Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı. Tam sayfayı kaplayan uzun yazının en dikkat çeken bölümü şöyleydi:
“Biz, enflasyonu yüzde 1-2 seviyesine gerilemiş, sürdürülebilir büyümenin devam edeceği, kişi başına milli gelirin 15 bin doları geçeceği, AB üyesi olmuş, özgür dünyanın lider ülkeleri arasında yer almış, güçlü ve müreffeh bir Türkiye hayali kuruyoruz.” (28 Kasım 2005 Pazartesi-s.13)
Aradan geçen 20 yıllık sürede Erdoğan önce başbakan, sonra cumhurbaşkanı olarak hep icranın başında yer aldı. Bu süreçte enflasyon yüzde 1-2 hedefinin oldukça uzağında kaldı. Aralık başında açıklanan resmi rakamlara göre enflasyon yüzde 30’un üzerinde. Gerçek, yani halkın hissettiği enflasyon ise çok daha yüksek. Ekonomik kriz halen ciddi derecede etkisini sürdürüyor ve toplumsal bunalım gün geçtikçe artıyor.
20 YIL SONRA...
Bunun yanında, açıklanan resmi rakamlara bakıldığında, ülkede büyümenin sürdüğü ve kişi başına milli gelirin 15 bin doların üzerinde olduğu görülüyor. Ancak bu büyümenin topluma eşit derecede yansımadığı ve gelir dengesizliğinin günden güne büyüdüğü de bir gerçek.
Nitekim Erdoğan da bunu kabul ettiğini geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayla gösterdi. “Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan mevcut düzen sürdürülemez” diyen cumhurbaşkanı, 23 yıldır kendisi iktidarda değilmiş gibi konuşarak ilginç açıklamalarına bir yenisini daha eklemiş oldu.
Yine 20 yıl önce Erdoğan’ın hayalini kurduğu Avrupa Birliği hedefi de artık hayal oldu. Müzakereler durdu. Türkiye yönünü başka taraflara çevirdi. “Özgür dünyanın lider ülkeleri arasında yer almak” yerine demokrasinin zedelendiği, kuvvetler ayrılığının ortadan kalktığı, başta Erdoğan’ın en ciddi rakibi Ekrem İmamoğlu olmak üzere muhaliflerin hukuk zorlanarak cezaevine atıldığı bir ülke yaratıldı.
Sözü edilen yazıyla ilgili bir diğer trajikomik nokta ise o dönem Sabah gazetesinin genel yayın yönetmeninin bugün haksız biçimde cezaevinde tutulan Fatih Altaylı olmasıydı.
2005 yılında yazılan yazıdan bu yana geçen 20 yılda, hedeflediklerinin tam tersini gerçekleştirebilme “başarısı” gösteren Erdoğan’ı bu açıdan kutlamak gerekir. Erdoğan’ın, yıllar önce kaleme aldığı yazısını bugün okuduğu takdirde neler hissedeceği ise merak konusudur.
Yazar Kadir Serkan Selçuk