Bir kayıkla uzun süre denizde kaldığınızda eğer yanınızda içme suyu yoksa susuzluk çekersiniz. Buna benzer şekilde çok yoğun biçimde bilgi ve uyarıcı bombardımanına maruz kalan kişiler internetli dünyada sağlıklı bilgiye muhtaç şekilde yaşamaktadır.
BİLGİ KİRLİLİĞİ
İnternet, bir kısmı bilgisizlikle bir kısmı ise kasıtlı olarak ortaya konmuş yanlış ve çarpıtılmış bilgilerle dolu. İnternette sörf yaptığımızda ihtiyacımızın üzerinde bilgi bombardımanına uğruyoruz, yapay zekâ ile oluşturulan kumpaslarla karşı karşıya kalıyoruz. İnternette dünyanın düz olduğunu, ilk insanın 4 bin 600 yıl önce dünyaya geldiğini iddia edenler var. (Hiçbir astronomi bilgisine sahip olmayan bu kişiler Eski Mısırlıları ve Göbeklitepe’yi de bilmiyorlar.)
Geçen hafta Emre Kunduroğlu’nun basım aşamasında olan “Geleceğin Prospektüsü” isimli kitabından söz etmiştim. Kunduroğlu bir bilgisayar mühendisi ve teknoloji yöneticisidir, dijital dünyayı çok iyi bilmektedir. Bu kitabında objektif bir şekilde dijital dünyanın artılarını ve eksilerini ortaya koymuştur.
Kunduroğlu’nun ortaya koyduğu kavramlardan birisi “parlak nesneler sendromu” adını taşıyor. Bence de bizler parlak cisimleri yuvalarına taşıyan saksağanlar gibi internetteki ilginç ve yoğun uyarıcıların büyüsüne kapılıp saatlerimizi harcıyoruz. Saksağan hiç olmazsa yuvasına taşıyor, bizler belleğimizi doldurup duruyoruz.
OYUN BAĞIMLILIĞI
İnsanlar ve hayvanlar yaşamlarının başlangıcından itibaren oyun oynarlar. Huizinga’ya göre tüm kültür ürünleri oyunlardan çıkmıştır. Ancak her şey gibi oyunun da fazlası zarardır. Aristo’ya göre erdem orta noktadadır. Eğer aşırı su tüketirseniz, su zehirlenmesi ortaya çıkar. Oyun hayata hazırlar ama aşırı oyun oynadığınızda hayata hazırlanmaktan hayatınızı yaşayamazsınız.
Saatlerce bilgisayarın karşısında kımıldamadan oturmak, her şeyden önce kireçlenme ihtimalini ortaya çıkarır. E-sporlar keyifli olabilir fakat Kunduroğlu bu alanda az sayıda kişinin çok para kazandığını, on binlerce kişinin ise aylarını kaybettiğini belirtmektedir. Twitch ve Kick gibi oyun platformları kimi gençlerde bağımlılığa ve gerçek yaşamdan uzaklaşmaya yol açmaktadır. Belki de en kötüsü, Kunduroğlu’nun dikkatimizi çektiği üzere pedofili suçlularının çocukların oyun sitelerine sızmalarıdır. Anne babalar bu konuda dikkatli olmalıdırlar.
ALIŞVERİŞ BAĞIMLILIĞI
Artık tek bir telefonla tüm siparişlerimiz, bu arada yemekler kapımıza geliyor. İyi. Ancak bu durumun aşırıya gitmesi, sürekli bir yaşam tarzına dönüşmesi önemli sakıncalar taşır. Bedensel hareketlerimiz kısıtlanır, sosyalleşmemiz azalır hatta temiz hava alamaz oluruz. Kunduroğlu’na göre dijital alışverişi, tek alışveriş tarzımız olmaktan çıkarmaya çalışmalıyız.
Henüz dijital alışverişin bugünkü gibi olmadığı yıllarda hocam Prof. Dr. Engin Geçtan bana, “Kitap yazarken sakın aylarca eve kapanma, insanlarla iletişim kur. Balıkçıyla, manavla, mühendisle, öğretmenle, kısa da olsa konuş” demişti.
NAVİGASYON VE İÇERİK BAĞIMLILIĞI
Eskiden izcilere çölde veya ormanda yön bulma becerisi kazandırıldı. Bunlar temel hayatta kalma becerisi kabul edilirdi. Günümüzde hiç bilmediğimiz ortamlarda navigasyon bize doğru yolu gösteriyor. Muhteşem. Ancak navigasyona bağımlı olduğumuzda, navigasyonsuz bir ortamda adeta sudan çıkmış balığa döneriz. Kunduroğlu navigasyonun yön bulma yetimizi zayıflattığı görüşündedir. Benim de gördüğüm kadarıyla evlerine giderken navigasyon açan kişiler var. Bu ortamda cep telefonunu kaybetme fobisi yeni bir fobi türü oldu.
Bir de yaz tatiline gitmek yerine eve kapanıp dizilerin bütün bir sezonluk bölümlerini izleme alışkanlığı yaygınlaşıyor. Buna “binge-watching” alışkanlığı deniliyor. Bu durumu içerik tüketmek çılgınlığı olarak düşünmek mümkün.
Bu arada porno tüketimi, sanılanın aksine kişilerin cinsel yaşamlarını olumsuz yönde etkilemekte, cinsel işlev bozukluklarına yol açmaktadır.
FRP TUZAĞI
10 yıldır yazılarımla kişileri FRP (fantasy role playing) tuzağına karşı uyarıyorum. Üniversite öğrencileri veya meslek sahibi kişiler haftasonlarında bir araya gelip “Yüzüklerin Efendisi” benzeri oyunları masa üstünde veya dijital olarak oynuyorlar. Oyunu oyunun efendisi yönetiyor. Genelde oyunlar keyifli oluyor ancak bazı oyuncular oyun içinde yenildiklerinde bir hafta depresif bir şekilde dolaşıyorlar. Nadir de olsa geri dönülmeyecek şekilde kendisine zarar verenler de oluyor. Bunun nedeni oyunun efendisinin oyun sonunda kişileri rolden çıkarmamasıdır. Biz psikodramada oyun sonunda tüm rol alanları rolden çıkarırız. FRP’de de oyunun efendisi mutlaka, “Ben cadı rolünden, ben prens rolünden çıkıyorum” dedirterek oyuncuları rolden çıkarmalıdır.