Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kurtlar sofrasında gazetecilik üzerine düşünmek - Erdinç KAYGUSUZ
Yaşadığımız günler ve içinde bulunduğumuz toplumsal manzara kurtlar sofrasını anımsatıyor. Derin yozlaşma, ekonomik kriz, sosyal kayıplar ve psikolojik çöküşlerle çevrili etrafımızda, gazeteciliği toplum olmanın, toplum olarak kalmanın iradesi ve hazzının arkasına sığınarak yeniden düşünmek zorundayız.
DOĞRUYU DUYMAK, HAKİKATİ ARAMAK
Hakikat ile yalanın, öz ile görünümün, doğru ile yanlışın, kamu vicdanı ile bireysel çıkarın çarpışmasında gazetecilik, hayati önemdedir. Attilâ İlhan’ın gazetecilik faaliyetini merkeze koyduğu ve bunu toplumsal yaşamın rutin bir parçası olarak kurguladığı romanı Kurtlar Sofrası’nda bir karakter şöyle sesleniyor okurlara:
“Gazeteciyim ben, duyduğumu, gördüğümü yazarım. Yediğim ekmeği, aldığım parayı çalmamış olmam için, doğruyu duymak, gerçeği görmek zorundayım. Ben sustum mu korkuyorum demektir. Çirkin olan bu.”
Çirkinliğin neredeyse güzel olanın yerini aldığı kurtlar sofrasında doğruyu duymak ve hakikati aramak, bir anlamıyla toplumu düşünmek ve toplum üzerine düşünmektir. Gazetecilikte üretilen bilgi, haber, yorum, var olanın bilgisinden ve var olan üzerine üretilen bilgiden ayrılamaz. Bu noktada Türkiye’de gazetecilik faaliyetini çeşitli biçimlerde ve koşullarda sürdürenler, kamu fikrine ve kamusallığa dayanan “ortak iyi”nin geliştirilmesi için kurtlar sofrasında mücadele ediyorlar, edecekler.
HAKİKATİN KENDİSİ OLMAK
Gazetecilik bir bakıma da toplumun kendi üzerine düşünmesi, toplumsalı düşünmesidir. İnsanlar kendilerinin dolaysız deneyimleri ve pratikleri dışında kalan çevreyle gazetecilik faaliyeti aracılığıyla dolayımlanan ilişkiler kurarlar. Burada resmedileni, gösterileni, anlatılanı toplum hem öznesi hem de nesnesi kendisi olduğu için kendisine resmetmekte, göstermekte, anlatmaktadır.
“Ben kesinliğe bir başkası aracılığıyla sahip olurum, yani eşyaya ve bu aynı zamanda bir başkası aracılığıyla kesinliktedir yani ben aracılığıyla” diyor, Hegel. Nasıl ki toplum kendisinin bilgisine gazetecilik faaliyeti aracılığıyla sahip oluyorsa, gazetecilik faaliyetini sürdürenler de toplumun bilgisine toplum aracılığıyla sahip olur. Kurtlar sofrasında kaybolmamak için kendimiz üzerine düşünmek, bu nedenle hakikati aramanın saygınlığını yeniden sağlamak ve bunu deneyenlere pek çok anlamıyla destek olmak zorundayız.
HAKİKATİN İZİNİ SÜRENLER
Kolay değil kurtlar sofrasında hakikatin izini sürmek. Bir yanda gazeteler kamu ilanlarını kesme cezalarıyla, dolar endeksli olması nedeniyle artan kâğıt fiyatlarıyla ve baskı maliyetleriyle, basılı gazete okuma oranının düşme eğilimiyle çeşitli düzeylerde tehdit altında. Diğer yanda ise gazeteciler, hukuku elinde sopaya dönüştürenlerin davalarıyla ve itibarsızlaştırma girişimleriyle karşı karşıya.
Gazeteciliği yaşatmak ve güçlendirmek gerek. Hakikatin izini sürenleri anlamak, desteklemek ve onlara saygı göstermek gerek. Daha çok düşünmek gerek. Çünkü gerçekten kolay değil kurtlar sofrasında hakikatin izini sürmek.
ERDİNÇ KAYGUSUZ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama