Roblox: Çocuk ve sansür
Üstün Dökmen
Son Köşe Yazıları

Roblox: Çocuk ve sansür

25.08.2024 12:00
Güncellenme:
Takip Et:

Roblox adlı bir oyun sitesi vardı. Çocukların ilgisini cinselliğe çektiği, cinsellik açısından onların istismarına yol açtığı gerekçesiyle kapatıldı, yani bir anlamda sansür uygulandı. Çocuklara yönelik sitelerde sansür olmalı mı? Elbette olmalıdır, cinsellik ve aşırı saldırganlık içeren filmler ve oyunlar çocuklar için uygun değildir, bunların çocuklara izletilmemesi gerekir. Ancak nelerin yasaklanacağına, nasıl bir sansür uygulanacağına siyasiler değil çocuk psikologları, psikiyatristleri ve eğitimciler karar vermelidir. 

İyi niyetli bile olsa sansüre siyasiler karar verirse bu siyasi sansür olur ancak çocuk psikolojisi uzmanları karar verirlerse bu durum bilimsel anlamda çocukları koruma sayılabilir. Benzeri durumun köpeklerin itlafı konusunda da ortaya çıktığını düşünebiliriz. Eğer sokak köpeklerinin itlafı konusunda siyasiler karar verirlerse bu durum siyasi bir karar olur, eğer ilgili komisyonlara veterinerler odası da davet edilirse bilimsel bir arayış sayılır. Veterinerlerimiz bu komisyonlara davet edilmemişlerdir, edilselerdi “Köpekler ötanazi haklarını kullanıyorlar” gibi anlamsız bir açıklama yapılmazdı.  

Siyaset gereklidir ancak kendi sınırları içinde kalmalıdır. Eskiden okula, camiye, kışlaya siyaset girmemeli denilirdi. Buna sporu da eklemek gerektiği tartışılıyor şimdi. Son olimpiyatlardaki başarısızlığımızın spor yönetimine siyasetin girmesinden kaynaklandığı düşünülüyor. 

BU OYUN ZARARLI MI?

Roblox’u çocuk psikolojisi uzmanları incelemedi. 2000’li yıllardan önce TRT’de Susam Sokağı yayımlanırken tüm bölümler çocuk psikolojisi uzmanlarının denetiminden geçiyordu. Şimdi Roblox çocukların ilgisini cinselliğe çekiyormuş, bu yüzden yasaklanmış. İyi de niçin ülkemizde yıllarca oynanmasına izin verildi? En başında incelenmesi ve yayıma sokulmaması gerekirdi. Eğer bir oyuncak çocuğa zararlıysa eline hiç verilmemelidir. Önce verip sonra geri aldığınızda çocuk kendini engellenmiş hisseder, öfkelenir.

Artık olaylara bağlantısallık ve yaşamdaşlık açısından bakmak gerekiyor. Çocukların ilgisini cinselliğe sadece internet oyunları değil tüm yaşam çekiyor. Örneğin kız çocukların evlilik yaşlarının başlangıcı yoktur görüşünden hareketle köylerde 12 yaşındaki kızlara düğün yaptığınızda çocukların ilgisi cinselliğe çekilmiyor mu?

Bazı çocuk oyunları saldırgan modeller sunuyor olabilir ancak haberler dahil televizyonlardaki pek çok yayın saldırganlık içeriyor. Çocukları, gençleri heveslendirmesin diye sigaraya, içkiye karlama olmasına taraftarım. Güzel de tabancalı, tüfekli maganda, mafya filmlerine niçin karlama yok? Ev sahibinin yemeğine “iğrenç” diyen misafirleri gösteren yarışma programları var, ahlak dışı ilişkilerin sergilendiği “reality” programları var. Geleneksel değerlerimize aykırı bu tür programlar niçin yasaklanmıyor? Asıl bu konuda sansür olmalıdır. Ancak bu sansür siyasi nitelikte, günden değiştirmeye yönelik türde olmamalıdır, pozitif bilime uygun olmalıdır.   

BANDURA’NIN ARAŞTIRMASI

Çocuk ve sansür konusu bana 1960’lı yıllarda Bandura’nın artık klasik olmuş bir araştırmasını hatırlatıyor. Bu araştırmada anaokulu öğrencilerinin sınıfına Bobo isimli bezden büyük bir kukla, yanına da birkaç sopa konulmuş ve çocuklara da bu kuklaya benzeyen bir kuklayı sopalayarak parçalayan başka çocukların filmi gösterilmiş. Film gösterildikten sonra öğretmen sınıftan çıkıp çocukları yalnız bırakmış. Tahmin edilebileceği üzere çocuklar izledikleri filmdeki saldırgan davranışı taklit etmişler, Bobo’ya sopayla vurarak parçalamışlardır. Deneyin bu aşamasından çıkan sonuç çocukların saldırgan modelleri taklit ederek saldırganlığı öğrendikleri yolundadır. İkinci bir deneyde bir başka grup çocuğa aynı film gösterilmiştir, çocuklar filmde Bobo’yu parçalamışlardır, film bitince öğretmen izledikleri bu filmle ilgili olarak sınıfındaki çocuklarla bir tartışma başlatmıştır. Örneğin öğretmen çocuklara, “Bobo’yu parçalamaları iyi mi oldu, yoksa onunla oynasalar daha mı iyi olurdu” türünden sorular sormuştur. Öğretmen çocuklara belli bir sonucu empoze etmemiş sadece konuyla ilgili tartışmalarda katalizörlük etmiştir. Bunun üzerine öğretmen çocukları sınıfta yalnız bırakıp çıkmıştır ancak çocuklar sınıflarındaki Bobo’yu parçalamamışlar, onunla oynamışlardır. 

