Faşizmin gölgesinde - Prof. Dr. Okan Toygar
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Faşizmin gölgesinde - Prof. Dr. Okan Toygar

16.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Körlük” romanında, suçun ve şiddetin sıradanlaştığı bir toplumda, halkın hakikate karşı körleşmesini sarsıcı bir alegoriyle resmeden José Saramago, bu anlatının devamı olan “Görmek”te ise, yeniden görmeye başlayan yurttaşların, adil bir yaşamı birlikte kurma iradesine odaklanır ve uyanışın, örgütlenmenin ve demokratik direnişin izini sürer.

Haksızlıkları ve iktidarın çürümüşlüğünü fark eden yurttaşlar, bir seçim günü sandığa gider ve kitleler halinde boş oy kullanarak iktidarı protesto eder. Ne taş atılır, ne sokaklar yakılır; herhangi bir iktidar talebi de yoktur. Demokrasinin sandıktan ibaret olmadığını, seçimlerin bir itiraz zemini olarak da işlev görebileceğini gösteren çarpıcı bir eylemdir bu.

Özgürlük ve adalet talebi taşıyan böylesi eylemler, yalnızca günümüz demokrasilerine özgü değildir. Bu türden itirazların kökeni, bireyin vicdanıyla otoritenin buyurgan doğası arasındaki kadim çatışmada yatar. Antik çağ filozoflarından Sokrates, bu karşıtlıkta bedel ödemeyi göze alan ilk örneklerdendir. Haksız bulduğu bir buyruğa boyun eğmediği için yargılanıp, idama mahkûm edilir ama af dileme ya da kaçma yolunu seçmez; cezasını kabullenerek baldıran zehrini içer ve ölür.

Benzer bir duruşa, antik Yunan’ın önemli tragedya yazarlarından Sofokles’in “Antigone” adlı oyununda da rastlanır. Aynı savaşta ölen iki kardeşinden biri “vatansever”, diğeri ise “hain” ilan edilen Antigone, “hain” kardeşin gömülmesini yasaklayan ve bedeninin kurda kuşa yem olmasına göz yuman Kral Kreon’un buyruğuna karşı çıkar. Çünkü ona göre adalet, tahtta oturanın sözünde değil, vicdanın sesinde yazılıdır ve bu inancı uğruna ölümü göze alır.

Antik çağın bu düşünsel mirasları, modern çağda “sivil itaatsizlik” adıyla ifade edilen ahlaki direnişin temel taşları gibidir. Kavram, siyasal literatüre ilk kez, “köleliği ve emperyalist savaşları destekleyen devlete vergi ödemeyi reddediyorum” diyen, haksız yasalara karşı çıkmanın ahlaki bir yükümlülük olduğunu savunan, direnişin filozofu, Henry David Thoreau’nun 1849 tarihli makalesiyle girmiştir.

Thoreau bu metinde, genel olarak insanların taleplerini karşılamayan, adalet ve doğruluktan sapmış, çoğunluk üzerinden elde ettiği gücü kötüye kullanan bir yönetime, yurttaşların tepki göstermesi gerektiğini savunur; çünkü başka bir seçenek kalmamıştır onlar için. Onun açtığı yol, Mahatma Gandhi’nin sömürgeciliğe karşı yürüttüğü şiddetsiz direnişte, Rosa Parks’ın otobüste bir beyaz için yerini terk etmeyişinde, Martin Luther King’in ırkçılığa karşı yürüyüşlerinde karşılığını bulur. Thoreau’ya göre; insanları haksız yere hapse atan bir düzenin hüküm sürdüğü yerde, adil insan için de doğru yer, hapishanedir.

Sivil itaatsizlik eylemleri, Türkiye’de de farklı zamanlarda ve biçimlerde ortaya çıkmıştır. Devlet politikalarına karşı hak arama yollarının tıkandığı dönemlerde gelişen bu direnişlerin belki de ilki, 1969’da Alpagut Linyit İşletmesi işçilerinin gerçekleştirdiği ve Türkiye işçi sınıfı tarihine pasif direnişin başarısı olarak geçen eylemdir. Aynı yılın son günlerinde, Türkiye Öğretmenler Sendikası önderliğinde yüz bini aşkın öğretmen, otoritenin baskısına karşı dört gün süren ders boykotuna gitmiştir.

