Canım öğretmenim...
Sevgi Özel
Son Köşe Yazıları

Canım öğretmenim...

15.05.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Yetmişi yarıladım, onları hiç unutmadım.

Gittiğim ilk gün, o görkemli yapının içinde ne yaşayacağımı bilemediğimden korkmuştum. Sımsıkı tutmuştum annemin elini... Elim, el değiştirince koyverdim sesimi... O el, parmaklarımı okşadı. Yüzüne baktım. Gülümsüyordu. Annem okulun dış kapısında kalmıştı. Onunla el ele yürüdük. Kapısında 1-A yazan odaya girdik. Elimi bıraktı. Bu kez o elimi bıraktığı için ağladım. “Ağlama kuzum” dedi yumuşacık sesiyle...

Saçını topuz yapmıştı, tel çerçeveli gözlüğünün gerisindeki kara gözleriyle tatlı sert bakıyordu. Okula girmemek için anneme sarılıp ağlarken burnum akmıştı, annemden atak davranmış... Bir eliyle çenemi tutup burnumu silmiş... “Al, bu senin” demiş, güllü mendilini cebime koymuştu.

O gün sevmemiştim onu. Ağzımı burnumu oynatarak taklidini yapmıştım akşam evde, anımsatana tepki verir olmuştum sonraki günlerde... Güllü mendilim hiç kullanmadan kirlenirdi cebimde... Gül kokusu salardı...

Mendil ayrılık derler, ilkokulun beşinde ayrıldık... Biz başkente gidiyorduk, o başka bir yere... Son gün sımsıkı sarıldık... Elini öperken ağladım, o da ağladı... Gözyaşlarım sel olup okulun merdivenlerinden akıyordu sanki... Dört yıl önce verdiği mendilini tanımış, eğilip yanaklarımı öpmüş... “Bana getirdiğin güller gibi kokuyorsun” demişti. Ne zaman terlesem, yüzümü güllü mendilimle kuruladım...

Ne zaman övgü alsam, güllü mendilim gelir usuma...

Münevver Öğretmenden ayrılmış, başka cumhuriyet öğretmenleriyle buluşmuştum. Ne güzel konuşur ne güzel bakardı onlar... İçtenlikle gülmeyi onlardan öğrendik...

Yıllar akarken saat başı değiştirilen eğitim sitemi, dikenleşen ekonomik koşullar... Cumhuriyet öğretmenlerini darmadağın etti. Ne tuzaklar kuruldu onlara, onların aydınlattığı okullara... Onlar öğretmen olmayı özgür istenciyle seçmişti. 1950’den başlayarak Mustafa Kemal’in manevi mirası akıl ve bilime sarıldıkları için ötelendiler.

Güllü mendilimin sahibi gibi öğretmenler dimdik girerlerdi sınıfa... Kavramıştık bu dik duruşu... Mustafa Kemal’in, cumhuriyet devrimlerinin kızları oğullarıydılar... Ulusal, dinsel bayramları, ortak değerlerimizi... Kızılay, yerli malı haftalarında paylaşmayı onlarla içselleştirmiştik...

Yıllar yıllara eklenirken bin bir zorlukla baş edemeyen öğretmenlerin yürüyüşleri değişti, bakışları puslandı. Öğretmen olmuşken öğretmen sayılmamak ağır yüktü... Utanç, ağır bir yüktür; onlar başkalarının utancını taşır oldular. Yediveren gülleri gibi açan cumhuriyet öğretmenleri hoyratça hırpalandı. Bile isteye öğretmen olunamıyor... Olunca da okul kapıları onlara ardına dek açılmıyor artık... Bir adımda bir cami, bin adımda bir okul yapıldığından sınıflar kalabalıklaştı... Öğretmenin yorgun girdiği, üçünün beşinin adını ancak öğrenebildiği kalabalık sınıflardaki çocukların çoğu da yorgun, umarsız... Kitaplık kolu başkanlığı için yarışmıyorlar artık... Öğretmen-öğrenci birbirini tanıyamadan, birlikte şarkı söyleyemeden, kucaklaşamadan ayrılıyor... Atanmayan öğretmenler sokaklarda hak arıyor... Öğretmenin dışlandığı okula tarikatlar koşuyor... Lamı cimi yok, laik eğitim şart!

İçi dışı renkli, sınıfları sıraları düzgün; bahçeleri çiçekli, salonları yemekli, tuvaletleri sabun kokulu... Çocuğunu bu okullara kolaylıkla ya da elini taşın altına koyarak yazdırabilen velilerimiz... Kadrolu, sözleşmeli öğretmenlerin bilime, sanata tutunduğu okullarımız da var. Öğretmen-öğrenci birlikte şarkı söyleyebiliyor, kucaklaşabiliyor... Darısı bütün okulların çocukların, bütün öğretmenlerin başına...

Öğretmenine gül sunan çocuklar çoğalsın!

İlgili Konular: #öğretmen

Yazarın Son Yazıları

Gözlüye gizli yoktur...

Cumhuriyetin 102’nci yaşını, “Atatürk ilke inkılapları”nı yaşamıyla özdeşleştiren on binler kutladı.

Devamını Oku
27.11.2025
Atatürksüz olmaz!

