İktidar yenir mi, giyilir mi?
Sevgi Özel
Son Köşe Yazıları

İktidar yenir mi, giyilir mi?

29.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Öteden beri toplumbilimciler, aydınlar bilimsel yazıları söyleşileriyle özgür kürsülerde... Akla, bilime tutunanlar için belge bilgi kitaplar çuvallar dolusu... İktidar, gizemli çekiciliği olan bir sözcük... Auguste Comte’a dek uzanacak değilim... Bugünlerde sözde gazetecilerin, aynı telden çalanların tek konusu iktidar... Aslında epeydir ayaklarını uzatıp yayıldıkları kendi alanlarını korumak... Peki, biz sıradan yurttaşlar için... Yaşadıklarımızdan ders çıkararak tartışabiliyor muyuz? Evet... Sandık zamanı susarak... Biz bizeyken dille elle çokça kafa göz yararak...

İktidar, bir işi yapabilme gücü, başarabilme yetki ve yeteneği diye bilinir. Çoktandır anlamını bilenin bilmeyenin, eğitimlinin eğitimsizin ağzında sıradanlaşan bir sözcük... Olmamalı... Ana babamızın iktidarına doğup içine doğduğumuz iktidarla uyuşarak çatışarak... Eli ekmeğimizin üstünde olanla uzlaşmaya uzlaşmamaya çalışarak büyümüyor muyuz? Siyasal gücü elinde tutan iktidar, uzanabilene burnu kadar yakın değil mi?

İktidar akla ilkin güç kavramını getirir. Ayrımında olarak olmayarak herkesin bir iktidar alanı, iktidarını baskın kılacağı bir çevresi vardır. İktidar olma düşü, dört duvar ardında başlar. Geleneksel bakış varsa babayla anneyi, büyük çocukları, birlikte yaşanan dede nineyi ailenin reisi görür; reis(ler) doğru bildiklerini, uygun gördüklerini birlikte yaşadıklarına onaylatmaya çalışır. Ben buna, “iç iktidar” diyorum. İç iktidarın egemen(ler) ince her gülüşün, her bakışın, her sözün, her duruşun... Bir dilim ekmekten bir bardak suya her şeyin hesabı sorulur. İç iktidarların keskin kararlarından büyük küçük her zararı çoğunca kız çocuklarıyla kadınlar görür. İnsanlar iktidarı çatısını çatabildikleri alanda tadar. Bu güç tadana pek hoş gelir.

İktidar tartışmalarının en ateşli alanı evler mi? Köylerden kentlere kahvelerde, toplutaşımda, lokantalarda, her yerde tartışılır da... Sesini akciğerinde tutanların kendi iktidarını yitirme ya da koruma korkusu, şarkıları türküleri bile bastırır. Maddi-manevi borcu bacadan aşan, birbirini aldatan, çocuklarını, kız(lar)ını yasaklara boğan iç iktidarın egemeni, kapı dışındaki iktidarı sorgulayabilir mi?

Bir de kendi mahallesinde hiç iktidar düşü kuramamış, sistem dışına itilmiş, yaşamı boyunca iktidar olması engellenenler var. Üstelik iç iktidarın karışanı görüşeni de dört duvarı aşar. “Eller ne der ne düşünür?” Komşular, bakkal, muhtar, apartman görevlisi amcalar teyzeler... Kimi gerçekten esirgeyip gözetendir. Ne ki iç iktidarın dengesini bozan hırsız yolsuz, alkolik, uyuşturucu satıcısı, çocuk istismarcısı, kadın katili zehirli sarmaşıklar da varken... Evinde, mahallesinde iktidar olmak bile gitgide zorlaşmıyor mu?

Aynı çatı altında yaşadıklarından, uzak yakın akrabalarından, komşularından bir günaydını esirgeyen(ler)in güçlü görünme gösterilerine... Kendi doğrusundan başkasını tanımayan, inançla özgür düşünceyi karıştıran, bilimsel bilginin yerine dogmaları koyan, bireysel çıkarı için koşuşturanların... Tüm canlılara, çocuklara kadınlara şiddet uygulayarak, sövgüyle, dayakla, maçolukla baskı kurarak iktidarını koruduğuna tanık olmuyor muyuz?

Kendi mahallesinde iktidar olamamışken neyi nasıl yaşamak zorunda kaldığını kestiremeyen, sevincini sonuna dek yaşayamayan... Bireysel ve toplumsal kaygıların kaynağını sorgulayamayan, sorgulama gücü elinden alınan binlerce kadın erkeği düşündüğümüzde... Açgözlü görgüsüzlerin fink attığı bir ortamda demokratlıktan dem vurmak akıllı işi midir?

Ağacın kurdu içinde kardeşim...

İki ölç, bir biç!

İlgili Konular: #İktidar #toplum

Yazarın Son Yazıları

Gözlüye gizli yoktur...

Cumhuriyetin 102’nci yaşını, “Atatürk ilke inkılapları”nı yaşamıyla özdeşleştiren on binler kutladı.

Devamını Oku
27.11.2025
Atatürksüz olmaz!

