Zehirlenmelerde ‘skimpflasyon’ etkisi
Murat Ağırel
Son Köşe Yazıları

Zehirlenmelerde ‘skimpflasyon’ etkisi

22.11.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye bir süredir tuhaf bir ekonomik iklimin içinde yaşıyor.

“Kriz” kelimesi artık öyle sık telaffuz ediliyor ki neredeyse manasını yitirdi. Kriz dediğimiz şey artık yaşam tarzı haline geldi. Sıradanlaştı. İçerisinden geçip gidilen bir dönem olması gerekirken yıllardır süren bir psikolojik durum halini aldı.

Ama mutfaktaki yangın, cüzdandaki erime ve günlük hayatta hissedilen baskı; kelimelerin değil, hayatın gerçekleri. Bu nedenle önce dürüst olalım: Türkiye, klasik anlamıyla bir ekonomik dalgalanma değil, derin ve çok katmanlı bir dönüşüm süreci yaşıyor. Adına ne derseniz deyin, sonuç değişmiyor.

Adeta yok oluyoruz. Kültürel olarak, sosyolojik olarak Türkiye dibe doğru bir dönüşüm geçiriyor.

Zehirlenme vakalarındaki artışa geleceğim. Uzmanı olmadığım bir şeyin uzun uzadıya analizini yapacak değilim. Fakat neden bu olayın bir “skimpflasyon” etkisi olduğu tartışılmıyor?

Skimpflasyon, bir işletmenin maliyetleri kısmak için ürünün veya hizmetin kalitesini düşürmesi anlamına gelir. Yani fiyat aynı kalır (hatta artabilir), miktar aynı görünür, ama kalite gizlice azaltılır.

Bu, son yıllarda enflasyon dönemlerinde sıkça görülen bir davranıştır. Bütün işletmeler artık yemeklerde kullanılan yağ, et, ekmek gibi temel şeylerin en ucuzuna kaçıyor. Artık öyle bir noktaya geldi ki onurumuza yakışmayacak kadar kötü ve kalitesiz yemekler yiyoruz.

İşte bahsettiğim kültürel ve sosyolojik dönüşüm bu. Türk milleti Pakistan sokak lezzetlerine, Hindistan’ın eller ayaklar açıkta kapkara yağıyla pişirilen yemeklerine maruz bırakılıyor.

Ne et eski tadını bildiğimiz et ne de tavuk ve sebzeler öyle.

Bir türlü anlatamıyoruz. Daha yeni genel sağlık sigortasına yüzde 100 zam yapıldı. Halbuki son açıklanan resmi enflasyon yüzde 32.87 düzeyinde gerçekleşti.

Resmi rakamlarla manşetlerdeki enflasyon oranı neyse ne; vatandaşın hissettiği çok daha ağır. Hem yediklerinde hissediyor hem de cebinde.

Market rafları artık sadece ürün değil, psikolojik eşik satıyor. Bir gün aldığınız ürünün ertesi gün bir lira bile ucuzlamadığı bir ülkede yaşıyoruz. Negatif enflasyonu hayal bile edemiyoruz.

Öyle bir hale geldi ki enflasyonun ana etkisi sadece fiyatları yükseltmiyor; insanların gelecek planlarını, güven duygusunu ve yaşam standartını kemiriyor.

Bugün birçok kişi ay sonunu getirmek için matematik formülleri icat ediyor. Emekli, memur, işçi... Hepsi aynı denklemle boğuşuyor: Eksiye batmadan ne kadar daha dayanabilirim?

KIRILGAN BİR EKONOMİ 

TOKİ’nin yaptığı 500 bin konut satışına milyonlarca insan başvurdu. Sırf kira belasından kurtulmak için.

Dövizdeki oynaklık artık bir olay değil, rutin. Kur artışı yalnızca ithalatı pahalılaştırmıyor; üretim maliyetinden kiralara kadar tüm ekonomik zinciri beraberinde sürüklüyor. Hükümet buna zaman zaman “geçici bir durum”, zaman zaman “manipülasyon” dese de iş dünyasının gördüğü tablo daha somut: Kırılgan bir ekonomi, yüksek risk primi ve yatırımcının önünü göremediği bir ortam.

