İstanbul'un tarih dolu semtlerinden biri olan Balat, renkli sokakları, tarihi dokusu ve kültürel zenginlikleriyle adeta bir açık hava müzesi. Balat son yıllarda özellikle dizi çekimleri nedeniyle yerli ve yabancı turistin ilgisini çekiyor. Bu ilgi Balat'taki silüetin değişmesinde büyük bir etken olmuş. Karaköy ve Fener arasında konumlanan bu bölge, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait izler taşıyan tarihi yapılarıyla büyüleyici bir rota sunuyor.

KIRMIZI MEKTEP

Fener Rum Erkek Lisesi ya da uzun yıllar Balat'ta yaşayan büyükannemin deyimi ile Kırmızı Mektep bölgenin en ihitişamlı yapısı. 1881 yılında inşa edilen bu yapı, mimari zarafetiyle göz dolduruyor. Binanın mimarı Kostantin Dimadis'tir. Binanın yapımında Marsilya'dan getirilmiş kırmızı tuğlalar ve granit kullanmış. Okul senede yalnız bir kez ziyarete açılıyor.

AHRİDA SİNAGOGU

15. yüzyılda inşa edilen bu sinagog, Türkiye'nin en eski sinagoglarından biri olarak tarih sahnesindeki yerini alıyor.  Ahrida, İstanbul'daki en geniş kapasiteli sinagog. Taş duvarlarındaki oymalar ve renkli camlarıyla tarih kokan bu mekân, ziyaretçilere kültürel bir yolculuk sunuyor.

DEMİR KİLİSE

Bu zengin mozaik içinde öne çıkan yerlerden biri de Stefan Sveti Bulgar Kilisesi. Stefan Sveti Bulgar Kilisesi, 19. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul'da yaşayan Bulgar azınlığın dini ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla inşa edilmiş. Bulgar Ortodoks inanışının en büyük sembollerinden biri olmaya devam eden, 500 ton demir kullanılarak haç şeklinde inşa edilen kilise, yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra tarih, kültür ve tasarım meraklılarının da ilgisini çekiyor.

KİREMİT CADDESİ EVLERİ

Balat'ın en uğrak noktalarından bir diğeri de tabii ki Kiremit Caddesi. Bu cadde renkli evleri ile fotoğraf tutkunları için adeta bir açık hava stüdyosu.

Balat birçok tarihi restoran ve dükkâna sahip. Tarihi fırını, turşucusu ve köftecisi turistlerin uğrak noktalarından. Ancak semtte yeni nesil pek çok kahveci ve kafe de bulunuyor. Bunlardan bazıları müşterilerine muhteşem Haliç manzarısını da sunuyor.