Atatürk’ü örnek verip...
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Atatürk’ü örnek verip...

16.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

1 Ekim 2025 günkü Sözcü gazetesinin 11. sayfasında şöyle bir haber yayımlandı: “ATATÜRK’Ü ÖRNEK VERİP ÖZERKLİK İSTEDİ. TBMM’de terörsüz Türkiye hedefi ile kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 13. toplantısını yarın yapacak. Toplantıda hukuk dernekleri ile anayasa hukukçularının görüşleri alınacak. Komisyonda dinlenecek olan Prof. Fazıl Hüsnü Erdem iki gün önce Irak Bölgesel Yönetimi’nin yayın organı Rudaw’a röportaj verdi ve ‘Atatürk Kürtlere özerklik tanımıştı, yeni anayasada bu da olabilir’ dedi.” (Veli Toprak/SÖZCÜ)

“Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde akademisyen olan anayasa hukukçusu Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, yeni ve sivil bir anayasanın Türkiye’nin olmazsa olmazlarından olduğunu söyledi. Yeni anayasada Kürt sorununun tamamen çözülmesi için Kürtçe anadilde eğitimin önünün açılması gerektiğini savunan Fazıl Hüsnü Erdem, Kürtçe eğitimin yasal güvenceye alınması gerektiğini ve 1921 Anayasası’nda olduğu gibi muhtariyet ve özerkliğin de Kürtler için tanınması gerektiğini ifade etti.

Anayasa hukukçusu Fazıl Hüsnü Erdem, hem dünya hem de Türkiye ölçeğinde anayasa yapım aşamaları ve yeni taslakların oluşturulması konusunda nadir uzman kişilerden biri.” (İnternet)

Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ki Kürtçülük gailesinde (dert, sıkıntı) ilkin “anadilde öğretim” koşulunu masaya koyar, o zaman ya sen o masadan kalkacaksın ya o kişiyi masadan uzaklaştıracaksın. Dicle Üniversitesı Hukuk Fakültesi’nin koskoca profesörü, sen, TC Anayasası’nın 3. maddesini (Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.) ve 42. maddesinin son fıkrasını (Türkçeden başka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.) kaldırıp çöpe mi atacaksın? Ey profesör, bunu nasıl yapacaksın? Okullarda Kürtçenin öğretim dili olmasının özerklik, federasyon ve bağımsızlık anlamına geldiğini nasıl bilemezsin? Şimdi, senin profesörlüğünü anlamsız kılan şu belgeyi bir oku bakalım:

Atatürk’ün İzmit Basın Toplantısı (sayfa: 47)

[Kürt Sorunu (Kürtlük Sorunu-nedeni-özerklik)

Ahmet Emin Bey: Kürt sorununa değinmiştiniz. Kürtlük sorunu nedir? Bir iç sorun olarak değinirseniz çok iyi olur.

Gazi (Mustafa Kemal) Paşa: Kürt sorunu; bizim, yani Türklerin yararına kesinlikle söz konusu olamaz. Çünkü biliyorsunuz, bizim ulusal sınırımız içinde var olan Kürt unsurlar öyle yerleşmiştir ki pek sınırlı yerlerde yoğunluğa sahiptir. Ancak çoğunluklarını yitire yitire ve Türk unsurlarının içine gire gire öyle bir sınır oluşmuştur ki Kürtlük namına bir sınır çizmek istersek Türklüğü ve Türkiye’yi yok etmek gerekir. Varsayalım ki Erzurum’a kadar giden, Erzincan’a, Sivas’a kadar giden, Harput’a kadar giden bir sınır aramak gereklidir. Ve hatta, Konya çöllerindeki Kürt aşiretlerini de gözden uzak tutmamak gerekir. Dolayısıyla başlı başına bir Kürtlük düşünmektense bizim Teşkilatı Esasiye Kanunu (anayasa) gereğince zaten bir tür yerel özerklikler. O halde hangi livanın halkı Kürt ise onlar kendi kendilerini özerk olarak yöneteceklerdir. Bundan başka Türkiye’nin halkı söz konusu olurken onları da beraber ifade gerektir. İfade olunmadıkları zaman bundan kendilerine ait sorun çıkarmaları her zaman söz konusudur. Şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi, hem Kürtlerin ve hem de Türklerin yetki sahibi vekillerinden meydana gelmiştir ve bu iki unsur bütün çıkarlarını ve geleceklerini birleştirmiştir. Yani onlar bilirler ki bu, ortak bir şeydir. Ayrı sınır çizmeye kalkışmak doğru olamaz.]