Türkiye bugün halen sıcak para ile yaşayan, üretimden uzaklaşmış bir ekonomi modelinin bedelini ödüyor. Daha yeni yazdım, hükümet gelirlerinin yüzde 78’i vergilerden oluşuyor. Katma değerli bir sanayimiz kalmadı. Petrolümüz yok, savunma sanayisi dışında teknolojide pasif kaldık.

Uzun yıllardır izlenen faiz politikası, ekonominin kalbinde büyük bir tartışmayı tetikledi. Faiz düşünce enflasyonun da düşeceği iddiası, sahada karşılık bulmadı. Çünkü kriz dönemsel bir şey değil ki finans araçlarıyla yönetebilesin.

Bu politikanın en önemli yan etkisi, tasarruf sahibinin cezalandırılması ve Türk lirasının aşırı değer kaybı oldu. Yüksek faize çakılı kalmak ise ekonomideki güven erozyonunun tamirini daha da zorlaştıran bir döngü yarattı.

Ekonomi bir kez güven kaybetti mi rakamlardan çok psikolojiyi onarmak gerekir. Onu da belediye başkanlarının cezaevlerine atılmasıyla yerle bir ettik. Toplumun güç kaybeden iktidara olan inancı zaten azdı, artık hiç kalmadı.

İlginç olan şu: Türkiye’de siyaset, ekonomi tartışmasını çoğu zaman söylem üzerinden yürütüyor. Oysa sokakta durum çok daha gerçek: İnsanlar gıda, kira ve enerji maliyetleriyle boğuşuyor. Gerçek gündem mutfakta kaynayan tencere. Siyasette Ekrem İmamoğlu’nun ve Özgür Özel’in her fırsatta buna vurgu yapması çok doğru.

Zaten yenilmiş bitmiş PKK’nin, etkisi kalmamış terör örgütü lideri içeriden çıksın diye çözüm aramakla uğraşıyorlar. Kimse de görmüyor mu yeni PKK isim değiştirdi YPG oldu. Daha da büyüdü hegemonya değiştirdi. Suriye’nin kuzeyinde topraklarını genişletti.

Bakın her şey birbiriyle bağlantılı. Ekonomik kriz yalnızca rakamlarla değil, insanların ruh haliyle ölçülür. Umudun azaldığı yerde kriz, en keskin halini alır.

Peki, çıkış yolumuz ne?

Türkiye’nin çıkışı, günü kurtaran pansumanlardan değil; güven veren, öngörülebilir, hukuka, kurala dayalı bir ekonomik modelden geçiyor.

Sermayenin hukuka olan güvenini sağlamalı, rüşvet ekonomisini yok etmeliyiz. Üretim kültürünü yeniden diriltmeli, üretmenin kutsal bir şey olduğunu hatırlamalıyız. Üç kuruş daha ucuz diye bakliyatı Kanada’dan, çayı Çin’den, buğdayı Meksika’dan almamalıyız. Doğru teşviklerle üretim üzerindeki enerji maliyetlerini azaltmalıyız.

Hukuku baş tacı edip üretmeye başlayınca ekonomik göstergeler düzelmeye başlar; aksi halde kriz bizim için yeni bir hayat tarzı olur. Kültürel çöküş artar, bahis, kumar, fuhuş, rüşvet bataklığına daha da batarız.

Bu ülke daha önce de kriz gördü ama bir farkla: O dönemlerde toplumun geleceğe dair umudu vardı. Bugün yapılması gereken, önce o umudu geri vermek.

Yazarın Son Yazıları

Tutuklama: Tedbir mi, susturma aracı mı?

