Mutlu olma ‘idefiksi’ne dair...
Sungu Çapan
Son Köşe Yazıları

Mutlu olma ‘idefiksi’ne dair...

27.12.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Bu yıl Cannes’da en iyi kadın oyuncu ödülüne layık görülen Emily Beecham’ın, hem antidepresan etkisi yaratarak insanları mutlu eden bir bitkiyi yetiştiren hem de Joe adlı oğlunu babasız büyüten, hırslı biyolog genetik bilimci anne Alice’i oynadığı “Little Joe-Küçük Joe”, çeşitli hapların leblebi gibi yutulduğu günümüzdeki aşırı ilaç kullanımına vurgu yaparken gerilime de kapı açan, İngiliz yapımı, ilginç bir bilimkurgusal drama. Açık seçik ona tutkun yardımcısı Chris’in (Ben Whishaw) sürekli gözünü alamadığı Alice (Emily Beecham), genetiğiyle oynayarak laboratuvarda yetiştirdiği, Krimson kırmızısı bir çiçek açıp salgıladığı kokuyla da insanı değiştirerek mutlu bir ruh haline geçiren bu deneysel bitkiye oğlunun adını veriyor. Ancak Küçük Joe’nun insanda yarattığı birtakım yan etkileri göz önüne almayan Alice bu bitkinin bütün dünyaya yayılması olasılığının giderek bir tehdide dönüşebileceğini de düşünmüyor. Alice’in bir süredir ayrı olduğu, betondan nefret edip doğada, açık havada yaşamayı seçmiş kocası Ivan (Sebastian Hülk) da, zaman zaman oğlu Joe’yla takılıyor nehirde balık tutma bahanesiyle filan...

“Lovely Rita” (2001), “Lourdes” (2009), “Amour Fou” (2014) gibi filmleriyle tanınan Avusturyalı yönetmen Jessica Hausner’in senaryosunu Geraldine Bajard’la birlikte yazıp İngiltere’de çektiği bu sıradışı bilimkurgusal fantastik, ince ince düşünülmüş sahne tasarımları ve özenli görüntüleriyle perdede etkileyici bir görsellik kurarak genetiğe dair günümüzdeki kimi kaygı verici yeni bilimsel gelişmeleri de sorguluyor, Frankenstein’ı da akla getiren bu sürekli ilgi-sevgi isteyen, sıcak toprak vb. gibi koşullarda ihtimamla üretilip karşılığında insanı mutlu eden bu bu ayrıksı bitki hikâyesi eşliğinde.

Evet insanı mutlu ediyor ama (filmin hikâyesine göre) Küçük Joe’nun polenini ciğerine çeken bir daha aynı insan olamıyor. Ayrı yaşayan anne babalarla iki yana savrulmuş çocuğun durumuna dair yan hikâyesinin yanı sıra, ahlakla piyasa koşulları arasında sıkışıp kalınacak bir yakın gelecek tasavvurunu da içererek bilimkurgudan dramaya gidip gelen bu sıradışı fantazide, başından sonuna dek pastel renklerle bezeli, stilize bir atmosfer kurmanın ve minimalist bir dünya yaratmanın da üstesinden gelmiş yönetmen Jessica Hausner.

Ne var ki deneme süreci daha tamamlanmamış, olası etkileri henüz daha belli belirsiz ama insanı iyi hissettiren bu bitkiden (aslında yasak olmasına karşın) bir saksı evine götürüp oğluna hediye eden Alice, oğlu Joe’da ve başkalarında ortaya çıkan birtakım alerjik reaksiyonları ve yan etkileri gözlemlemeye başlayınca endişelenip kaygılanıyor giderek. Alice’le zıt giden laboratuvar şefi Karl’la (David Wilmot), Chris, Ric (Phenix Brossard), Joe Woodard (Kit Connor) gibi laboratuvar çalışanlarıyla polenlerin mizacını değiştirdiği yaşlı köpeği Bello’yu uyutmak zorunda kalan yılların laboratuvar emektarı Bella (Kerry Fox) gibi yan karakterlerin devreye girmesiyle senaryosu oldukça zenginleştirilmiş “Küçük Joe”, İngiliz oyuncu Emily Beecham’ın bileğinin gücüyle hak ettiği anne kompozisyonuyla aldığı en iyi kadın oyuncu ödülünün yanı sıra en iyi senaryo ödülünü de kazanmış olarak dönmüştü Cannes festivalinden. Zaten iyi yazılmış senaryosu, gerilimi sonuna dek sürdüren klasik anlatımı, başını Emily Beecham’la yılların Kerry Fox’unun çektiği oyuncu kadrosunun performansları, bilimkurguya cuk oturmuş seçkin görselliği, ayrıca vurma çalgılı, Uzakdoğu melodilerinden esinlenilmiş, deneysel müzikleri ve epeyce özenilmiş bezenilmiş sanat yönetimiyle de epeyce dikkati çekmişti “Küçük Joe” Cannes’da. Laborauvar ortamında genetiğin harikalar diyarında dolanıp duran bilim kadını Alice’in karmaşık iç âlemiyle, değişken kutuplar arasında ha bire salınan dış dünya arasında gidip gelen, tekinsiz, gizemli, ilginç bir hikâyeyi beyazperdeye taşıyan “Küçük Joe”, sonuç olarak seyircinin ilgisini, merakını hiç boşa çıkarmıyor 105 dakika boyunca. Diyeceğim, insanlararası iletişime, kişinin her daim süregelen o doymak bilmez, hep mutlu olma iştahına ve bitmez tükenmez sevgi arayışına ilişkin, işte bu oldukça düşündürücü ve görmeye değer “Küçük Joe” filmiyle kapatıyoruz 2019’u.

