamışlar.

Fakat hepsi tutuklandı. Hâkimliğin kararında yine tanıdık ifadeler vardı: “kuvvetli suç şüphesi”, “ölçülü ve orantılı tutuklama”. Oysa savunmalarda; kaçma şüphesinin bulunmadığı, delilleri karartma ihtimalinin olmadığı, mala zarar verildiğine dair somut bir tespit bulunmadığı açıkça vurgulandı. Ceza muhakemesinin temel ilkelerine göre bu şartlar oluşmadan verilen tutuklama kararı artık tedbir değil, fiili cezalandırmadır.

Tutuklama “cezasında” sadece bu olay örnek değil. Gazeteci ve yazar Enver Aysever, YouTube kanalındaki ifadeleri nedeniyle “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” suçlamasıyla tutuklandı. Oysa Aysever’in sözleri sert ve polemikçi olsa da açık biçimde bir siyasi ideoloji eleştirisi niteliği taşıyordu.

İfade özgürlüğünün en geniş yorumlanması gereken alan tam da burası. Söylediği sözleri yurtdışına mı kaçıracak ne yapacaktı da tutuklandı! Bu noktada ister istemez şu soru ortaya çıkıyor:

Adalet kişiye göre değişir mi? Değişmemeli.

Ama pratiğe baktığımızda tablo farklıdır. Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan’ın “Laikliğin özgürlük olduğunu söyleyen ya salaktır ya asalak” ya da “Laikler beyinsizdir” şeklindeki ifadeleri ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilirken Enver Aysever’in sözleri neden tutuklama gerekçesi oluyor?

Eğer iki ifade de özgürlük alanında değerlendirilecekse ölçü neden yalnızca bir tarafa uygulanıyor?

Benzer bir çelişki gazeteci Osman Çaklı örneğinde de karşımıza çıkıyor. Çaklı, Okmeydanı’ndaki Şafak Hastanesi’ne yönelik saldırıyı aktarırken saldırıyı kimin gerçekleştirdiğinin soruşturma sonucu ortaya çıkarılması gerektiğini vurguladı. Buna rağmen “suçu ve suçluyu övme” ve “cumhurbaşkanına hakaret” iddialarıyla gözaltına alındı.

Kamuyu ilgilendiren bir olayın aktarılması, nasıl olur da suç kapsamına girer?

Gelişmiş demokrasilerde bir yere kadar hakaret bile ifade özgürlüğü sayılıyorken biz olayı aktarmayı bile suç sayıyoruz.

Gazeteciler Merdan Yanardağ ve Fatih Altaylı hâlâ cezaevinde. Dosyalar farklı, yöntem aynı: Yargılama öncesi özgürlüğün istisna değil, kural haline gelmesi.

Oysa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları bu konuda nettir. AİHM’ye göre ifade özgürlüğü, yalnızca çoğunluğun hoşuna giden fikirleri değil; rahatsız eden, sarsan ve huzursuzluk yaratan görüşleri de kapsar. Demirtaş/ Türkiye kararında da açıkça belirtildiği gibi, tutuklama siyasi ya da caydırıcı bir araç haline geldiğinde bu durum açık bir hak ihlalidir.

Burada sorun hukuki olmaktan çok, felsefidir. Çünkü hukuk yalnızca normlardan ibaret değildir; aynı zamanda bir adalet vaadidir. Hukuk, itiraz edeni susturmak için kullanıldığında adalet üretmez, itaat üretir. Ve itaatin hâkim olduğu yerde özgürlük, yalnızca kâğıt üzerinde kalır.

Bu tutuklama kararlarının ardından şu soruları sormak zorundayız:

Tutuklanan öğrenciler mi tehlikelidir yoksa çocuk ölümlerinin konuşulması mı? Tutuklanan gazeteciler mi kamu düzenini bozmaktadır yoksa eleştirinin kendisi mi suç haline gelmiştir?

Tutuklamanın cezanın yerine geçtiği bir yerde, mahkeme salonları adaletin değil, suskunluğun inşa edildiği mekânlara dönüşür. Çünkü sanık zaten tutuklanacağını ve suçlu ilan edileceğini bilerek kendisini neden savunacak?