Ceza, yargılama sonunda verilir; tutuklama ise istisnai bir koruma tedbiri olarak tanımlanır. Ancak son dönemde Türkiye’de yaşananlar, bu teorik ayrımın pratikte hızla eridiğini gösteriyor. Tutuklama artık “yargılamayı güvenceye alan bir önlem” olmaktan çok, yargılamanın kendisi haline gelmiş durumda.

Devamını Oku
16.12.2025
Bu ülkede binalar değil, adalet çöktü

Türkiye büyük depremler yaşadı.

Devamını Oku
13.12.2025
Bahis soruşturmasının dış bağlantısı İngiltere

Bahis soruşturmasının başlangıcı sayılan olayları tam üç sene köşemde ve kitaplarımda yazdım. Türkiye’yi, kamuoyunu harekete geçirmek için elimden geleni yaptım.

Devamını Oku
09.12.2025
Her işlemde ismi olan kişi hukuken yok

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne ilişkin soruşturmada her açıdan yaşanan çelişkiler dikkat çekiyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Kamu bağlantıları bir türlü soruşturulmuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama dikkatimi çekti. Yasadışı bahisle kararlı şekilde mücadele edileceğini ve gençlerin bu karanlık yapılara teslim edilmeyeceğini söyledi.

Devamını Oku
02.12.2025
Bu bedelin hesabını kim verecek?

Türkiye’de öyle davalar görülüyor ki bir mahkeme salonunun duvarları yalnızca hukukun değil, bütün bir ülkenin vicdanının yankısını taşıyor.

Devamını Oku
29.11.2025
Zehirlenmelerde ‘skimpflasyon’ etkisi

Türkiye bir süredir tuhaf bir ekonomik iklimin içinde yaşıyor.

Devamını Oku
22.11.2025
İBB iddianamesinde olmayanlar!

İBB soruşturmasında da aynı süreç yaşandı. İddianameyi satır satır okumaya devam ediyorum, notlar alıyorum. Özellikle soruşturma aşamasında iddianamede yer alan bilgiler açık açık yazıldı, sosyal medya hesaplarından gündem yapıldı. Şimdi bu iddiaların bir kısmını arıyorum iddianamede, ama yok! Mesela İmamoğlu’nun otellerde yapmış olduğu toplantılarda kamera bantlanması ve yanındaki ekibin taşıdığı valiz çok konuşuldu. Valizlerin para dolu olduğu günlerce yazıldı. Herkes linç edildi. Oysa valizlerde para değil, rahmetli Kadir Topbaş döneminde alınan jammer (sinyal kesici) cihazları vardı ama ne önemi vardı ki?

Devamını Oku
18.11.2025
İmamoğlu iddianamesinde göze çarpanlar

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) soruşturması kapsamında hazırlanan iddianame yaklaşık 237 gün sonra tamamlandı.

Devamını Oku
15.11.2025
Özlem Çerçioğlu ve itirafçının ifadesi

Aziz İhsan Aktaş ve Baki Nugay... Bu iki ismin verdiği ifadeler neticesinde seçilmiş belediye başkanları ve bürokratlar tutuklandı. Operasyon üstüne operasyon yapıldı.

Devamını Oku
11.11.2025
Sayıştay raporları çıktı: Yargılanmayan ‘hatalar’

Sayıştay’ın 2024 yılı mahalli idareler denetim raporları yayımlandı.

Devamını Oku
08.11.2025
Eda Saraç’ın adalet çağrısı

Günlerden pazar... Harbiye’desiniz. “Bugün ne yapayım?” diye düşünürken tiyatroya gitmek istiyorsunuz. Hazırlanıp yola koyuluyorsunuz. Koştur koştur, geç kalmadan tiyatronun yolunu tutuyorsunuz. E malum, İstanbul trafiği! 10 dakikalık yola 1 saatte gidiyorsunuz. Ama bir sorun var. Her yerde polisler, bariyerler, siren sesleri...

Devamını Oku
04.11.2025
Yasadışı bahise operasyonlar art arda

Türkiye’de gündem öyle hızlı değişiyor ki takip edebilmek mümkün değil.