Yazarın Son Yazıları

Polanski eski yarayı kaşıyor

Polanski eski yarayı kaşıyor

Devamını Oku
04.09.2020
Savaşın dehşetinde büyümek

Savaşın dehşetinde büyümek

Devamını Oku
22.08.2020
Elia Suleiman’ı özleyenler için

Filistinli ünlü sinemacı Elia Suleiman’ın(ES’nin), 2009 yapımı “The Time That Remains-Geride Kalan”dan beri süregelen suskunluğuna artık son verdiği ve başrolünü üstlenerek kendini oynadığı yeni filmi “It Must Be Heaven-Burası Cennet Olmalı”, ES’nin Nasıra’daki evinde oturup dışarıyı seyrettiği, konuşmasız sahnelerle açılıyor.Pişkin bir komşusu bahçesindeki ağaca çıkmış, limon araklıyor, avcılığa meraklı bir başka komşusu da başından geçen kartal-yılan hikayesini anlatıyor.Yalnız yaşayan bir dünya vatandaşı olan kahramanımız, Filistin hakkında çekeceği bir film tasarısını Fransız yapımcısıyla görüşmek üzere Paris’e uçuyor ama önerdiği senaryo reddolunca bu kez yine sinema münasebetiyle çağrılı olduğu New York’a geçiyor, gözlemciliğini otel odalarında sürdürüyor.

Devamını Oku
21.02.2020
Sevgililer günü münasebetiyle

Çağdaş, Fransız oyun yazarı, tiyatro rejisörü, komedyen (ve muhtemelen 1960-70’lerin, yaşlandıkça arada bir yönetmenlik de yapan oyuncusu Guy Bedos’nun oğlu) Nicolas Bedos’nun senaryosunu da yazıp çektiği ikinci yönetmenlik denemesi olan “La Belle Epoque-Yeni Baştan”, gösterildiği son Cannes festivalinde seyirciye “hem eğlendirici, hem düşündürücü, hem de duygu dolu” dakikalar yaşatıp yarışma bölümünün en ilginç filmlerinden biri olarak dikkat çekmişti.

Devamını Oku
14.02.2020
Banliyöde ayaklanma var

005’te Fransa’yı günlerce birbirine katan banliyö ayaklanmalarından esinlenerek çekilmiş ve son Cannes festivalinde jüri ödülüne değer bulunmuş “Les Miserables-Sefiller” Cannes’ın sürprizlerinden biriydi.

Devamını Oku
07.02.2020
Arı vız vız vızz... (31.01.2020)

Kotevska ve Stefanov’un yönettiği En İyi Belgesel ve En İyi Yabancı film Oscar’larına aday ‘Honeyland-Bal Ülkesi’ bugün gösterimde.

Devamını Oku
31.01.2020
Sevimli bir film

Yönetmen Lulu Wang’ın kendi hayatından (yani kendi babaannesinin hastalığından) esinlenerek senaryosunu yazıp Changchun’da (Çin) çektiği “The Farewell-Elveda”, New York’ta beklediği Guggenheim bursunu alıp eğitimini sürdürmek isteyen ama akciğer kanseri teşhisi konmuş...

Devamını Oku
24.01.2020
Kesik El’le göçmen gencin arayışı...

Korku sinemasının ender kullanılan ama vazgeçilmez figürlerinden olan ve ait olduğu bedeni inat ve ısrarla arayan bir “kesik el”in başrolünde olduğu, bu kesik el’in yanı sıra dokunaklı bir kırık aşk hikâyesinin de beyazperdeye yansıtıldığı, Jeremy Clapin imzalı, 81 dakikalık Fransız animasyonu “J’ai Perdu Mon Corps-Bedenimi Kaybettim”, bilindiği gibi son Cannes festivalinin Eleştirmenlerin Haftası bölümünde gösterilip eleştirmenler kadar seyirci kesiminin de gönlünü fethederek büyük ödülü kazanmıştı 2019’da.

Devamını Oku
17.01.2020
‘Ben kimim?'

