Biz üç türlüsünü saptayabildik. Birincisi, inananlara göre... Tanrı meleklerine kullarının yaptıkları iyi ve kötü davranışlarını kaydettirir. İkincisi, Türkiye gibi “kayıt” üzerine kurulu olan devletler yurttaşları hakkında tutar. Sonuncusu ise seçmenin yaklaşımı ve düşüncesiyle oluşur.
Amel defterinden bahsediyoruz. Herkes en çok neyi önemsiyorsa ona dikkat eder. Ancak AKP iktidarının ekonomik, siyasi amel defteri eksilerle dolmaya başladı.
Ekonomik veriler iyi değil. Emekli, emekçi, işçi, memur can derdinde yaşamaya çalışıyor.
Dış politika, ciddi zorluklarla sınanıyor. Hakan Fidan’ın işi her geçen gün zorlaşıyor. En son, bir daha YPG’yi tehdit etmek zorunda kaldı.
Bunlar bilinenler. Asıl konumuza dönelim: Siyaset.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden aday olması yasal açıdan olanaklı değil. AKP’nin bir bölümü bunu ciddi sorun olarak görüyor. Büyük bir bölümü ise tavan yapmış özgüvenleriyle “Biz her şeyi yaparız” mantığını güdüyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun aday olma olasılığı, AKP’de karabasan etkisi yapmıştı, işe diplomasını iptal etmekle başladılar. Erdoğan, İmamoğlu ile siyaseten yarışmayı göze alamadı. Çünkü üç seçimde yenildi. İmamoğlu hakkında yürütülen soruşturma seçmen açısından çoktan anlamsızlaşmıştı zaten. CHP lideri Özel, dün soruşturmayı fiilen çökertti. Bu saatten sonra bu soruşturmada ne yapılırsa yapılsın, tarihe zulüm olarak geçecektir.
CHP kurultayının iptali konusunda girilen yol da aynıdır. Hukuki ayrıntısından çok, ekonomik boyutu Türkiye’yi yakabilecek düzeyde. İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, bir toplantıda, 19 Mart dönemini ekonomik program ve enflasyonla mücadele açısından “kesinti” olarak niteledi. Özel gibi “darbe” diyemez tabii ki. Şurası çok açık ve net ki CHP kurultayına ilişkin aklı, mantığı, hukuku zorlayan bir karar; ister “kesinti” deyin, ister “darbe”, ekonomiyi daha da ağır yaralı hale getirir. Bu davalar da çökmüştür.
CHP’nin kurultay sürecini başlattığını da unutmamak lazım. Yenilenmiş kadrolar genel merkezle daha uyumlu çalışırsa siyaset biraz daha hareketlenebilir. Çerçioğlu’nun AKP’ye transfer edilmesine geçelim. Bu inanılmaz bir çelişkidir. Erdoğan, karaladığı, suçladığı CHP’li belediyelerden birine kurtuluş için sarıldı. Bu katılım, Erdoğan ve partisinin ne kadar zor durumda olduğunun da kanıtı. Önceki gün gençlerle yapılan toplantıda da görüldü, Erdoğan artık boş salonlara konuşuyor. Az sayıda partili genç, çok bağırarak yetersizliği örtmeye çalışıyordu.
AKP’deki erimenin önlenmesi için CHP üzerine orantısız, kuralsız yürümesi bir başka soruna daha yol açıyor. Ortağı Bahçeli’nin başlattığı “terörsüz Türkiye” yaklaşımı da çıkmaza doğru yol alıyor. Bahçeli’ye yakın isimlerin son açıklama ve yazıları bunun işaretlerini vermeye başladı. Geçmişte Bahçeli ile uzun yıllar birebir çalışmış bir politikacı, “Devlet Bey, büyük risk aldı. Bunu seçmenine anlatabilmesi ve siyasi faydaya dönüştürebilmesi gerek. AKP kendini kurtarmaya çalışırken MHP’ye de zarar veriyor” değerlendirmesini yapıyor.
İktidarın siyasi amel defteri, kendisini seçimde kurtarabilecek mi, göreceğiz.