Devamını Oku
01.11.2025
Bahis skandalı: TFF ile konuştum

Düşünün: maçı yöneten hakemler bahis oynamışlar! Ki bir de bu, tespit edilen yasal sitelere girip üye olup oynayan kişiler. Bir de bunun yasadışı bahis ayağı var. Ki son 5 yılda tespit edilebilen rakamlar bunlar. Bu hakemler içinde Süper Lig hakemleri var. Hakem yardımcıları var. Mutlaka uluslararası bakımdan da incelenecektir.

Devamını Oku
28.10.2025
Tele1 soruşturması ve Ekrem İmamoğlu

Türkiye bir kez daha sabaha bir operasyon haberiyle uyandı.

Devamını Oku
25.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporu (2)

Emniyet Genel Müdürlüğü’nün yayımladığı 2025 Uyuşturucu Raporu, Türkiye’deki uyuşturucu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu hususta çok yazı yazdım, son rapor ile ilgili de yazdım. Rapordaki belirtilen rakamlar çok korkutucu. Çevirip çevirip tekrar okuyorum. Israrla üzerinde durmamız gereken bir durum.

Devamını Oku
21.10.2025
Emniyet’in uyuşturucu raporunda inanılmaz rakamlar

Bir ülkenin karanlığını anlamak istiyorsan rakamlara değil, o rakamların sessizliğine bakacaksın.

Devamını Oku
18.10.2025
'Sahte diploma' skandalında yeni perde!

Bu satırları apar topar aldığım bir haber nedeniyle hızlıca yazıyorum. Haber her şeyden önce gelir diyerek o yüzden ifadelerimi de kısa tutacağım.

Devamını Oku
15.10.2025
Milyarlarca liralık Papara iddianamesi çıktı

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta yaptığı açıklamada “Yasadışı bahis bataklığının üzerine kararlılıkla gideceğiz” mesajını paylaştı.

Devamını Oku
14.10.2025
'Adaletin değil, rövanşın hikâyesi...'

Türkiye’de hukuk metinleri bazen adaletin pusulasıdır bazen de siyasetin kılıfı.

Devamını Oku
11.10.2025
Gazetecilik değil gerçeği saklamak suçtur

Saat 05.45. Kapıya vurulan tok sesle uyandım. Polisler evdeydi. Gözaltı kararı vardı. Suçum: Gazetecilik. Ama belgede şantaj yazıyordu.

Devamını Oku
07.10.2025
Yargının başka işleri var

En son yazımda Sayıştay raporlarından hükümet bütçesinin nasıl bir batakta olduğunu anlatmıştım.

Devamını Oku
04.10.2025
Norveç mi Türkiye mi?

Türkiye Varlık Fonu ise 360 milyar dolar büyüklüğünde. Fakat her bir Türk vatandaşına sadece 3 bin 644 dolar düşüyor. Peki, bir Norveç vatandaşıyla bir Türkün yatırım varlığı arasındaki 318 milyar dolarlık fark nerede?

Devamını Oku
30.09.2025
Unutmayın, unutturmayın

Melih Gökçek’in Ankara Büyükşehir Belediye başkanlığı dönemi, kentin tarihine tartışmalı ihaleler ve usulsüzlük iddialarıyla geçti.

Devamını Oku
27.09.2025
Sahte Sayıştay denetçisi!

Haber böyle. Kimdir bu kişi diye araştırdığınızda ise muhteşem bir katalog ve fotoğraflarla karşılaşıyorsunuz. Bu kişi gerçekten Sayıştay amblemi bulunan bir araçla gelmiş.

Devamını Oku
23.09.2025
Futbola da soruşturma başlatıldı

Bugün sizlere iki durumdan bahsedeceğim...