Bergama köylülerinin siyanürle altın aranmasına karşı başlattığı kararlı mücadele ve 1995’te, “Der Spiegel”deki yazısı nedeniyle Yaşar Kemal’in “bölücülük propagandası” iddiasıyla DGM’de yargılanmasına tepki olarak on binlerce yurttaşın ortak metinle kendini ihbar etmesi, bu zincirin güçlü halkalarıdır. Aynı yıl, kayıplarını arayan ve faili meçhul cinayetlerin hesabını soran “Cumartesi Anneleri”nin İstiklal Caddesi’nde başlattığı, yıllarca süren sessiz oturma eylemi ise bu direniş hafızasının en inatçı ve en etkileyici örneklerinden biridir.

Bu örnekler, Türkiye’de sivil itaatsizliğin farklı zaman ve biçimlerde, adalet arayışı etrafında şekillendiğini; hakikatin susturulmak istendiği her dönemde, sokağın ve sessizliğin nasıl güçlü bir itiraz diline dönüştüğünü göstermektedir. Benzer nitelikteki kitlesel eylemler, sonraki yıllarda da çeşitli toplumsal zeminlerde kendini göstermiştir.

Sivil toplum tarihinde benzeri görülmemiş bir itiraz olan Gezi Hareketi, otoriterleşen düzene karşı sessiz çoğunluğun uyanışını ve gözü pek direnişini simgelerken; Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyumlara karşı yükselen birleşik tepki, gençliğin özgürlük ve akademik özerklik konusundaki kararlılığını ortaya koymuştur. 2017’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet Yürüyüşü” ise, milyonların ortak talebini simgeleyen kitlesel bir yürüyüşe dönüşmüştür.

Bu eylemlerin her biri, yalnızca kendi bağlamında birer hak arayışı değil; aynı zamanda halkın vicdanının örgütlü sesi olmuştur. Büyük ölçüde amacına ulaşan bu girişimler, susturulmak istenen gerçekleri de görünür kılmış, toplumsal farkındalık yaratmıştır. Tarihte Gandhi’nin “Tuz Yürüyüşü” ya da Martin Luther King’in “Bir Hayalim Var” diyerek sürdürdüğü eşitlik mücadelesi, sivil itaatsizliğin yalnızca pasif bir başkaldırı değil, ahlaki üstünlükten doğan güçlü bir toplumsal hareket olabileceğini göstermiştir.

Bugün Türkiye’de, Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmadığı, yargının siyasallaştırıldığı, başta CHP olmak üzere tüm muhalefetin sistematik baskıya maruz bırakıldığı, seçilmiş belediye başkanlarının tutuklandığı, medyanın susturulduğu, ifade özgürlüğünün yok sayıldığı ve hak arama yollarının giderek kapatıldığı karanlık bir dönemden geçiyoruz.

İşte tam da bu yüzden, yeni bir sivil itaatsizlik dalgası artık ertelenemez bir zorunluluktur. Çünkü bu düzen, yalnızca muhalefeti değil, muhalefet etme düşüncesini de yok etmeye çalışmaktadır. Korkunun karşısına cesaretle, suskunluğun karşısına sözle, yılgınlığın karşısına umutla dikilmenin zamanıdır. Geçmişte nasıl ki birkaç işçinin, bir köylünün, öğretmenin ya da bir annenin direnci büyük değişimlerin kapısını araladıysa; bugün de hukuksuzluğa ve baskıya karşı bir silkinişin zemini yaratılabilir.

Çünkü bazen, sadece itaat etmeyi reddetmek bile, tarihi değiştirmeye yeter!

İlgili Konular: #Sivil itaatsizlik

Yazarın Son Yazıları

Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025