***

İddia sahiplari çok dikkatle okusun: “Dolayısıyla başlı başına bir Kürtlük düşünmektense bizim Teşkilatı Esasiye Kanunu (anayasa) gereğince zaten bir tür yerel özerklikler. O halde hangi livanın halkı Kürt ise onlar kendi kendilerini özerk olarak yöneteceklerdir. Bundan başka Türkiye’nin halkı söz konusu olurken onları da beraber ifade gerektir.”

Atatürk belediyelerden söz ediyor. Belediyeler için seçim yapılır. Yapılmaz mı? Atatürk “özerk belediye” idealinden söz ediyor. Özerk belediye başkanı ve meclisi seçimle oluşur. Şu anda uygulanan yöntem. Atatürk’ün sözünü ettiği Kürtler TC vatandaşları... Vatandaşlık kimliklerinde “Türk” oldukları yazıyor. Belediyelerle ilgili kullanılan özerklik” denen şey “muhtariyet” ve “kendinde örgütlü bağımsızlık” anlamında değil. Her özerk belediyenin bağlı olduğu bir il (Ör: Diyarbakır ili) ve bir devlet (Türkiye) var. Acaba Profesör Fazıl Hüsnü Erdem durumu anladı mı? Atatürk’ün “Hangi livanın halkı Kürt ise onlar kendi kendilerini özerk olarak yöneteceklerdir” cümlesi de yanlış anlaşılmasın, bir varsayımdır, her vilayette (ilde) 72 buçuk millet vardır. Prof. Fazıl Hüsnü Erdem’in elinde iddiasını kanıtlayan bir kaynak varsa haber versin. Boş yere uğraşmayayım. Benim yaşımda (90) zaman çok değerlidir!

***

Bu yazı Kürtçe “yerel demokrasi” lolosunun Türkçe tercümesidir. Kim ki “ulus devlet”e karşı çıkar; “Lozan”ı tartışma konusu yapar, ona BÖLÜCÜ denir! Herkese lolo, bize de mi lolo! Buna DEM ne der acaba?

Yazarın Son Yazıları

Atatürk’ü örnek verip...

1 Ekim 2025 günkü Sözcü gazetesinin 11. sayfasında şöyle bir haber yayımlandı:

Devamını Oku
16.12.2025
Piliç değil bilinç

İnsanın kendisine sorduğu “Ben kimim” sorusu ve bir sorgulayıcının ona sorduğu “Sen kimsin” sorusu, gerçek anlamda, o kişiye varlığının adresini sormaktan başka bir şey değildir.

Devamını Oku
14.12.2025
MHP’li Semih Yalçın’a cevap

7 Aralık 2025 günü yayımlanan ve MHP’nin siyaset dağarı ile tarzını tasvir ettiğim “Vehim denen şey” başlıklı yazıma partinin genel başkan yardımcısı ve yazıda adı geçen kişinin (Semih Yalçın) tepki göstereceğini kuşkusuz tahmin ediyordum.

Devamını Oku
12.12.2025
Tek parti=Cumhuriyet

Tarih cahilleri ve tarih inkârcıları için bir kez daha okunması için dökümlü bir şekilde ve tekrar yazıyorum:

Devamını Oku
09.12.2025
Vehim denen şey

1. Gerçekte var olmayan fakat var olduğu sanılan, varmış gibi tasarlanan düşünce ve zan.

Devamını Oku
07.12.2025
Ekümeniklik mavalı

Şu kavanoz kıçlı dünyada her nesnenin, olgu ve olayın bir tanımı vardır.

Devamını Oku
05.12.2025
Kürtçe güçlendirilecekmiş...

Kürtçe güçlendirilecekmiş, hatta kalıcılaştırılacakmış.