Ve bu artık yalnızca içeridekilerin değil, hepimizin meselesidir

Yazarın Son Yazıları

Tutuklama: Tedbir mi, susturma aracı mı?

Ceza, yargılama sonunda verilir; tutuklama ise istisnai bir koruma tedbiri olarak tanımlanır. Ancak son dönemde Türkiye’de yaşananlar, bu teorik ayrımın pratikte hızla eridiğini gösteriyor. Tutuklama artık “yargılamayı güvenceye alan bir önlem” olmaktan çok, yargılamanın kendisi haline gelmiş durumda.

Devamını Oku
16.12.2025
Bu ülkede binalar değil, adalet çöktü

Türkiye büyük depremler yaşadı.

Devamını Oku
13.12.2025
Bahis soruşturmasının dış bağlantısı İngiltere

Bahis soruşturmasının başlangıcı sayılan olayları tam üç sene köşemde ve kitaplarımda yazdım. Türkiye’yi, kamuoyunu harekete geçirmek için elimden geleni yaptım.

Devamını Oku
09.12.2025
Her işlemde ismi olan kişi hukuken yok

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin soruşturmada her açıdan yaşanan çelişkiler dikkat çekiyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Kamu bağlantıları bir türlü soruşturulmuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama dikkatimi çekti. Yasadışı bahisle kararlı şekilde mücadele edileceğini ve gençlerin bu karanlık yapılara teslim edilmeyeceğini söyledi.

Devamını Oku
02.12.2025
Bu bedelin hesabını kim verecek?

Türkiye’de öyle davalar görülüyor ki bir mahkeme salonunun duvarları yalnızca hukukun değil, bütün bir ülkenin vicdanının yankısını taşıyor.

Devamını Oku
29.11.2025
Zehirlenmelerde ‘skimpflasyon’ etkisi

Türkiye bir süredir tuhaf bir ekonomik iklimin içinde yaşıyor.

Devamını Oku
22.11.2025
İBB iddianamesinde olmayanlar!

İBB soruşturmasında da aynı süreç yaşandı. İddianameyi satır satır okumaya devam ediyorum, notlar alıyorum. Özellikle soruşturma aşamasında iddianamede yer alan bilgiler açık açık yazıldı, sosyal medya hesaplarından gündem yapıldı. Şimdi bu iddiaların bir kısmını arıyorum iddianamede, ama yok! Mesela İmamoğlu’nun otellerde yapmış olduğu toplantılarda kamera bantlanması ve yanındaki ekibin taşıdığı valiz çok konuşuldu. Valizlerin para dolu olduğu günlerce yazıldı. Herkes linç edildi. Oysa valizlerde para değil, rahmetli Kadir Topbaş döneminde alınan jammer (sinyal kesici) cihazları vardı ama ne önemi vardı ki?

Devamını Oku
18.11.2025
İmamoğlu iddianamesinde göze çarpanlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame yaklaşık 237 gün sonra tamamlandı.

Devamını Oku
15.11.2025
Özlem Çerçioğlu ve itirafçının ifadesi

Aziz İhsan Aktaş ve Baki Nugay... Bu iki ismin verdiği ifadeler neticesinde seçilmiş belediye başkanları ve bürokratlar tutuklandı. Operasyon üstüne operasyon yapıldı.

Devamını Oku
11.11.2025
Sayıştay raporları çıktı: Yargılanmayan ‘hatalar’

Sayıştay’ın 2024 yılı mahalli idareler denetim raporları yayımlandı.

Devamını Oku
08.11.2025
Eda Saraç’ın adalet çağrısı

Günlerden pazar... Harbiye’desiniz. “Bugün ne yapayım?” diye düşünürken tiyatroya gitmek istiyorsunuz. Hazırlanıp yola koyuluyorsunuz. Koştur koştur, geç kalmadan tiyatronun yolunu tutuyorsunuz. E malum, İstanbul trafiği! 10 dakikalık yola 1 saatte gidiyorsunuz. Ama bir sorun var. Her yerde polisler, bariyerler, siren sesleri...