Ulusun, çocuklarımızın Atatürk’ü sevmesini...

Devamını Oku
13.11.2025
Harf Devrimi 97 yaşında...

Ortak dilimiz Türkçe siyasal tartışmaların öznesi...

Devamını Oku
30.10.2025
Gerilim, gerginlik...

Kim gerilim içinde olmak, gerginlik yaratmak ister?

Devamını Oku
16.10.2025
Dünya bir, işin bin...

26 Eylül 1972’deki Dil Bayramını, Divanü Lûgatit-Türk’ün yazılışının 900. yıldönümünü dünyaca tanınmış 45 Türkbilimciyle kutlamıştık.

Devamını Oku
02.10.2025
MEB, 105 yaşında...

Bilip de bilmezden gelenlere...

Devamını Oku
18.09.2025
Eğitmeme sistemi...

Okulların açılacağı bugünlerde her alan savruluyor.

Devamını Oku
04.09.2025
Karanlıkta boy veren, karanlıkta kalır...

Yakın geçmişte Atatürk’e sözle saldıran, baltayla anıtlarını kırmaya kalkışanlara...

Devamını Oku
21.08.2025
Hangi düşünce özgürlüğü?

Bu başlığı 2010’da kullanmış, birkaç ay önce benzer başlıkla ve kimbilir kaçıncı kez sormuştum.

Devamını Oku
07.08.2025
Ah kitap, vah eğitim...

Ay, kim bunlar, nerenin yandaşları... Niçin bas bas bağırıyorlar...

Devamını Oku
24.07.2025
Okuryazarlık...

Yazar kim, okur kim? “Okur” da “yazar” da aydınlanmaya ışık tutandır...

Devamını Oku
10.07.2025
Kitapsız dinlenceler

Yaz geldi. Dinlenmek, çalışanın çalışmayanın en temel hakkı...

Devamını Oku
26.06.2025
Yanaşma yandaş...

Elli yıldır siyasetçilerin, toplumun gözü önündekilerin kullandığı dili izliyorum.

Devamını Oku
12.06.2025
İktidar yenir mi, giyilir mi?

Öteden beri toplumbilimciler, aydınlar bilimsel yazıları söyleşileriyle özgür kürsülerde... Akla, bilime tutunanlar için belge bilgi kitaplar çuvallar dolusu...

Devamını Oku
29.05.2025
Canım öğretmenim...

Yetmişi yarıladım, onları hiç unutmadım.

Devamını Oku
15.05.2025
Dil kiri...

Dil kiri...

Devamını Oku
01.05.2025
Çocuklarımız...

Çocuklarımız...

Devamını Oku
17.04.2025
Bu bahar, başka bahar...

Bu bahar, başka bahar...

Devamını Oku
03.04.2025
Delikanlıyız!

Delikanlıyız!

Devamını Oku
20.03.2025
Kalem oynatmak...

Kalem oynatmak...

Devamını Oku
06.03.2025
Düşünce özgürlüğü mü?

Düşünce özgürlüğü mü?

Devamını Oku
20.02.2025
Dilim seni...

Dilim seni...

Devamını Oku
06.02.2025
Uğur Mumcu’yu dinleyelim...

Devlet çökertilince!

Devamını Oku
23.01.2025
Nâzım Hikmet 123 yaşında

Nâzım Hikmet 123 yaşında

Devamını Oku
09.01.2025
Bu yıl yenisi gelir mi?

Bu yıl yenisi gelir mi?

Devamını Oku
26.12.2024
Bağışlayabilir miyiz?

Bağışlayabilir miyiz?

Devamını Oku
12.12.2024
‘Kadim yalanlar...’

‘Kadim yalanlar...’

Devamını Oku
28.11.2024
Kötünün kötüsü...

Kötünün kötüsü...

Devamını Oku
14.11.2024
Cumhuriyet sonsuza dek yaşayacak!

Cumhuriyet sonsuza dek yaşayacak!

Devamını Oku
31.10.2024
İş işten geçmeden

İş işten geçmeden

Devamını Oku
17.10.2024
Dil Devrimi 92 yaşında

Dil Devrimi 92 yaşında

Devamını Oku
03.10.2024
Narinler, Sılalar...

Narinler, Sılalar...

Devamını Oku
19.09.2024
Bir kendimiz sevemedik

Bir kendimiz sevemedik

Devamını Oku
05.09.2024
Konuşmalıyız!

Konuşmalıyız!

Devamını Oku
22.08.2024
Düşünce özgürlüğü mü?

Düşünce özgürlüğü mü?

Devamını Oku
08.08.2024
Kuş uykusu bitti!

Kuş uykusu bitti!

Devamını Oku
25.07.2024
Atatürk’ün Türk Dil Kurumu 92 yaşında

Atatürk’ün Türk Dil Kurumu 92 yaşında

Devamını Oku
11.07.2024
Dilinizi eşekarısı...

Dilinizi eşekarısı...

Devamını Oku
27.06.2024
Tek sorun tabelalar mı?

Tek sorun tabelalar mı?

Devamını Oku
13.06.2024
Gençlerin ‘müfredat’ı

Gençlerin ‘müfredat’ı

Devamını Oku
30.05.2024