İkinci deneyden çıkan sonuç şudur: Çocuklar saldırganlığı algılıyor olabilirler ancak izledikleri saldırgan model üzerinde bir yetişkinin rehberliği altında tartıştıklarında algıladıkları saldırganlığı davranışa dönüştürmemektedirler. Yani anlaşılan odur ki çocukların yaşlarına uygun filmleri izledikten sonra bir yetişkinle, özellikle anne babayla film üzerinde konuşmaları onların saldırganlığı taklit etmelerini önleyebilecektir. Bandura’nın deneyi tekrarlandığında benzeri sonuç ortaya çıkmıştır.

Anne, babalar çocuklarına bu kadar çok vakit ayıramayacaklarını söyleyebilirler ancak çocuk yetiştirmek iğneyle kuyu kazmak misali zahmetli ama kutsal bir iştir. Çocuklara televizyonu yasaklamak internete sansür koymak ise kolaycılıktır. Benzer şekilde binlerce köpeği kısırlaştırmak da zahmetlidir fakat bunun yerine öldürüvermek kolaydır. Kolaydır ancak ahlaki ve vicdani değildir.

Yazarın Son Yazıları

Karşımızdakini oluşturmak

Günlük yaşamda çevremizdekilere çeşitli sıfatlar yakıştırırız: “Çocuğum inatçı”, “Yeni müdür ukala”, “Komşum çıkarcı”... Peki ama bu etiketlemeler ne ölçüde gerçeği yansıtır? Yoksa onları, farkında olmadan bizim algılarımız mı bu hale getiriyor?

Devamını Oku
13.07.2025
Yapay zekâ

Sanayi Devrimi’ni kaçıranlar hâlâ toparlanamadı. Peki ya yapay zekâ devrimini kaçıranlar? Bu kez ikinci bir şans olmayabilir. Bu sefer yarışta geri kalmak sadece ekonomik değil varoluşsal bir bedel gerektirebilir. Çünkü bu yeni teknolojiyle gelişmiş ülkelerle diğerleri arasındaki uçurum daha da büyüyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Frekansı yakalamak

Oscar Wilde, “Anladığımız insana düşmanlık besleyemeyiz” demiştir. Peki anlaşmak nasıl mümkün olur? Kimi zaman bir jest, kimi zaman bir el hareketi ile anlaşmak mümkün olabilir. İnsanlar birbirlerinin frekanslarını yakaladıkça çözülmez gibi görünen birçok sorun çabucak hallolur. Peki ya anlaşamazlarsa?

Devamını Oku
29.06.2025
Depremle ilgili espri

Kimi acılarla, yıkım getiren olaylarla ilgili şaka yapmak “ayıp” kabul edilir. Oysa kültürümüz oldukça yoğun bir espri alışkanlığına da sahiptir. Üstelik mizah yoluyla acılarla başa çıkmak aynı zamanda travma ile mücadele etme yöntemidir. Bireylerin travmalara karşı yılmazlık gösterdiğini anlamak için de konu hakkında mizah yaptıklarını gözlemlemek iyi bir yöntemdir.

Devamını Oku
22.06.2025
Ana babalık tarzları

Bir çocuğun gelişiminde ana babasının tutumu, onun kaderine yön verebilir. Çocuklarımıza nasıl yaklaştığımız onların gelecekteki birey oluşunu belirler. Övünen mi, özgür bırakan mı, yoksa yönlendiren mi oluyoruz? Kimi ana baba çocuğun karnesinden kendine pay çıkarır, kimi sınır koymaz. Oysa asıl mesele çocuğun potansiyelini fark etmek ve ona rehberlik etmektir.

Devamını Oku
15.06.2025
Kadızade: Bilimde laiklik

Bir kitap bohçasına gizlenen bileziklerle başlayan yolculuk, laik ve özerk bilim anlayışına dönüştü. 14. yüzyılın sonlarında Semerkant’a uzanan Kadızade-i Rumi’nin öyküsü, yalnızca matematikle değil özerk üniversite ideali ve bilimde laiklik anlayışıyla da bugüne sesleniyor.

Devamını Oku
08.06.2025