Öteki AKP
Sertaç Eş
Son Köşe Yazıları

Öteki AKP

02.05.2025 04:01
Güncellenme: 02.05.2025 04:01
Takip Et:

İlaç yazdırma sırasındayız. Emekli olmasına karşın şoförlük yapan bir amca telefon görüşmemizden gazeteci olduğumuzu anlamış. İki arkadaşıyla birlikte sohbete tutuştuk. AKP’li olduklarını söylüyor, “İmamoğlu’na oy veremeyiz, o Yahudi” diyorlar. İktidar partisinin ağı ve telkinleri, kitlesini neyle korkuttuğu ortada. Sohbetimizin sonunda, “Peki Ekrem kazanır mı?” diye soruyor, “Sence bu korkuyla tutuklamadılar mı?” diye soruyla yanıtlıyoruz. Derin düşüncelere dalıyor amcamız.

Son bir aydır, özellikle AKP tabanından insanlarımızı anlamaya, sohbet ederek hissiyatlarını öğrenmeye çalışıyoruz. Ciddi bir yanlış bilgilendirme (dezenformasyon) yaşandığı açık.

Bilim insanları, “Sosyal dinamikleri kontrol edemezsiniz” diyor. Cumhur iktidarı, artık değişen sosyal dinamikleri kontrol edemiyor. Emeklilerin maaşları konuşulmasın diye CHP’ye çöküldükçe çökülüyor. Bütün iletişim kanalları devrede, o kadar olağanüstü şeyler yaşanıyor ki insanlar kendi sorunlarını bile düşünecek durumda bırakılmıyor.

Elazığ’da 5 yıldır konteynerde kalan 120 aile sokağa terk ediliyor. 80 yaşında amca, “Kimsem yok, evim yok. Devletin onca misafirhanesi var, birinde bize bir oda veremez mi” diye soruyor. Sorarken kafasındaki devlet kavramının yıkıldığı düşüncesi yüzüne yansıyor.

AKP çözüm üretemiyor. Erdoğan ilk “metal yorgunluğu” tespitini yapmıştı. 31 Mart 2024 seçimleri büyük oy kaybını ortaya koydu. Aradan bir yıl geçti ve “Gidenler memnun ki yerinden, dönen yok seferinden”. Sinirler gergin. Erdoğan’ın son açıklaması şöyle: “Bakalım cumhurbaşkanlığı hevesi yolunda daha kaç CHP’li telef olup gidecek?”

Anlaşılan o ki yargı, adalet, hak, hukuk anlamsız. Bu ülkede herkes üzerine düşen bedeli ödeyecek.

Biz öteki AKP’ye bakmaya devam edelim. Erdoğan bir süredir partisini, yöneticilerini ciddi şekilde uyarıyor. Yakın siyasi tarihten örnek veriyor, partiler mezarlığını anımsatıyor: Neyi eksik yaptığımıza, neyi yanlış yaptığımıza, neyi yarım yamalak yaptığımıza odaklanacağız. Buradan çıkardığımız dersler ışığında milletimizle yeniden yekvücut olacağız. Allah korusun, aksi takdirde Türk siyasi hayatında sayısız örneği olan, mum gibi eriyip giden partilerden bir parti haline dönüşürüz.

Erdoğan, kadrolarını ne kadar motive edebilecek? Şu ana kadar istediği ölçüde edemediği, zorlandığı ortada. Artık AKP eliti, siyaseti de Erdoğan’ı da pek umursamıyor. Dikkatleri başka noktalara kaydı. Kimi muhafazakâr yazarlar da bunu, “dünya malına” yönelme diye yorumluyor. Anlaşılan, yurtdışında mülkler, kira gelirleri, bankalarda paralar Türkiye’den, Türkiye’de siyaset yapmaktan daha rahat ve ilginç. Kıbrıs vakasını anımsayın.

Cumhur iktidarı, devlete yüzde yüz hâkim. Ama oy tabanı eriyor, kayıyor. Değişim dinamiğinin dışına savruluyor. Bürokrasi partilerine dönüşüyorlar adeta... Buradan geri dönüş zor görünüyor.

CHP, toplumsal değişim dinamiğiyle aynı noktada kesişti. Genel başkan Özel, saldırılara, tarihsel bilinçle karşılık vermeye çalışıyor. Bu bilinç daha da büyütülmeli, yaygınlaştırılmalı.

Satırları, Resul Emrah Şahan’ı, Murat Çalık’ı, dost Buğra Gökce’yi ve tüm bedel ödeyenleri, Ekrem İmamoğlu’nun Maçkalı hemşerisi Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun bir dörtlüğüyle selamlayarak bitirelim:

Zindanı taştan oyarlar/ İçine bir yiğit koyarlar/ Sağa döner böğrü taşa gelir/ Sola döner çırılçıplak demir/ Çeliğin hası da yiğidim aman böyle bilenir/ Döşek melul mahzun, yastık batıyor/ Yiğidim aslanım aman burda yatıyor.