Basın İnfaz Kurumu!

21 Haziran 2022 Salı

Bu hafta Meclis Genel Kurulu’na gelmiş geçmiş bütün sansür uygulamalarına rahmet okutacak bir yasa değişikliği geliyor.

Basın kanunlarına öyle maddeler ekleniyor ki bunu “sansür” sözcüğü ile tarif etmek olanaksız. Giderek daraltılmaya çalışılan ifade özgürlüğünü tabuta koyup son çiviyi de çakmak istiyorlar. 

Bu tür uygulamalar iki uç durumda olur:

İktidarlar kendilerini çok güçlü ya da çok güçsüz hissettikleri an!

Aslında her iki uç da aynı kapıya çıkar.

Zira en çok korkutan en çok korkandır aynı zamanda. Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur. Özellikle sosyal medyada yapılan yeni düzenlemeler, “Gençleri kirli bilgilerden koruyacağız” diye başlamıştı. Şuna dönmüş:

Başta gençlik olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin gerçek bilgiye ulaşmasını engelleyeceğiz!

***

Değişiklikler geçen hafta Meclis komisyonlarında görüşüldü. Gazeteci örgütlerinin bastırması ile bazı düzeltmeler yapıldı ama bunların hiçbiri sansür ve baskıyı azaltacak cinsten değildi.

Düzenleme şunları öngörüyor:

-Halka, yanıltıcı bilgi vermek “halkı kin ve nefrete sürüklemek” kadar ağır bir suç haline getiriyor. 1-3 yıl hapis öngörülüyor. Bu bilginin yanıltıcı olup olmadığına atanan bir kişi karar verecek.

-Düzenleme ilk başta gazetecilerle ilgili gibi ama değil. “Yanıltıcı bilgiyi” yaymak da suç. Diyelim ki bir kişi gerçek enflasyonu açıkladı. Onu sosyal medyada çoğaltmak da suç kapsamında. Bu sansürün sadece gazetecilere değil halka da  yönelik olduğunu gösteriyor. Oldu olacak haberi okuyanları saptayın, kimseyle paylaşmasa bile “bilme suçu” üretin!

-Sarı basın kartı gazetecilerin kimliğini oluşturuyor. Bu kartın veriliş şekli yıllardır tartışılıyor. Her ne kadar üyeleri arasında gazeteciler olsa da bu kartı bir devlet kurumu vermemeli, meslek kurumu vermeli. Bunu düzeltmek yerine daha ağır hale getirdiler. Komisyon iki gazeteci, iki gazete patronu ve beş bürokrattan oluşacak.

-Basın İlan Kurumu (BİK) tam bir basın infaz kurumu haline getiriliyor. BİK, halen yazılı basına yönelik her türlü denetimi yapıyor. Haberin doğru ya da yanlış olduğuna karar verip ona göre mahkeme gibi hüküm veriyor. BİK’in yalan dediği habere gerçek mahkeme doğru dese bile BİK’in verdiği karar bozulmuyor.

-Bu uygulamayı internet sitelerine de getiriyorlar. İnternet sitelerinin basın organı olması kabul edilirken tuşlarına kelepçe takılıyor. Onlar da “yanıltıcı yayın yapma” suçundan payını alıyor. İyi huylu sitelere BİK tarafından ilan verilmesi de ihmal edilmemiş!

***

Yargıtay temsicisi bile Meclis komisyonunda yasadaki suç tanımlarının belirsiz olduğunu söyledi.

Gelinen noktada iktidara  şöyle bir önerimiz var:

Bu durumda gelin nelerin yasak olduğunu değil, nelerin serbest olduğunu yazın. 

Böyle bir yasa daha kısa ve anlaşılır olur. Hatta bu yasa bir maddelik bile olabilir:

“İktidarı ve icraatını övmek serbesttir. Bunun dışındaki bütün yayınlar suçtur!”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İYİ Parti çıkmazı! 18 Nisan 2024
Zafer sorumluluğu... 17 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları