Ressamla modelinin aşkı
Sungu Çapan
Son Köşe Yazıları

Ressamla modelinin aşkı

06.12.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

13 yaşındayken rol aldığı “Les Diables”dan bugüne dek 30’a yakın filmde (birkaç TV filmi de dahil) oynayan Adele Haenel, kuşkusuz günümüz Fransız sinemasının yükselen genç (ve güzel) yıldızlarından biri. Paris, 1989 doğumlu Adele Haenel’in yaşına göre çok sayıdaki filmi içeren kabarık filmografisinden görebildiğim filmlerinin en iyisi “Kalp Atışı Dakikada 120”ydi (2017) bence. En son “Deri Ceket”ini seyrettiğimiz bu çalışkan ve dilber oyuncunun “Les Combattants” (2013) dışında, “Meçhul Kız”(2016), “Dünün Çiçekleri”(2016), “Seninle Başım Dertte”(2018), “Nocturama”(2016), “4 Kadın1 Hayat” (2016) gibi pek vasat nitelemesini aşamayan filmlerle dolu, kalabalık kariyeri, nihayet bir başyapıta kavuştu sonunda, yaklaşık on yıldır beraber olduğu Fransız senarist-yönetmeni Celine Sciamma sayesinde: “Portrait de la Jeune Fille en Feu-Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi”. Kuşkusuz artık gönül rahatlığıyla benim de unutulmaz nitelikte bir filmim var diyebilir Adele Haenel, çağdaş sinema tarihinde yer alacak olan.

Senaryolarını yazdığı “Kızlar Çetesi”, “17 Yaşında”, “Kabakçığın Hayatı” ve yönettiği “Naissance des Pieuvres” (2007), “Tomboy” (2011) filmleriyle tanınan, 1980 doğumlu yönetmen Celine Sciamma’nın senaryosunu da imzaladığı, öncelikle adıyla da ilgi çeken “Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi”, 18. yüzyıl sonlarının Fransasında geçen bir ‘imkânsız aşk’ çeşitlemesi. Bu yılki Cannes Festivali’nde hem eleştirmen tayfasının hem seyirci kesiminin övgü ve alkışlarını toplayan bu “kalp çarptıran aşk hikâyesi”, soylu bir ailenin İngiltere’deki bir manastıra gönderilmiş  kızı Heloise’ın (Adele Haenel) dönüşünde portresini yapmakla görevlendirilmiş, ünlü bir ressam babanın ressam kızı Marianne’la (Noemie Merlant) manastırdan çıkmış, mutsuz Heloise arasında geçiyor. Heloise hep mutsuz, üzgün ve gergin, nedeniyse kız kardeşinin bir süre önce bir yardan uçuruma atlayıp intihar etmiş olması. Filmin başında resim atölyesini yönetir ve öğrencilerine modellik yaparken, sonrasında da denize düşen resim çerçevelerini suya atlayıp çıkarırken gördüğümüz, biraz erkek Fatma kılıklı Marianne, annesiyle ailesi tarafından Milanolu bir asilzadeyle görücü usulü evlendirilmek istenen Heloise’ın İtalyan kökenli, Kontes annesiyle (Valeria Golino) görüşmeye geliyor Britanya kıyılarına yakın bir adadaki kalacağı şatoya, çünkü portresi için, heykel gibi uzun süre hareketsiz kalarak poz vermeyi kesinlikle reddediyor somurtuk Heloise. Marianne sürekli Heloise’la birlikte vakit geçirirken çaktırmadan onun yüzünün, gözünün, ellerinin, bedeninin eskizlerini çiziyor, günümüzden bir fotoğrafçı gibi gece gündüz çeşitli kayıtlar alıyor, bir dolu çiziktirmeler yapıyor, siparişini aldığı evlilik portresi için. 

Derken sürekli birlikte yürüyüşler yapan, aynı yaşlardaki soylu ama hep aksi Heloise’la tipik resim emekçisi, ressam kız Marianne zamanla yakınlaşıp iyice samimileşiyorlar, hamile kalmış hizmetçi Sophie (Luana Bajrami) de habire onlara hizmet ediyor ve Heloise’la Marianne arasında tutkulu bir aşk filizleniyor gittikçe alevlenen. Bu arada hizmetçi Sophie’yi kocakarı vari kürtaj yollarıyla hamilelik derdinden de kurtarıyor, birbirlerine fena halde âşık Marianne-Heloise çiftimiz, ilişkileri gittikçe dallanıp budaklanırken.

Yaptığı ilk yağlıboya Heloise portresini karalıyor Marianne, Kontes’i ikna edip daha çok Heloise’la birlikte kalabilmek için. Bu kez yaptığı ikinci portreyi Heloise da çok beğeniyor. Sonra ayrılık. Herkes kendi yoluna gidiyor. Ressam ve resim öğretmeni Marianne atölyesine, eğittiği öğrencilerine dönerken, zengin kızı Heloise da evlenip çoluk çocuğa karışıyor. Ancak birkaç yıl sonra bir konserde, kalbi yaralı ressam Marianne uzak locadaki Heloise’ı yanındaki ufak oğluyla görüyor. Ne var ki yaşadığı imkânsız aşkı unutamamış, artık anne olmuş Marianne da, gözleri dolu dolu Vivaldi’yi (Mevsimler’i) dinlerken sürekli Marianne’ı düşünmektedir...

Yönetmen Celine Sciamma’nın yılların çok deneyimli bir sinemacısı gibi, beceriyle birbirine bağladığı, nefis sahnelerden bütünlenen, baştan sona yetkin ve olgun bir anlatımla sürdürdüğü, usta işi bir görselliğe eriştirdiği, ayrıca gerçekten birbirlerine çok iyi uyum sağlamış Noemie Merlant-Adele Haenel ikilisinin (özellikle ilk kez seyrettiğim Noemie Merlant’ın) şahane performanslar çıkardığı, 131 dakika boyunca yoğun duygusal gelgitler yaşanan ve tam anlamıyla iz(ler) bırakan bu enfes romantik dramı, Vivaldi müziğiyle dolu dolu, unutulmaz bir finale bağladığı “Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi”, bundan böyle erkeksiz bir kadın filmi dendiğinde akla ilk gelecek başyapıt olacaktır sanırım. Ayrıca sinemayla resim sanatı arasında etkileyici bağlantılar kuran bu film, özellikle kendisine sinemasever-resimsever diyenlerce de kesinkes kaçırılmamalıdır diyorum.

Yazarın Son Yazıları

Polanski eski yarayı kaşıyor

Polanski eski yarayı kaşıyor

Devamını Oku
04.09.2020
Savaşın dehşetinde büyümek

Savaşın dehşetinde büyümek

Devamını Oku
22.08.2020
Elia Suleiman’ı özleyenler için

Filistinli ünlü sinemacı Elia Suleiman’ın(ES’nin), 2009 yapımı “The Time That Remains-Geride Kalan”dan beri süregelen suskunluğuna artık son verdiği ve başrolünü üstlenerek kendini oynadığı yeni filmi “It Must Be Heaven-Burası Cennet Olmalı”, ES’nin Nasıra’daki evinde oturup dışarıyı seyrettiği, konuşmasız sahnelerle açılıyor.Pişkin bir komşusu bahçesindeki ağaca çıkmış, limon araklıyor, avcılığa meraklı bir başka komşusu da başından geçen kartal-yılan hikayesini anlatıyor.Yalnız yaşayan bir dünya vatandaşı olan kahramanımız, Filistin hakkında çekeceği bir film tasarısını Fransız yapımcısıyla görüşmek üzere Paris’e uçuyor ama önerdiği senaryo reddolunca bu kez yine sinema münasebetiyle çağrılı olduğu New York’a geçiyor, gözlemciliğini otel odalarında sürdürüyor.

Devamını Oku
21.02.2020
Sevgililer günü münasebetiyle

Çağdaş, Fransız oyun yazarı, tiyatro rejisörü, komedyen (ve muhtemelen 1960-70’lerin, yaşlandıkça arada bir yönetmenlik de yapan oyuncusu Guy Bedos’nun oğlu) Nicolas Bedos’nun senaryosunu da yazıp çektiği ikinci yönetmenlik denemesi olan “La Belle Epoque-Yeni Baştan”, gösterildiği son Cannes festivalinde seyirciye “hem eğlendirici, hem düşündürücü, hem de duygu dolu” dakikalar yaşatıp yarışma bölümünün en ilginç filmlerinden biri olarak dikkat çekmişti.

Devamını Oku
14.02.2020
Banliyöde ayaklanma var

005’te Fransa’yı günlerce birbirine katan banliyö ayaklanmalarından esinlenerek çekilmiş ve son Cannes festivalinde jüri ödülüne değer bulunmuş “Les Miserables-Sefiller” Cannes’ın sürprizlerinden biriydi.

Devamını Oku
07.02.2020
Arı vız vız vızz... (31.01.2020)

Kotevska ve Stefanov’un yönettiği En İyi Belgesel ve En İyi Yabancı film Oscar’larına aday ‘Honeyland-Bal Ülkesi’ bugün gösterimde.

Devamını Oku
31.01.2020
Sevimli bir film

Yönetmen Lulu Wang’ın kendi hayatından (yani kendi babaannesinin hastalığından) esinlenerek senaryosunu yazıp Changchun’da (Çin) çektiği “The Farewell-Elveda”, New York’ta beklediği Guggenheim bursunu alıp eğitimini sürdürmek isteyen ama akciğer kanseri teşhisi konmuş...

Devamını Oku
24.01.2020
Kesik El’le göçmen gencin arayışı...

Korku sinemasının ender kullanılan ama vazgeçilmez figürlerinden olan ve ait olduğu bedeni inat ve ısrarla arayan bir “kesik el”in başrolünde olduğu, bu kesik el’in yanı sıra dokunaklı bir kırık aşk hikâyesinin de beyazperdeye yansıtıldığı, Jeremy Clapin imzalı, 81 dakikalık Fransız animasyonu “J’ai Perdu Mon Corps-Bedenimi Kaybettim”, bilindiği gibi son Cannes festivalinin Eleştirmenlerin Haftası bölümünde gösterilip eleştirmenler kadar seyirci kesiminin de gönlünü fethederek büyük ödülü kazanmıştı 2019’da.

Devamını Oku
17.01.2020
‘Ben kimim?'

Quebec’in Montreal kentinde 1989’da doğan, öğretmen Genevieve Dolan’la oyuncu-şarkıcı Manuel Tadros’un oğlu olan yönetmen Xavier Dolan, bilindiği gibi son 10 yılda Kanada sinemasının, (1.68 cm boyundaki) harika çocuğu olarak yükselen yıldızı, malum.

Devamını Oku
10.01.2020
Bir Judy Garland vardı

Devamını Oku
03.01.2020
Mutlu olma ‘idefiksi’ne dair...

Devamını Oku
27.12.2019
Sinemada yıldökümü: 2019’dan akılda kalanlar

Devamını Oku
22.12.2019
Mutlu olma iştahı üstüne

Devamını Oku
13.12.2019
Ressamla modelinin aşkı

Son dönemin en nefis filmlerinden biri gösterimde: Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi

Devamını Oku
06.12.2019
Kimin evinde yok ki

Devamını Oku
29.11.2019
‘Oyun’un devamı ‘Kraliçe Lear’ gösterimde

Pelin Esmer, sinemamızda eşine pek rastlanamaz cinsten bir “güçlenme, güven duyma ve dayanışma” hikâyesini perdeye taşıyor.

Devamını Oku
22.11.2019
Kendini ve cinselliğini keşfetmek...

Devamını Oku
15.11.2019
Tanrı var ve adı da Petrunya

Makedonya YAPIMI ‘Onun Adı Petrunya’ haftanın kaçırılmayacak filmi

Devamını Oku
08.11.2019
Bu ‘Kız’ımız kaçmaz

Lukas Dhont’un yazıp yönettiği, ilk uzun metrajlı filmi ‘Kız’ı Filmekimi’nde ıskalayan tüm sinemaseverlere salık veriyorum.

Devamını Oku
03.01.2019
Terry Gilliam’ın yıllardır beklenen filmi gösterimde

Çağdaş bir Don Kişot çeşitlemesi...

Devamını Oku
07.12.2018
İstanbul film festivalinden notlar: ‘Utanç’tan ‘Canavar’a...

İstanbul film festivalinden notlar: ‘Utanç’tan ‘Canavar’a...

Devamını Oku
12.04.2018
Dehşetin soluk kestiği bilimkurgu: ‘Life’

Dehşetin soluk kestiği bilimkurgu: ‘Life’

Devamını Oku
23.03.2017
Mustang görücüye çıktı

Yönetmen Deniz Gamze Ergüven imzalı, Fransa’nın 2016 En İyi Yabancı Film Oscar adayı Mustang filmi, önceki gün İstanbul Galatasaray’daki Fransız Sarayı’nda verilen özel bir davet ile kamuoyuna tanıtıldı. Etkinliğe filmin genç başrol oyuncuları da katıldı.

Devamını Oku
24.10.2015
Sınırdaki uyuşturucu savaşları...

Sınırdaki uyuşturucu savaşları...

Devamını Oku
18.09.2015
Pasolini’yi kimler katletti? (20.03.2015)

Pasolini’yi kimler katletti?

Devamını Oku
20.03.2015
Underground bir gençlik

Underground bir gençlik

Devamını Oku
13.03.2015
Firavunlar diyarında

Usta sinemacı Ridley Scott’ın Kitabı Mukaddes’teki göç anlatısından uyarladığı ‘Exodus: Tanrılar ve Krallar’, görselliğiyle öne çıkan bir tarihsel epik

Devamını Oku
12.12.2014
Koca karısını aldatırsa...

Koca karısını aldatırsa...

Devamını Oku
10.10.2014
Derdin devası sevgi...

Derdin devası sevgi...

Devamını Oku
03.10.2014
20 bininci günde uyanınca… (26.09.2014)

20 bininci günde uyanınca…

Devamını Oku
26.09.2014
Bir peri masalı gibi...

Son Cannes festivalinin açılış filmi olan ‘Monako Prensesi’ bugün gösterime giriyor

Devamını Oku
19.09.2014
Çekici yıldızlar geçidi (29.08.2014)

Çekici yıldızlar geçidi

Devamını Oku
29.08.2014
Hortum artık bize de geldi (22.08.2014)

Hortum artık bize de geldi

Devamını Oku
22.08.2014
‘Fazla zekâ insanı bozar’

‘Fazla zekâ insanı bozar’

Devamını Oku
15.08.2014
Bir kirli polis portresi

Bir kirli polis portresi

Devamını Oku
27.06.2014
Ustaya şapka çıkaralım (13.06.2014)

Ustaya şapka çıkaralım

Devamını Oku
13.06.2014
Sıkı bir hapishane draması: ‘Yüksek Risk’

Sıkı bir hapishane draması: ‘Yüksek Risk’

Devamını Oku
06.06.2014
Beylik bir suç filmi

Beylik bir suç filmi

Devamını Oku
30.05.2014
Çekici bir dolandırıcı işbaşında...

Çekici bir dolandırıcı işbaşında...

Devamını Oku
23.05.2014
Maskenin ardındaki yaşamlar

Maskenin ardındaki yaşamlar

Devamını Oku
16.05.2014