İç siyasetteki gerilim, Türkiye’nin çevresindeki çıkarlarını gölgelemiş durumda. Ekonomik durum vahimleşti. Mehmet Şimşek, Nureddin Nebati dönemindeki yöntemlere başvurmaya başladı. İçeride hukuk yok, kural yok. Belge, tapu, sözleşme güvenliği kalmamış durumda. En çok risk alan yabancı sermaye ülkeyi terk ett. “Rezervler bu dönemler için biriktirilir” diyen Şimşek zor durumda. Yeni rezerv biriktirme olanağı kalmayınca ABD yetmedi Londra’dan Doha’ya kadar sermaye turlarına hazırlanılıyor. Ziyaretler, Türkiye’ye yabancı para akışını sağlamadığı için ihracattan gelen dövizin yüzde 35’inin Merkez Bankası’na satılması zorunluluğu yeniden getirildi. Bunu tersten okursak iktidar da artık, kendi deyimleriyle “yurtiçi yerleşiklerin” dövizden TL’ye dönmeyeceklerini kabul ediyor. Yani halkın, ekonomiyi düzelteceği konusunda AKP’ye güveni kalmadı. Ama çok cin fikirler üreten AKP’liler de var. Uşak Milletvekili İsmail Güneş, halka döviz satışının yasaklanmasını istiyor. Güneş’e, Kuzey Kore’yi incelemesini öneririz. Orada hoşuna gidebileceğini düşündüğümüz başka uygulamalar da var. Örneğin ülke, toprak, insanlar, yani her şey devlet başkanına ait. Başka kimse de yok, bir şeyleri de yok.
Dikkat ettiniz mi iç gündemde konuşulması ne kadar hoş ve tatlı konular üretiyoruz. Ancak biraz da çevremize bakalım. Türkiye’yi yöneten Cumhur iktidarı, Esad’ın devrilmesinin ardından Suriye’ye ilişkin büyük laflar ettiler: Şam’ın fethi tamam sıra Kudüs’te... Falan filan. Hepsinin siyasi üfürük olduğu ortaya çıktı.
O kadar ki Suriye’nin bütünlüğünü, Şara umursamıyor, Cumhur iktidarının yönettiği Türkiye savunuyor. Ve o kadar yalnız kalmış durumda ki... Çünkü işin diğer ucunda İsrail var. Artık Suriye’yi bölmek isteyen güç İsrail. Ülkede, Şam’ın güneyinde yoğunlukla yaşayan Dürzileri Şara’ya karşı koruyacağını söylüyor. Bunu sözde bırakmıyor, Şara’ya bağlı güçler ile Dürziler arasındaki çatışmada taraf tutuyor. Şam’dan gelen birlikleri bombalıyor. Güneyinden bölünmeye çalışılan bir Suriye’nin kuzeyinden bölünmesini Türkiye engelleyebilir mi? Ne üfürmüştünüz, afedersiniz buyurmuştunuz: Sıra Kudüs’te... Kudüs demenin Vaşington demek olduğunun farkında olan var mı?
Kulakları çınlasın... Yıllar yıllar önceydi. Ümit Özdağ, milletvekili idi. PYD/ YPG Münbiç’e ilerliyordu. Kendisinden gelişmeleri yorumlamasını istediğimizde, “Sertaç Bey, burada sorun şudur: Kürt devleti Irak’ta mı, Suriye’de mi daha erken kurulacaktır. Buradaki yarış, Irak’takilerle Suriye’dekiler arasındadır” demişti. Kendisi hapse atıldı, kurduğu partinin oyları artıyor. Sizce niye içeride?
Türkiye’nin Suriye’deki etkisinin farkındayız. Ama öyle gelişmeler yaşanıyor ki emrivakiler karşısında Ankara kenara itilmiş pozisyonda kalabilir. Trump, Netanyahu’yu ne kadar tutabilir bilinmez, Türkiye engelleyemeyeceği dayatmalarla karşı karşıya kalabilir. Ülkemiz için büyüyen Suriye sorununun her şeyinden bugün ülkeyi yönetenler sorumludur. Tarihe not düşülsün...