Quebec’in Montreal kentinde 1989’da doğan, öğretmen Genevieve Dolan’la oyuncu-şarkıcı Manuel Tadros’un oğlu olan yönetmen Xavier Dolan, bilindiği gibi son 10 yılda Kanada sinemasının, (1.68 cm boyundaki) harika çocuğu olarak yükselen yıldızı, malum.

Devamını Oku
10.01.2020
Bir Judy Garland vardı

Devamını Oku
03.01.2020
Mutlu olma ‘idefiksi’ne dair...

Devamını Oku
27.12.2019
Sinemada yıldökümü: 2019’dan akılda kalanlar

Devamını Oku
22.12.2019
Mutlu olma iştahı üstüne

Devamını Oku
13.12.2019
Ressamla modelinin aşkı

Son dönemin en nefis filmlerinden biri gösterimde: Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi

Devamını Oku
06.12.2019
Kimin evinde yok ki

Devamını Oku
29.11.2019
‘Oyun’un devamı ‘Kraliçe Lear’ gösterimde

Pelin Esmer, sinemamızda eşine pek rastlanamaz cinsten bir “güçlenme, güven duyma ve dayanışma” hikâyesini perdeye taşıyor.

Devamını Oku
22.11.2019
Kendini ve cinselliğini keşfetmek...

Devamını Oku
15.11.2019
Tanrı var ve adı da Petrunya

Makedonya YAPIMI ‘Onun Adı Petrunya’ haftanın kaçırılmayacak filmi

Devamını Oku
08.11.2019
Bu ‘Kız’ımız kaçmaz

Lukas Dhont’un yazıp yönettiği, ilk uzun metrajlı filmi ‘Kız’ı Filmekimi’nde ıskalayan tüm sinemaseverlere salık veriyorum.

Devamını Oku
03.01.2019
Terry Gilliam’ın yıllardır beklenen filmi gösterimde

Çağdaş bir Don Kişot çeşitlemesi...

Devamını Oku
07.12.2018
İstanbul film festivalinden notlar: ‘Utanç’tan ‘Canavar’a...

İstanbul film festivalinden notlar: ‘Utanç’tan ‘Canavar’a...

Devamını Oku
12.04.2018
Dehşetin soluk kestiği bilimkurgu: ‘Life’

Dehşetin soluk kestiği bilimkurgu: ‘Life’

Devamını Oku
23.03.2017
Mustang görücüye çıktı

Yönetmen Deniz Gamze Ergüven imzalı, Fransa’nın 2016 En İyi Yabancı Film Oscar adayı Mustang filmi, önceki gün İstanbul Galatasaray’daki Fransız Sarayı’nda verilen özel bir davet ile kamuoyuna tanıtıldı. Etkinliğe filmin genç başrol oyuncuları da katıldı.

Devamını Oku
24.10.2015
Sınırdaki uyuşturucu savaşları...

Sınırdaki uyuşturucu savaşları...

Devamını Oku
18.09.2015
Pasolini’yi kimler katletti? (20.03.2015)

Pasolini’yi kimler katletti?

Devamını Oku
20.03.2015
Underground bir gençlik

Underground bir gençlik

Devamını Oku
13.03.2015
Firavunlar diyarında

Usta sinemacı Ridley Scott’ın Kitabı Mukaddes’teki göç anlatısından uyarladığı ‘Exodus: Tanrılar ve Krallar’, görselliğiyle öne çıkan bir tarihsel epik

Devamını Oku
12.12.2014
Koca karısını aldatırsa...

Koca karısını aldatırsa...

Devamını Oku
10.10.2014
Derdin devası sevgi...

Derdin devası sevgi...

Devamını Oku
03.10.2014
20 bininci günde uyanınca… (26.09.2014)

20 bininci günde uyanınca…

Devamını Oku
26.09.2014
Bir peri masalı gibi...

Son Cannes festivalinin açılış filmi olan ‘Monako Prensesi’ bugün gösterime giriyor

Devamını Oku
19.09.2014
Çekici yıldızlar geçidi (29.08.2014)

Çekici yıldızlar geçidi

Devamını Oku
29.08.2014
Hortum artık bize de geldi (22.08.2014)

Hortum artık bize de geldi

Devamını Oku
22.08.2014
‘Fazla zekâ insanı bozar’

‘Fazla zekâ insanı bozar’

Devamını Oku
15.08.2014
Bir kirli polis portresi

Bir kirli polis portresi

Devamını Oku
27.06.2014
Ustaya şapka çıkaralım (13.06.2014)

Ustaya şapka çıkaralım

Devamını Oku
13.06.2014
Sıkı bir hapishane draması: ‘Yüksek Risk’

Sıkı bir hapishane draması: ‘Yüksek Risk’

Devamını Oku
06.06.2014
Beylik bir suç filmi

Beylik bir suç filmi

Devamını Oku
30.05.2014
Çekici bir dolandırıcı işbaşında...

Çekici bir dolandırıcı işbaşında...

Devamını Oku
23.05.2014
Maskenin ardındaki yaşamlar

Maskenin ardındaki yaşamlar

Devamını Oku
16.05.2014