Anadolu ve uygarlık
Örsan K. Öymen
Son Köşe Yazıları

Anadolu ve uygarlık

12.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Uygarlık tarihini, felsefe, bilim, matematik ve sanat tarihinden bağımsız olarak anlamak olanaklı değildir.

Felsefe; bilgi, bilim, dil, varlık, ahlak, siyaset, sanat, din gibi konularda sorgulayıcı, analitik, yaratıcı düşünceyi ve bu alanlarda kavramlar ve kuramlar geliştiren bir alandır.

Bilim; evren, doğa, insan, toplum gibi konularda gözleme, deneye ve deneyime dayalı olguları araştıran, empirik ve olgusal bilgiyi geliştiren, bu alanda kuramlar ortaya koyan bir alandır.

Matematik; geometri, aritmetik, cebir gibi dallar üzerinden, niceliksel, soyut, analitik ve salt akılsal düşünmeyi geliştiren bir alandır.

Sanat; edebiyat, müzik, resim, heykel, tiyatro, sinema, dans gibi dallar üzerinden insanın yaratıcılığını ve estetik duygusunu, sezgisini, yargısını geliştiren bir alandır.

Bu alanlardan yoksun bir toplumun ilerlemesi, gelişmesi, yenilenmesi olanaklı değildir.

Uygarlık tarihini iktidar mücadeleleri, savaşlar, işgaller, çatışmalar, antlaşmalar üzerinden yazmak, uygarlığın ne olduğunu anlamamaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, uygarlığın, özellikle ileri uygarlık seviyesinin, bilimle, felsefeyle, matematikle, sanatla olanaklı olduğunu kavramış nadir liderlerden birisiydi. Atatürk bu nedenle bu alanların gelişmesi konusunda büyük çabalar sarf etmiştir.

***

Uygarlık, Anadolu coğrafyasına yabancı bir şey değildir. Dünyada, uygarlık tarihinde hiçbir yeri ve önemi olmayan birçok bölgenin, uygarlık seviyesi açısından, bugün Türkiye’nin ilerisinde olması trajiktir.

Türkiye, Anadolu’nun ve Anadolu kıyılarının antik çağdaki geçmişini örnek alarak geleceğe yönelik bir bakış açısı geliştirebilirse, bugün yaşadığı birçok sorunu zamanla aşar.

Evrenin temelini ve özünü araştıran Miletoslu Thales, Anaksimandros ve Anaksimenes, evreni ve doğayı, doğa üstü güçlerle açıklamak yerine, doğanın sınırları içinde kalarak açıklayarak, söylenceden akıl yürütmeye geçiş sürecine büyük bir katkı sunmuşlardır.

Efesoslu Herakleitos, evrenin sürekli bir akış, hareket ve dönüşüm içinde olduğu düşüncesini ortaya atarak, tarihteki ilk değişimci tezi geliştiren filozof olmuştur.

Klazomenaeli Anaksagoras, evrende her şeyin iç içe geçtiği ve birbirine bağlı olduğu teziyle, evrenin bütüncüllüğüne dair çok önemli bir açılım yapmıştır.

Sinopeli Diogenes, Assoslu Kleanthes, Solili Krisippos, doğa ile akıl arasındaki bağlantıyı geliştiren en önemli filozoflar arasında yer alırlar.

Samoslu Epikuros, deneyimci epistemolojinin, ontolojinin ve etiğin öncülerinden birisidir.

Halikarnassoslu Herodotos, tarihin kurgulara değil olgulara göre yazılması ve tutanak altına alınması gerektiğine dair bir yöntem geliştirerek, tarih bilimin kurulmasına öncülük etmiştir.

Amasialı Strabon, coğrafya biliminin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır.

Knidoslu Eudoksos, gezegenlerin, yıldızların konumu ve geometri konusunda çok önemli kuramlar geliştiren bir astronom ve matematikçidir.

Miletoslu Leukippos, evrenin maddeden, maddenin de bölünmez parçacıklar olan atomlardan oluştuğu tezini ortaya atarak, atomculuk kuramının öncülerinden birisi olmuştur.

Koslu Hipokrates, hastalıkların nedenlerini iklim ve beslenme koşulları gibi doğal etkenlere bağlayarak, modern tıp biliminin kurulmasına öncülük etmiştir.

Samoslu Aristarkhos, dünyanın güneşin etrafında döndüğü tezini ortaya atan ilk bilim insanı olmuştur.

Samoslu Pitagoras, geometrinin öncülerinden birisidir.

Bazı kaynaklara göre Symyrnalı olan Homeros, edebiyatın gelişmesine öncülük etmiş, yazdığı eserler, edebiyat alanındaki en eski eserlerin arasında yer almıştır.

Kolofonlu Apelles, resim sanatının öncülerinden birisidir.

***

Önce Bizans İmparatorluğu, ardından Osmanlı İmparatorluğu, teokratik ve despotik yapılarından dolayı, bilimde, felsefede ve matematikte Anadolu’da yaşanan gelişmeleri dışlamamış olsalardı, o gelişmeleri sürdürebilmiş olsalardı, Türkiye uygarlık açısından çok daha ileri bir seviyede olacaktı.

Neo Osmanlıcılık bu nedenle de Türkiye’nin günümüzde hâlâ geri kalmış olmasının en önemli nedenlerinden birisidir.

Yazarın Son Yazıları

Sol nedir?

Sol veya solculuk olarak da adlandırılan ideolojinin ne olduğu ve ne anlama geldiği konusunda dünyada ve Türkiye’de bir kavram kargaşası yaşanmaktadır.

Devamını Oku
09.06.2025
Suç ve ceza

AKP faşizmi, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu ve ilk genel başkanı olduğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu, ana muhalefet, birinci partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi üzerinde, tarihin en büyük baskılardan birisini uyguluyor.

Devamını Oku
07.06.2025
Darbe püskürtülmedi

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu, ana muhalefet ve birinci partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin...

Devamını Oku
02.06.2025
Vesayet trajedisi

AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan, “sivil”, “yerli ve milli”, “vesayetçi izlerden arınmış”, “demokratik meşruiyeti güçlendirecek”, “hak ve özgürlükleri güvence altına alacak” bir anayasa istediklerini sık sık ifade ediyor.

Devamını Oku
31.05.2025
Sosyalist Enternasyonel

CHP geçtiğimiz hafta İstanbul’da düzenlenen Sosyalist Enternasyonel’in toplantısına ev sahipliği yaptı.

Devamını Oku
26.05.2025
CHP’siz barış olanaksız

AKP iktidarı bir yandan terör örgütü PKK ile “barış süreci” ve “terörsüz Türkiye” süreci yürütürken, bir yandan da Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu partisi, ana muhalefet partisi ve birinci partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’ne karşı büyük bir savaş yürütmeye devam ediyor!

Devamını Oku
24.05.2025