Ergenekon dava süreçleri bazılarımızın belleğinde hâlâ tazeliğini koruyor. Fethullah’ın yanında duranları anımsıyoruz. Hem siyasetten hem basından... Bir operasyon yapılır tüm papağan basının dikkatleri o tarafa döndürülürdü. Aman Allah’ım neler yazıldı neler... 17-25 Aralık geldi, AKP ile Fethullah kavgaya tutuştu. Bu zamana kadar ne acılar çekildi. İnsanlar içeride yıllarını, bazıları yaşamlarını yitirdi. Sonrası da acıdır. Çünkü biatçı papağanlar bu sefer tam tersini söylemeye, yazmaya başladılar. Ama kimse, “Biz daha önce ne yazdık?” diye düşünmedi, kimsenin yüzü kızarmadı.
Hadi Ergenekon’un üzeriden on yıldan fazla geçti. O zaman yakından örnek verelim. Esenyurt’un seçilmiş belediye başkanı Ahmet Özer. Bir yıl önce hakkında neler yazılmadı ki... Güya teröristlerle görüşmüş, para göndermiş, para almıştı. Bir yıllık zulmün ardından Özer de serbest kaldı. Yine kimsenin yüzü kızarmıyor. Tersine yeni iddianameler çıktı, sıra onları köpürtmeye gelmiş durumda. Büyük bir iştahla, canhıraş bir şekilde suçluyorlar: “İmamoğlu, Beylikdüzü’nden beri örgüt kurdu. İmamoğlu casus, İmamoğlu yolsuzluk yaptı.” Arada minik farklar var tabii. Ama çok minik. Altı ay önce yolsuzluk miktarını 560 milyar TL olarak söylüyorlardı, şimdi 160 milyar TL’ye indirdiler. Bu kafayla gidilirse örgüt kurma suçlamasıyla hapse tıkılamayacak siyasetçi kalmaz.
Bunca yapılanın hedefi belli. Bahçeli destekli Erdoğan ve AKP’nin iktidarını sürdürmek. AKP eriyor, MHP eriyor, işler her geçen gün zorlaşıyor. Yaşanan sorun, 2023 seçimlerinde yüzde 5’lik oyun Sinan Oğan’a yönlendirmesi projesinin boyutlarını çok aşmış durumda. Hatırlayanlar bilir, eskiler yalnızca TRT yayınlarını muhalefete karşı kullanırdı. Ancak sorun büyüyünce devletin tüm gücü orantısız şekilde muhalefete yönlendiriliyor.
CHP’ye uygulanan baskı, kapatma davasının dillendirilmesi noktasına geldi. Ama kapatma davası bile açamazlar. Çünkü CHP’ye kapatma davası açıldığı gün Türkiye kapatılmış olur.
Diğer muhalefet partilerine de çok yönlü operasyon yürütülüyor. Yükselişe geçen Dervişoğlu’nun partisi içeriden karıştırılmaya çalışılıyor. Yetmiyor, zihinleri bulandırmak için “İYİ Parti Saray’la flört ediyor” haberleri basına servis ediliyor. Babacan’la, Davutoğlu ile fotoğraf veriliyor, AKP-MHP’den kopan seçmenin zihni felç edilmeye çalışılıyor. Yetmiyor. AKPMHP’den kopan seçmeni çaktırmadan yine iktidar için toplayacak muhafazakâr ve cemaat tabanına yakın “tuzak partiler” kurduruluyor.
Devlete, yargıya yüzde yüz hâkim olmak ne hoş değil mi? Ya ekonomi? İşte orası çok kötü. Ama seçmen, savcı telkiniyle, iddianameyle, mahkeme kararıyla oy vermiyor.