Devamını Oku
20.09.2025
Bu kadar öğrenci ve öğretmen ne olacak

“Bu firma sigara ihracatı yapıyor gibi gözüküyordu. Dolayısıyla ürettiği sigarayı ihraç ediyordu ancak sigaralar ya tekrar getiriliyor ya da ihraç edilmiş gibi gösterilip iç piyasaya dağıtılıyordu. Yasal olarak elde ettikleri KDV iadesini de mahsup ediyorlardı. Mahsubu ise Awox isimli teknoloji şirketinin ithalat işlemlerinde ödenecek vergi tutarına kullanılıyordu.”

Devamını Oku
16.09.2025
Cevabını herkesin bildiği soru

Paraya ihtiyacınız oldu ve bankadan kredi almaya gittiniz.

Devamını Oku
13.09.2025
Çürümenin fotoğrafı

Türkiye son yıllarda büyük bir yıkım sürecinden geçiyor.

Devamını Oku
06.09.2025
Savcıları bile kandırmaya kalkıştılar

Dolandırıcılık dediğimiz şey genelde sıradan vatandaşın bir telefonla tuzağa düşmesiyle sınırlı kalır. Ama bu kez tablo bambaşka.

Devamını Oku
02.09.2025
Sahte kanser ilacı ürettiler: İstenen ceza şaşırttı!

Depo baskınında 2 milyar TL değerinde ilaç bulunurken sanıklar hakkında sadece bir yıldan beş yıla kadar hapis istenmesi şaşkınlık yarattı.

Devamını Oku
31.08.2025
'Berlin büyükelçiliği' dolandırıcılığı

İnsanlığın bir toplum olarak var olduğu dönemlerden bu yana aradığı iki şey var...

Devamını Oku
30.08.2025
Milyarlık yarım adaya 20 bin lira bedel

Daha önce yine bu köşeden, Hazine arazilerinin sahte evraklar ile işbirlikçi avukatlar aracılığıyla ele geçirildiğini yazmıştım. Bu dosyaları takip ediyorum ve çok ilginç gelişmeler var, yakında yazacağım.

Devamını Oku
26.08.2025
E-imza skandalı ve uyuşturucu ticareti

Bir önceki yazımda, devlet hastanesi ve özel hastanelerdeki doktorların çalınan e-imza tokenleri ile ilgili düzenlenen iddianameden bahsetmiştim.

Devamını Oku
23.08.2025
Ölü doktorla sahte reçete

Bakın bir çete, depremde ölmüş olan doktorların hesaplarıyla reçete düzenleyip uyuşturucu etkisi olan ilaçları satmış. Çetenin içerisinde eczacılar da var doktorlar da... Bakın 1301 reçete ve 585 bin kapsül yeşil reçeteli haptan bahsediyoruz. İddianamesine ulaştım.

Devamını Oku
19.08.2025
Bu açıklamalar AKP’deki hizipleşmeler içindi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, eski AKP MKYK Üyesi avukat Mücahit Birinci’ye yönelik açıklamaları gündeme damga vurdu.

Devamını Oku
16.08.2025
Türk öğrenciler yasal olmayan yollarla düzenlenmiş belgelerle fakültelere girdi: Sahte pasaport skandalı

Kasım 2024’te CİMER’e ulaşan ihbara göre yüzlerce Türk öğrenci sahte yabancı pasaportlarla üniversitelere özellikle de tıp ve hukuk fakültelerine kayıt yaptırdı.

Devamını Oku
11.08.2025
Diploma skandalında yeni perde

Türkiye, bir haftadır sahte diploma, sahte ehliyet ve sahte belgelerin ortaya çıkmasıyla sarsılıyor.

Devamını Oku
09.08.2025
Sahte diploma sistemi

Bu köşeyi takip eden okurlarım hatırlarlarsa sahte diplomalar, sertifikalar ve ehliyet çeteleri ile ilgili onlarca yazı yazdım. En son 28.09.2024 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşen diploma skandalını yazmıştım.

Devamını Oku
05.08.2025
Neslim Güngen’i hatırlar mısınız

Dilan Polat’ı malum sektöre sokmasıyla bilinen fenomen Neslim Güngen’i hatırlayanlar vardır.

Devamını Oku
02.08.2025