Devamını Oku
04.11.2025
Yasadışı bahise operasyonlar art arda

Türkiye’de gündem öyle hızlı değişiyor ki takip edebilmek mümkün değil.

Devamını Oku
01.11.2025
Bahis skandalı: TFF ile konuştum

Düşünün: maçı yöneten hakemler bahis oynamışlar! Ki bir de bu, tespit edilen yasal sitelere girip üye olup oynayan kişiler. Bir de bunun yasadışı bahis ayağı var. Ki son 5 yılda tespit edilebilen rakamlar bunlar. Bu hakemler içinde Süper Lig hakemleri var. Hakem yardımcıları var. Mutlaka uluslararası bakımdan da incelenecektir.

Devamını Oku
28.10.2025
Tele1 soruşturması ve Ekrem İmamoğlu

Türkiye bir kez daha sabaha bir operasyon haberiyle uyandı.

Devamını Oku
25.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporu (2)

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2025 Uyuşturucu Raporu, Türkiye’deki uyuşturucu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hususta çok yazı yazdım, son rapor ile ilgili de yazdım. Rapordaki belirtilen rakamlar çok korkutucu. Çevirip çevirip tekrar okuyorum. Israrla üzerinde durmamız gereken bir durum.

Devamını Oku
21.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporunda inanılmaz rakamlar

Bir ülkenin karanlığını anlamak istiyorsan rakamlara değil, o rakamların sessizliğine bakacaksın.

Devamını Oku
18.10.2025
'Sahte diploma' skandalında yeni perde!

Bu satırları apar topar aldığım bir haber nedeniyle hızlıca yazıyorum. Haber her şeyden önce gelir diyerek o yüzden ifadelerimi de kısa tutacağım.

Devamını Oku
15.10.2025
Milyarlarca liralık Papara iddianamesi çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada “Yasadışı bahis bataklığının üzerine kararlılıkla gideceğiz” mesajını paylaştı.

Devamını Oku
14.10.2025
'Adaletin değil, rövanşın hikâyesi...'

Türkiye’de hukuk metinleri bazen adaletin pusulasıdır bazen de siyasetin kılıfı.

Devamını Oku
11.10.2025
Gazetecilik değil gerçeği saklamak suçtur

Saat 05.45. Kapıya vurulan tok sesle uyandım. Polisler evdeydi. Gözaltı kararı vardı. Suçum: Gazetecilik. Ama belgede şantaj yazıyordu.

Devamını Oku
07.10.2025
Yargının başka işleri var

En son yazımda Sayıştay raporlarından hükümet bütçesinin nasıl bir batakta olduğunu anlatmıştım.

Devamını Oku
04.10.2025
Norveç mi Türkiye mi?

Türkiye Varlık Fonu ise 360 milyar dolar büyüklüğünde. Fakat her bir Türk vatandaşına sadece 3 bin 644 dolar düşüyor. Peki, bir Norveç vatandaşıyla bir Türkün yatırım varlığı arasındaki 318 milyar dolarlık fark nerede?

Devamını Oku
30.09.2025
Unutmayın, unutturmayın

Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığı dönemi, kentin tarihine tartışmalı ihaleler ve usulsüzlük iddialarıyla geçti.

Devamını Oku
27.09.2025
Sahte Sayıştay denetçisi!

Haber böyle. Kimdir bu kişi diye araştırdığınızda ise muhteşem bir katalog ve fotoğraflarla karşılaşıyorsunuz. Bu kişi gerçekten Sayıştay amblemi bulunan bir araçla gelmiş.

Devamını Oku
23.09.2025
Futbola da soruşturma başlatıldı

Bugün sizlere iki durumdan bahsedeceğim...