Devamını Oku
02.12.2025
30 Kasım 2007

Gelecek yıllarda adını sık sık anmak zorunda kalacağımız Prof. Dr. Engin Arık (14 Ekim 1948) 30 Kasım 2007 günü (nedeni kuşkulu) bir uçak kazasında ekibiyle birlikte aramızdan ayrılmıştı.

Devamını Oku
30.11.2025
3 Kasım 2002’yi hatırlamak!

3 Kasım 2002 günü olanı, olanları aramızdan kaç kişi anımsamakta?

Devamını Oku
28.11.2025
Eski defterler...

Eski defterler son derece önemlidir.

Devamını Oku
25.11.2025
AKP’yi iktidara getiren seçim

1 Kasım 2002 günü “İki gün sonra 3 Kasım 2002” başlığıyla Hürriyet gazetesinin Avrupa baskısında...

Devamını Oku
23.11.2025
Devri sabık yaratmak

Devri sabık yaratmak, Türkiye siyasi tarihinde yeni gelen yönetimin/iktidarın, kendinden önceki dönemi sorgulaması, hesap sorması vb. anlamında kullanılan ifadedir.

Devamını Oku
21.11.2025
Toplu iğne ve nankörlük

Basında yer alan haberlere göre, Cumhuriyetin kuruluşunun 102. yıldönümü münasebetiyle savunma sanayisindeki gelişmeleri anlatan AKP genel başkanı ve Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan, “Dünya genelinde satılan her 100 İHA’dan 65’ini biz tedarik ettik, 180 ülkeye ürün ihraç ettik. Sizleri 25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk” demiş.

Devamını Oku
18.11.2025
‘Entel-dantel Özdemir Bey’in itirazı

“Eşit anayasal vatandaşlık...

Devamını Oku
16.11.2025
Bir veda için adagio*

Değerli okurlar, bir terslik yüzünden 28 Mart 2025 günü yayımlanan bu yazıyı bir kez daha okumak zorunda bıraktığım için lütfen bağışlayın beni.

Devamını Oku
14.11.2025
Karakuşi siyaset

Kuzey Kıbrıs’ta cumhurbaşkanlığı seçimini ana muhalefetin adayı Tufan Erhürman’ın kazanmasının ardından, genel kanıya göre, MHP lideri Devlet Bahçeli önemli bir açıklama yaptı.

Devamını Oku
11.11.2025
İşin aslı

Kürtçülerin, Türkiye’nin demokrasi bağlamında atacağı ilk adımın “ilkokuldan üniversiteye Kürtçe anadilde öğrenim hakkının anayasada yer alması talebinin yerine getirilmesi” olduğunu biliyoruz.

Devamını Oku
09.11.2025
Bir kez daha emriniz olur!

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” süreciyle ilgili olarak düşüncelerini eleştiriyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (3)

CERN’in (European Center for Nuclear Research-Avrupa Parçacık Fiziği Araştırma Merkesi) evrenin oluşumuyla ilgili olarak yapmaya başladığı deney Türkiye’yi birden bilim dünyasının göbeğine getirdi.

Devamını Oku
02.11.2025
Kurtarıcının adı toryum (2)

Özdemir İnce: Uranyum bu kadar belalı bir madde, tehlikeli, radyasyon yayıyor.

Devamını Oku
31.10.2025
Dreyfus A la Turca

Hüseyin Gün 4 Temmuz 2025 günü tutuklandığına göre işlem çok daha önce başlamış olmalı. Demek ki Merdan Yanardağ’ın casusluğu (!) o günden çok daha önce belli olmuş olmalı. Öyle değil mi? Gecikme operasyon icabı mı aceba? Yoksa kerrat cetvelini (çarpım tablosunu) bilmeyen kasap hali mi?

Devamını Oku
28.10.2025
Kurtarıcının adı toryum (1)

21 Ekim 2025 Salı günü yayımlanan “Toryum dedikleri şey” başlıklı yazımla “toryum” adlı ender elementle tanıştınız.

Devamını Oku
26.10.2025
Bir kez daha toryum denen mucize

Gazetelerde, kitaplarımda yayımlanmamış yazı(lar) da var zulada.

