Olaylar Ve Görüşler

Sovyet-Fin savaşının anımsattıkları - Prof. Dr. Cengiz KUDAY

18 Mayıs 2022 Çarşamba

Rusya-Ukrayna savaşı, bazı ülkelerin bilhassa Rusya ile sınırı olan ülkelerin kendi güvenlik politikalarını tekrar değerlendirmek zorunluluğunu doğurdu.

Bu anlamda İsveç (kendisi II. Dünya Savaşı ve sonrası tarafsızlık politikalarını ısrarla sürdürdü ve Finlandiya’nın NATO’ya girme konusunda kamuoyları pozitif düşünmelere kaydı Finlandiya’nın hafızasında II. Dünya Savaşı’ndan önce yaşadıkları hala tazeliğini koruyor. O zaman ne olmuştu?

1939 Kasım sonunda Batı Avrupa’da henüz yeni başlamış (tuhaf savaş ismini alan) savaş devam ederken daha doğuda Finlandiya ile Sovyetler Birliği arasında sıcak bir savaş patladı, aynı bugünlerde yaşadığımız gibi.

Nazi Almanyası ile Sovyet antlaşmasından ve Doğu Polonya’nın Sovyetler’e verilmesinden ve dış destek alamayan Estonya- Letonya ve Litvanya Sovyetler’e topraklarında üs kurma hakkını vererek savaştan kurtuldular.

FİNLANDİYA TEHDİT ALTINDA

Aynı zamanda Finlandi-ya’dan da çeşitli deniz ve hava üslerinin yanı sıra, Leningrad yakınlarında bir miktar toprağı bırakması istendi. Bunu telafi etmek için Sovyetler, Finlandiya’ya Karelya’da büyük ölçüde değersiz bir toprak parçası teklif etti. Finler Sovyet teklifini kabul etmedi ve görüşmeler kasım ortasında kesildi. Stalin, Finlandiya’nın fethedilip Sovyetler Birliği’ne katılmasına karar verdi.

30 Kasım 1939’da Sovyet birlikleri Finlandiya sınırında bir saldırı başlattı. Yaklaşık 130 bin Fin askeri çıktı. Fin hava kuvvetleri Sovyetler’in onda biriydi. Sovyet komutan Mareşal Voroşilov hızlı bir zafer vaat etti. Ne var ki, Finler pes edecek gibi değildi. Savaşın başlangıcında Helsinki’nin bombalanması, kararlılıklarını güçlendirmeye yaradı.

Finlandiya güney sınırı boyunca Mannerheim Hattı olarak bilinen sağlam bir tahkimli mevzi sistemi inşa etmişti. Sovyetlerin topçu desteğinde cepheden piyade hücumuyla saldırdığı savunma sağlam durdu ve saldıranlara ağır kayıplar yaşattı. Sovyet Askerleri, buzda ve karda savaşacak teçhizata sahip değildi ama Finler koşullara iyi adapte olmuştu; beyaz kış kamuflajlı ve hızlı hareket eden kızaklı birlikler kullanıyordu. Fin keskin nişancılar subayları avlayınca ve tanklara “Molotof kokteylleri” - yanıcı petrol şişeleri - atılınca Sovyet teknolojik üstünlüğü etkisiz kaldı. 1940’ın başında istila durmuştu.

ULUSLARARASI KAMUOYU

Güçlü bir istilacıya karşı kendisini yiğitçe savunan küçük bir ülke görüntüsü, kaçınılmaz olarak yaygın bir sempati ve hayranlık kazandı. Can çekişen Milletler Cemiyeti canlandı ve Sovyetler Birliği’ni Cemiyetten attı. O sırada Sovyetler Birliği Almanya’nın sadık bir müttefiki gibi hareket ettiği için, Sovyetler Birliği’yle savaşma düşüncesi akla uygun gibi görünmüyordu. En azından “tuhaf savaş”ın atıllığına bir son verme ihtimalini sunuyordu. İngiliz ve Fransız hükümetleri Baltık’a gönderilmek üzere bir seferi kuvvet toplama konusunda anlaştı. Ama böyle bir operasyonun önünde birçok zorluk vardı.

Finlandiya’ya asker göndermenin tek gerçekçi yolu, tarafsız Norveç’ten ve İsveç’ten geçiyordu ama Norveç ve İsveç hükümetleri işbirliği yapmak istemedi. Mart 1940’ta İngiliz ve Fransız hükümetleri asker gönderip Norveç’in ve İsveç’in tarafsızlığını ihlal etme konusunda anlaştı. Ama kuvvet yola çıkmadan, Finlandiya barış istemek zorunda kaldı.

AĞIR YENİLGİ

Finlandiya cephesine fazladan 27 Sovyet tümeninin gönderilmesi ve daha etkili Mareşal Semyon Timoşenko’nun, Voroşilov’un yerini alması, askeri durumu tersine çevirmişti. Sovyetler, Mannerheim Hattını yardı ve Finlandiya’yı kesin bir yenilgiye açık hale getirdi. Sovyet kayıpları ağırdı-127 bin ölü - ve Stalin, savaşa hızla son verme karşılığında Finlandiya’nın fethinden vazgeçmeye hazırdı. Finler, Sovyetler Birliği’nin istediği toprağı ve üsleri vermek zorunda kaldı ama bağımsızlıklarını korudular. Bugün de benzer olaylar Ukrayna’da sürüyor. Görülüyor ki NATO güçlü bir müttefik kazanıyor.

PROF. DR. CENGİZ KUDAY



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları