Nasıl bir değişim?

19 Nisan 2022 Salı

Değişim üzerine söylenmiş onlarca sözden biri şudur:

Değişim rüzgârları esmeye başladığında, aptallar duvar örer, akıllı insanlar rüzgâr türbini kurar!

Türkiye değişecek. Bu geliyor. Böyle gidemeyeceği görülüyor. Bütün mesele şu:

Nasıl bir değişim?

Bir başka açıdan bakıldığında Türkiye, AKP iktidarı döneminde adım adım değişti. Erdoğan, önce tüm Türkiye’yi kucaklamak üzerine siyaset üretti. Gücü tam olarak eline geçirdiği andan itibaren çemberi halka halka daralttı. Geriye “şahsım” kaldı.

Bizim sözünü ettiğimiz değişim, böyle bir değişim değil. Bu daha çok, başkalaşım! 

Türkiye pek çok bakımdan başkalaştı. Devlet kurumlarının, devlet bütçesinin, medya yapılarının özü değişti. Öz değişince, devamında oluşan başka bir yapı oldu.

***

Nasıl bir değişim sorusunun yanıtının yeni kuşaklarda olduğunu söyleyebiliriz. İktidarın tüm baskılarına karşın yeni kuşaklar, dayatılan Türkiye’yi kabul etmek yerine, yaşamak istedikleri Türkiye’yi hayal ediyorlar. Yurtdışına gitmek isteyenler çoğunlukta. Bunu biz de yeri geldikçe vurguluyoruz. Bunun yanında geleceğini bu ülkede kurmak üzere yürüyenlerin sayısı az değil. 

Kaldı ki bir kuşak tümüyle özverili, geleceğin yapısına harç taşıyan bilinçte olmaz. Anımsatması hoş değil ama Kurtuluş Savaşı sürecinde asker kaçağı oranının yüzde 40’ı bulduğu gerçeğini de vurgulayalım.

15 Nisan’daki Cumhuriyet Vakfı toplantısından sonra büyük bir misafirim vardı. 17 yaşındaki Defne ille de kendi yazdığı yazıları okumamı, yön göstermemi istiyordu. Başta müzik olmak üzere pek çok konuda yazıyor. En son Franco İspanyası üzerine bir yazı kaleme almış. Radyo yayınlarında da var. Yeni nesil radyo yayıncılığından söz edip ekledi:

- Artık söz uçmuyor Sayın Balbay. İstediğin an dinleyebiliyorsun...

Türkiye’nin geleceği üzerine de hayaller kuran Defne’nin başlıca amacı daha çok araştırmak, daha çok yazmak...

Her şeye karşın ülkemizde Defne’lerin sayısı az değil. Z kuşağı çok farklı bir altyapı ile geliyor. 

Onların diliyle konuşmayı başaran siyasi hareket kazanacak. 

Dünyadaki büyük siyasi hareketler tarihinde “devrimi çaldırmak” diye bir tanım vardır. Toplumun değişim arzularını yakalayan kimi kadrolar, bu duyguyu alır, öncülük eder, iyi bir zamanlamayla değişme el koyar. 

Bunun son örnekleri Kuzey Afrika ülkelerinde yaşandı.

***

Türkiye’de nasıl bir değişim yaşanır?

Ankara’nın eski valilerinden Nevzat Tandoğan’a atfedilen bir söz vardır. “Bu memlekete komünizm gerekiyorsa, onu da biz getiririz” diye.

Bu sözü Saray’a uyarlamak gerekirse şöyle diyebiliriz:

- Memlekette değişim gerekliyse onu da biz yaparız!

Ankara’da bunun görünen, görünmeyen belirtileri var. Örneğin 2023’te Cumhuriyetin 100. yılı için başta TRT olmak üzere pek kurumda hazırlık yapıldığı dikkati çekiyor. Onca “Diriliş” dizisinden sonra 2023’e uygun bir geçiş şaşırtıcı olmaz.

Son derece pragmatist bir lider olarak bilinen Erdoğan’ın “Yeni dönemde yeni ne lazım” sorusuna birden fazla yanıt istediği, Saray kadrosunun buna çalıştığı artık sır değil.

Gözlememiz o ki Saray merkezli değişim arayışlarının halk katında karşılık bulması çok zor. 

Altı liderin birbirine bakmak yerine değişimin yönüne bakıp ön alması halinde siyasal gündemi farklı bir Türkiye ile tanışabiliriz.

Bu gerçeği en iyi Erdoğan görüyor. Dış dengeleri değiştirmesinin başlıca nedeni bu. Dışarıdan şu tür cümleler geliyor:

Demokrasi dışına çıkmış ama konjonktür gereği desteklenmesi gereken liderler!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları