Olaylar Ve Görüşler

Dijital dünyada ebeveyn olmak

27 Mart 2019 Çarşamba

Yeni bir ebeveynlik çağının başladığını kabul edenler, yeni dönemin gerektirdiklerini öğrenip araştırıp uyguluyor olacaklar.

Değerli dostlarım, gelin bu satırlarla birlikte çok değil, şöyle 40-50 yıl eskiye gidip, sonra tekrar bugüne dönelim. Hep birlikte bugün değişmiş olanların farkına varalım.
70’lerde İstanbul’da doğup büyüdüm, çocukluk ve ergenlik yıllarım Bakırköy’de geçti. İlkokulda aynı sınıfta 60 öğrenciydik, aynı sırada 3 öğrenci otururduk, sağımda babası kapıcı olan Ali, ortada memur çocuğu ben ve solumda babasının fabrikası olduğunu bildiğimiz Onur. Evden annelerimizin yanımıza koyduğu beslenme çantalarını hep birlikte açar, ne var ne yok birlikte siler süpürürdük. Zil çalınca doğru bahçeye top peşine, öyle top dediysem böyle bir avuç büyüklüğünde lastik top, yerde zıplatınca taa yukarılara giden cinsten, bahçede bankların altı kale olurdu. Öğretmenimiz hepimize ders anlatırdı, el işi dersimiz bile vardı. 5. sınıfta el işi dersinde halı örmeyi öğrenmiştik, ödev olarak ördüğüm iki karış büyüklüğündeki halıyı halen saklıyorum.
Okuldan gelince çanta içeri atılır, hemen apartmanın arka bahçesindeki ağaçlara tırmanıp mevsim meyveleri dalından yenirdi: Erik, şeftali, elma, armut, kiraz hepsi mahalledeki apartmanların bahçesindeydi. Sokakta oynamanın bir raconu vardır: Misket-bilye oynarken yenilsen bile ses etmeyeceksin, haddini bileceksin, ortalığı karıştırmayacaksın, duygularını yöneteceksin, yoksa abiler devreye girer çözerdi olayı. Bir mahalle dolusu çocuk, 3 mahalle öteye maç yapmaya giderdik, kimseye haber vermeden, kafamıza göre üstelik. Hepimiz acıkıp, susadığımızda evi en yakın arkadaşımızın kapısına 10 çocuk hücum ederdik, herkes sırayla suyunu içer, varsa bir de salçalı ekmek kapıp, doğru oyuna devam.
İlk walkman almak için 6 ay para biriktirmiştim ergenlik yıllarımda, şöyle turuncu renkli kulaklıkları olan, içine istediğin kaseti koyduğunda her yere sevdiğin müziği taşımanın mutluluğu eşsizdi. Babamın daktilosunda yazı yazmaya bayılırdım, hele 2 şeritli olunca kırmızı ve siyah renkli yazardı. Facit marka bir cihaz vardı, yanda bir sürü ileri geri dönen kolları olan, dört işlem yapabilen, lakin bir türlü çözemediğim bir makinaydı. Fotoğraf makinasına 36’lık film aldığımda, eğer çok ince ayar yapabilirsem baskıda tam 40 adet fotoğraf alabiliyorduk, nasıl gurur verirdi çekmeyi başardığım ek 4 kare. Yazları deniz kenarı bir sahil köyünde yaşayan anneannemi ziyarete giderdik. Köyde telefonla bir yeri arayacağımız zaman önce manyetoyu kaldırıp, gırr gırrr diye telefona elektrik yükleyip öyle kaldırırdık ahizeyi, karşımıza önce kasabanın santralı çıkıp telefonu bağlardı.
Yukarıda anlattığım çocukluk hatıralarımızın neredeyse tamamı bir cep telefonu içindeki aplikasyonlara dönüştü ve ceket cebine yerleşti. Bilgiye ulaşmak için, oyun oynamak için, sevdiklerimizi aramak seslerini duymak ve görüntülü konuşmak için akıllı telefon yetiyor. Yazı yazmak, fotoğraf-video çekmek, müzik dinlemek, posta göndermek ve hatta alışveriş yapmak için bile akıllı telefon yeterli. Dahası da var, arkadaş bulmak, arkadaşlarla buluşmak, arkadaşları sosyal medyada “stalk’lamak” ve “poke etmek” için de akıllı telefonlarımız var.
Devir değişti değerli dostlar, teknolojik değişim muazzam bir hızla gelişiyor ve ebeveynler olarak iki konunun farkında olmalıyız:
Çağımızın ve teknolojinin değiştiğini bilelim, farkına varalım, kabul edelim, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, yeni teknoloji yeni kurallarla gelişiyor.
Yeni bir ebeveynlik çağının başladığını kabul edenler, yeni dönemin gerektirdiklerini öğrenip araştırıp uyguluyor olacaklar.
Yeni gelişen teknoloji çağına çocuklarımız çok hızlı uyum sağladılar, zira onlar akıllı telefonların olduğu dünyaya gözlerini açtılar. Dünyadaki 4.4 milyar internet kullanıcısının, en fazla olduğu yaş grubu 662 milyon kullanıcı ile 0-4 yaş çocuklar. (We Are Social, Digital in 2019 verisi)
Hiç bilmediğimiz, anne babalarımızın hiç uğraşmak zorunda kalmadıkları bir konuyla karşı karşıyayız. Bizim çocukluk yıllarımıza yabancı olan bu akıllı teknoloji dünyasını çocuklarımız için nasıl kontrol edeceğiz?
Dijital ekranda akşam 1 saat geçiren çocukların uyku kalitesinin düştüğü ispatlandı. (Scientific Reports, 7: 46104, 2017) Oysa bizler Adile Naşit teyze ismimizi belki seslenir diye ekran karşısında bekleyen, saat 20.00 olunca sütümüzü içip yatağa giden çocuklardık.
Durumun önem ve ciddiyetini anlamak için sohbetimizin bu bölümünü şu yönlendirmeler ile sonlandıralım. Sorum şu: Acaba siz çocuğunuzun dijital dünyasını ne kadar tanıyorsunuz?
Bu yazıyı okuduğunuzda çocuğunuza, yeğeninize, torununuza şu 5 soruyu yöneltin ve bakın acaba cevaplardan kaçını siz biliyorsunuz?
Nedır’a gittin mi? Nasıl gidiliyor Nedır’a?
Enes Batur’un eski kız arkadaşının adı ne?
Sen UNO biliyor musun? Kuralları nelerdir?
Fortnite iniş ve loot en iyi taktikleri nelerdir?
Hatsune Miku gerçek mi, değil mi?
Bir sonraki sohbetimizde dijital dünyada ebeveynlik konusunda çözüm adımlarını ve bize düşen sorumlulukları ele almak üzere...

Dr. Bora Küçükyazıcı /
Aile Danışmanı - Eğitim Koçu



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları