“Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’ndan alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı.”
“PKK katı Kürt inkârının, buna dayalı imha siyasetinin soykırım ve asimilasyon politikalarının egemen olduğu koşullarda şekillendi.”
“Önder Apo Kürt-Türk ilişkilerinin sorunsallaştığı Lozan Antlaşması’nın ve 1924 Anayasası’nın öncesini referans alarak, ortak vatan ve KürtTürk halklarının kurucu öğe olduğu demokratik Türkiye Cumhuriyeti perspektifini ve demokratik ulus anlayışını Kürt sorununun çözüm çerçevesi olarak benimsedi.”
Bu üç tümcenin üzerine BM’ye yapılan soykırım başvurusunu koyun, arkanıza yaslanın.
İktidardan bu iddialara karşı şimdiye kadar “çıt” çıkmadı. DEM Parti, duyarlılık geliştirenleri, “bir tümceyi cımbızlayarak” diye eleştiriyor. Bir kova sütün içine bir mikron dahi olsa siyanür eklenirse kim içmeye cesaret eder onu?
CHP lideri Özel, “Biz, Lozan’ı bu ülkenin tapu senedi olarak gören taraftayız, biz kuran taraftayız” diyerek partisinin tutumunu yineledi.
İktidardan “çıt” çıkmıyor ama Türkiye’yi son 23 yıldır kendileri yönetiyor. En sert çatışmalar; hendek çatışmaları; Sur’da, Silopi’de, Şırnak’ta, Nusaybin’de, Yüksekova’da, Cizre’de bu iktidar döneminde yaşandı. 40 yıllık sürecin 23 yılı cumhur iktidarında geçti. Haberiniz olsun, ağır sorumluluklar düşüyor size.
Lozansız bir Türkiye, yok hükmündedir. Yani Türk de yoktur Kürt de. Lozan’ı yırtıp atarsanız o antlaşmada imzası olan devletler bir daha ne Türke ne de Kürt’e bir devlet kurma şansı tanır. Çevremize bir bakarsak isteyen her şeyi görebilir.
Bir de bölgesel bir bakış açısı sunalım. Ermenistan’da, Türkiye ile ilişkiler açısından tarihsel bir yönetim iş başında. Paşinyan, soykırım iddialarına soğukkanlı yaklaşıyor. “Abartmayın, 50 yıl önce yoktu böyle bir şey” diyor. Ermenistan’ın Türk devletleriyle barışması artık egemen dünyanın çıkarına. Ancak yine o egemeler için Türkiye’nin yeni bir soykırım iddiasıyla uğraşması iyi olmaz mı?
Başka bir soru: İç politika nasıl şekillenecek, DEM Parti cumhur iktidarına katılacak mı? Gelen işaretler “Hayır” yanıtını vermemizi engelliyor. CHP’nin Van mitingine katılım özenle engellendi. Erdoğan’ın son grup toplantısındaki konuşması, soruşturmalar ve operasyonları tamamen CHP’ye yıkma arayışını ortaya koydu. DEM Parti hukuksal süreçlerden çıkarılacak. İçine cumhur iktidarına karşı olan iki tarikatcemaat eklenecek, biraz da üzerine yabancı istihbarat sosu yeni hain, şeytan belli. Belki de belediyeler valiliklere “belediye hizmetleri bürosu” olarak bağlanacak işlem tamam...
Bakalım “mutlak iktidar” hırsı ülkeyi nereye götürecek.