Devamını Oku
24.10.2025
Toryum dedikleri şey

Ülkemizde edebiyattan en ince bilimlere kadar tuhaf bir alışkanlık vardır.

Devamını Oku
21.10.2025
Dilini eşek arısı soksun!

Eşek arısının nasıl soktuğunu çok iyi bilirim.

Devamını Oku
19.10.2025
UYANIN

Uyanın, uyanın artık, ey yitik insanlar!

Devamını Oku
17.10.2025
Yerçekimi

Yerçekimi denen şeyi ben bulmadığım için ortak mal Vikipedi’ye başvurarak tanımını bilginize sunuyorum.

Devamını Oku
14.10.2025
Sorumluluk

Biraz önce en küçük kardeşim Bülent telefon etti.

Devamını Oku
12.10.2025
Comandante Che Guevara

Deniz kıyısına oturup da denize girmediğim, içki içtiğim günler.

Devamını Oku
10.10.2025
Sisifos olarak

Okuyacağınız yazı 6 Eylül 2020 günü gazetemizde yayımlanmış.

Devamını Oku
07.10.2025
Gündelik hayat ve kuralları

Uzun süredir, gündelik hayatın türlüsüyle, sağlık işleriyle, bilgisayarımla, internetle, telefon santralcılarıyla, sekreterlerle başım hiç de hoş değil.

Devamını Oku
05.10.2025
Yürrü kerreste müdürü

Mersin’de, çocukluğumda, o zamanlar adı Bozkurt olan caddenin üzerindeki Büyük Çıkmaz Sokak’ta (artık çıkmaz değil) otururduk.

Devamını Oku
03.10.2025
Düşman bile yapmaz

Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, doğal zenginlikleri ve tarihi mirasıyla dünya çapında ilgi gören Muğla’nın, rant uğruna tehdit altında olduğunu söyledi.

Devamını Oku
30.09.2025
Müslüman birey yoktur*

Defterlerimden birine yazdığım ancak kaynağını yazmayı ihmal ettiğim alıntı şöyle...

Devamını Oku
28.09.2025
Zırva tevil götürmez (2)

Zırvalıkla ilgili ilk yazıyı 29 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet gazetemizde yayımlamıştım.

Devamını Oku
26.09.2025
RTE ne yapmak istiyor?

Basından bir haber: “Kabine toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe’deki sarayında toplandı. Saat 14.30 sıralarında başlayan ve iki saat süren toplantıda, PKK’nin sembolik silah bırakma töreni ve Meclis’te komisyon kurulması çalışmalarıyla devam eden süreç, orman yangınları ve Gazze gibi başlıklar görüşüldü. Toplantının ardından konuşan Erdoğan, CHP’ye seslenerek ‘Siyasette pek çok şeyin kazası olur ama süreci yokuşa sürmenin affı olmaz. Süreç, özellikle ana muhalefet partisi için geçmiş günahlarına kefaret olabilecek bulunmaz bir fırsattır’ dedi.”

Devamını Oku
23.09.2025
Emekliler ve iktidar

Televizyonların emeklilerin hal-i pür melalini tanımlayıp aktarmak için seçtikleri insanların neredeyse tamamı garip bir ruh durumu içinde.

Devamını Oku
21.09.2025
Mahşer günleri

Bu yazıyı yazmaya değerli ve genç yoldaşım Zülâl Kalkandelen’in 3 Eylül 2025 günlü Cumhuriyet’te yayımlanan “Ortadoğu kazanı fokurduyor” başlıklı yazınında yer alan Cengiz Çandar’la yapılan söyleşiden aktardığı şu bölümü okuyunca karar verdim...

Devamını Oku
19.09.2025
Din ve tarafsızlık

Hemen yazalım sonra neyin ne olduğunu açıklayalım: Teokratik yönetimde devlet başkanı genellikle bir dini liderdir.

Devamını Oku
14.09.2025
Rezillik, utanmazlık, alçaklık

31 Ağustos 2025 günlü Cumhuriyet’in birinci sayfasındaki “Zafer coşkusu” manşetin altında yer alan utanç verici haber şöyle...

Devamını Oku
12.09.2025