Ulusun, çocuklarımızın Atatürk’ü sevmesini...

Devamını Oku
13.11.2025
Harf Devrimi 97 yaşında...

Ortak dilimiz Türkçe siyasal tartışmaların öznesi...

Devamını Oku
30.10.2025
Gerilim, gerginlik...

Kim gerilim içinde olmak, gerginlik yaratmak ister?

Devamını Oku
16.10.2025
Dünya bir, işin bin...

26 Eylül 1972’deki Dil Bayramını, Divanü Lûgatit-Türk’ün yazılışının 900. yıldönümünü dünyaca tanınmış 45 Türkbilimciyle kutlamıştık.

Devamını Oku
02.10.2025
MEB, 105 yaşında...

Bilip de bilmezden gelenlere...

Devamını Oku
18.09.2025
Eğitmeme sistemi...

Okulların açılacağı bugünlerde her alan savruluyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Karanlıkta boy veren, karanlıkta kalır...

Yakın geçmişte Atatürk’e sözle saldıran, baltayla anıtlarını kırmaya kalkışanlara...

Devamını Oku
21.08.2025
Hangi düşünce özgürlüğü?

Bu başlığı 2010’da kullanmış, birkaç ay önce benzer başlıkla ve kimbilir kaçıncı kez sormuştum.

Devamını Oku
07.08.2025
Ah kitap, vah eğitim...

Ay, kim bunlar, nerenin yandaşları... Niçin bas bas bağırıyorlar...

Devamını Oku
24.07.2025
Okuryazarlık...

Yazar kim, okur kim? “Okur” da “yazar” da aydınlanmaya ışık tutandır...

Devamını Oku
10.07.2025
Kitapsız dinlenceler

Yaz geldi. Dinlenmek, çalışanın çalışmayanın en temel hakkı...

Devamını Oku
26.06.2025
Yanaşma yandaş...

Elli yıldır siyasetçilerin, toplumun gözü önündekilerin kullandığı dili izliyorum.

Devamını Oku
12.06.2025
İktidar yenir mi, giyilir mi?

Öteden beri toplumbilimciler, aydınlar bilimsel yazıları söyleşileriyle özgür kürsülerde... Akla, bilime tutunanlar için belge bilgi kitaplar çuvallar dolusu...

Devamını Oku
29.05.2025
Canım öğretmenim...

Yetmişi yarıladım, onları hiç unutmadım.

Devamını Oku
15.05.2025
Dil kiri...

Dil kiri...

Devamını Oku
01.05.2025
Çocuklarımız...

Çocuklarımız...

Devamını Oku
17.04.2025
Bu bahar, başka bahar...

Bu bahar, başka bahar...

Devamını Oku
03.04.2025
Delikanlıyız!

Delikanlıyız!

Devamını Oku
20.03.2025
Kalem oynatmak...

Kalem oynatmak...

Devamını Oku
06.03.2025
Düşünce özgürlüğü mü?

Düşünce özgürlüğü mü?

Devamını Oku
20.02.2025
Dilim seni...

Dilim seni...

Devamını Oku
06.02.2025
Uğur Mumcu’yu dinleyelim...

Devlet çökertilince!

Devamını Oku
23.01.2025
Nâzım Hikmet 123 yaşında

Nâzım Hikmet 123 yaşında

Devamını Oku
09.01.2025
Bu yıl yenisi gelir mi?

Bu yıl yenisi gelir mi?

Devamını Oku
26.12.2024
Bağışlayabilir miyiz?

Bağışlayabilir miyiz?

Devamını Oku
12.12.2024
‘Kadim yalanlar...’

‘Kadim yalanlar...’

Devamını Oku
28.11.2024
Kötünün kötüsü...

Kötünün kötüsü...

Devamını Oku
14.11.2024
Cumhuriyet sonsuza dek yaşayacak!

Cumhuriyet sonsuza dek yaşayacak!

Devamını Oku
31.10.2024
İş işten geçmeden

İş işten geçmeden

Devamını Oku
17.10.2024
Dil Devrimi 92 yaşında

Dil Devrimi 92 yaşında

Devamını Oku
03.10.2024
Narinler, Sılalar...

Narinler, Sılalar...

Devamını Oku
19.09.2024
Bir kendimiz sevemedik

Bir kendimiz sevemedik

Devamını Oku
05.09.2024
Konuşmalıyız!

Konuşmalıyız!

Devamını Oku
22.08.2024
Düşünce özgürlüğü mü?

Düşünce özgürlüğü mü?

Devamını Oku
08.08.2024
Kuş uykusu bitti!

Kuş uykusu bitti!

Devamını Oku
25.07.2024
Atatürk’ün Türk Dil Kurumu 92 yaşında

Atatürk’ün Türk Dil Kurumu 92 yaşında

Devamını Oku
11.07.2024
Dilinizi eşekarısı...

Dilinizi eşekarısı...

Devamını Oku
27.06.2024
Tek sorun tabelalar mı?

Tek sorun tabelalar mı?

Devamını Oku
13.06.2024
Gençlerin ‘müfredat’ı

Gençlerin ‘müfredat’ı

Devamını Oku
30.05.2024