Devamını Oku
20.09.2025
Bu kadar öğrenci ve öğretmen ne olacak

“Bu firma sigara ihracatı yapıyor gibi gözüküyordu. Dolayısıyla ürettiği sigarayı ihraç ediyordu ancak sigaralar ya tekrar getiriliyor ya da ihraç edilmiş gibi gösterilip iç piyasaya dağıtılıyordu. Yasal olarak elde ettikleri KDV iadesini de mahsup ediyorlardı. Mahsubu ise Awox isimli teknoloji şirketinin ithalat işlemlerinde ödenecek vergi tutarına kullanılıyordu.”

Devamını Oku
16.09.2025
Cevabını herkesin bildiği soru

Paraya ihtiyacınız oldu ve bankadan kredi almaya gittiniz.

Devamını Oku
13.09.2025
Çürümenin fotoğrafı

Türkiye son yıllarda büyük bir yıkım sürecinden geçiyor.

Devamını Oku
06.09.2025
Savcıları bile kandırmaya kalkıştılar

Dolandırıcılık dediğimiz şey genelde sıradan vatandaşın bir telefonla tuzağa düşmesiyle sınırlı kalır. Ama bu kez tablo bambaşka.

Devamını Oku
02.09.2025
Sahte kanser ilacı ürettiler: İstenen ceza şaşırttı!

Depo baskınında 2 milyar TL değerinde ilaç bulunurken sanıklar hakkında sadece bir yıldan beş yıla kadar hapis istenmesi şaşkınlık yarattı.

Devamını Oku
31.08.2025
'Berlin büyükelçiliği' dolandırıcılığı

İnsanlığın bir toplum olarak var olduğu dönemlerden bu yana aradığı iki şey var...

Devamını Oku
30.08.2025
Milyarlık yarım adaya 20 bin lira bedel

Daha önce yine bu köşeden, Hazine arazilerinin sahte evraklar ile işbirlikçi avukatlar aracılığıyla ele geçirildiğini yazmıştım. Bu dosyaları takip ediyorum ve çok ilginç gelişmeler var, yakında yazacağım.

Devamını Oku
26.08.2025
E-imza skandalı ve uyuşturucu ticareti

Bir önceki yazımda, devlet hastanesi ve özel hastanelerdeki doktorların çalınan e-imza tokenleri ile ilgili düzenlenen iddianameden bahsetmiştim.

Devamını Oku
23.08.2025
Ölü doktorla sahte reçete

Bakın bir çete, depremde ölmüş olan doktorların hesaplarıyla reçete düzenleyip uyuşturucu etkisi olan ilaçları satmış. Çetenin içerisinde eczacılar da var doktorlar da... Bakın 1301 reçete ve 585 bin kapsül yeşil reçeteli haptan bahsediyoruz. İddianamesine ulaştım.

Devamını Oku
19.08.2025
Bu açıklamalar AKP’deki hizipleşmeler içindi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, eski AKP MKYK Üyesi avukat Mücahit Birinci’ye yönelik açıklamaları gündeme damga vurdu.

Devamını Oku
16.08.2025
Türk öğrenciler yasal olmayan yollarla düzenlenmiş belgelerle fakültelere girdi: Sahte pasaport skandalı

Kasım 2024’te CİMER’e ulaşan ihbara göre yüzlerce Türk öğrenci sahte yabancı pasaportlarla üniversitelere özellikle de tıp ve hukuk fakültelerine kayıt yaptırdı.

Devamını Oku
11.08.2025
Diploma skandalında yeni perde

Türkiye, bir haftadır sahte diploma, sahte ehliyet ve sahte belgelerin ortaya çıkmasıyla sarsılıyor.

Devamını Oku
09.08.2025
Sahte diploma sistemi

Bu köşeyi takip eden okurlarım hatırlarlarsa sahte diplomalar, sertifikalar ve ehliyet çeteleri ile ilgili onlarca yazı yazdım. En son 28.09.2024 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşen diploma skandalını yazmıştım.

Devamını Oku
05.08.2025
Neslim Güngen’i hatırlar mısınız

Dilan Polat’ı malum sektöre sokmasıyla bilinen fenomen Neslim Güngen’i hatırlayanlar vardır.

Devamını Oku
02.08.2025