Yeni bir katliam yasası hazırlığı!

30 Ekim 2018 Salı

Hayvanlara yönelik şiddet haberleri artınca, Cumhurbaşkanı Erdoğan, on gün kadar önce, “Bu yasa hâlâ neyi bekliyor? Bir an önce çıkartın” dedi. Onun üzerine nicedir bekleyen tasarı ile ilgili çalışmalar hızlandı.
300’ü aşkın hayvan hakları kuruluşunu temsilen kurulan Hayvan Hakları Yasama İzleme Komisyonu da geçen hafta TBMM’de, Tarım ve Orman Bakanlığı’nda görüşmeler yaptı. Ne yazık ki haberler iyi değil...
Yıllardır hayvanlara karşı işlenen suçlar TCK kapsamına alınsın diye uğraşılıyor. Ama STK temsilcilerinin verdiği bilgiye göre, Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü (DKMP) bürokratları, bu düzenlemeyi yaparken, aynı anda tüm sokak hayvanlarını sürgüne ve ölüme gönderecek bir hazırlık içinde!
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nun 6. maddesindeki “Kısırlaştır, Aşılat, Aldığın Yere Bırak” ilkesindeki “Aldığın Yere Bırak” ifadesinin kesinlikle yasada kalması gerekli. Çünkü bu, hayvanların yaşamlarını sokaklarda sürdürebilmeleri açısından hayati bir önem taşıyor.
Fakat DKMP Genel Müdürü Yusuf Kandazoğlu, bu maddede değişiklik yapılıp yapılmayacağı konusundaki ısrarlı sorulara yanıt vermeden toplantıyı terk etmiş. Üstelik kendisinin de köpeklerden korktuğunu belirtip sokaklarda köpek olmaz demiş...
Anlaşılıyor ki, önce kentlerdeki hayvanları topluca ölüm kamplarına göndererek yok edecekler, sonra da hayvana yapılan şiddeti TCK kapsamına aldık diyecekler. Yani aslında bir KATLİAM YASASI hazırlığı yapılıyor! Üstelik kapalı kapılar ardında bürokratlarca hazırlanan bu tasarı, STK’lerin görüşleri alınmadan TBMM Çevre Komisyonu’na gönderilmek isteniyor.
Ben buradan bürokratları uyarayım: “Aldığın Yere Bırak” ilkesi korunmadan hazırlanacak bir tasarı, hayvan hakları savunucuları tarafından kabul görmez ve ülke genelinde protestolarla karşılaşır. Hayvan hakları açısından kırmızı çizgilerden biri bu!

Talep Edilen Önemli Düzenlemeler
Hayatın birçok alanında sömürü ve şiddete maruz kalan hayvanları korumak için Türkiye’de yapılması gereken çok şey var. Ancak yasa kapsamında bazı hayvanları koruma adına yapılabilecekler arasında, en önemlilerini saymak gerekirse...
Hayvana karşı şiddetin cezalandırılması konusunda yasadaki sahipli - sahipsiz hayvan ayrımı mutlaka sona erdirilmeli ve bu suçlar Kabahatler Kanunu’na değil, TCK kapsamına alınmalı.
Şiddet, vahşet, işkence, tecavüz, zehirlenme gibi olaylarda verilecek hapis cezaları, ertelemesiz en az 2 yıldan başlamalı. Bunun altındaki cezalar, caydırıcı olmaz.
Hayvanlara uygulanan şiddetin büyük bir kısmı belediye barınaklarında gerçekleşiyor. Şiddet uygulayan belediye görevlileri de mutlaka ceza kapsamına dahil edilmeli. Bu tür suçları işleyen kişiler görevden alınmalı; ayrıca suçun ve cezanın kişiselliği ilkesinden hareketle, para cezalarını, görevlinin kendisi karşılamalı.
Mevcut kanunda mevzuatı uygulamayan belediyeler üzerinde Tarım ve Orman Bakanlığı’nın idari yaptırım yetkisi yok. Bakanlık görevlilerine bu yetki tanınmalı.
Pet shop’larda hayvan satışı yasaklanmalı. Geçen yıl Tarım ve Orman Bakanlığı, katalog üzerinden satış yöntemini önermişti. Bu merdiven altı satışı artırır. Satış kalkmalı, sadece barınaklardan yuvalandırma yapılmalı.
Su ve eğlence parkları, akvaryumlar, hayvanat bahçeleri gibi hayvanların eğlence ve ticari amaçla sömürüldüğü işletmeler kapanmalı.
Hayvan köleliğinin simgelerinden biri olan atlı faytonlar son bulmalı; onun yerine çevre ile uyumlu ekolojik çözümler tercih edilmeli. Faytonlarda bugüne kadar zulmedilen atların, hayatları garanti altına alınarak, ömürlerinin geri kalanında sömürüden uzak bir şekilde barınaklarda yaşamaları sağlanmalı.
Av, ne spor ne de hobidir. DKPM, “av turizmi” adı altında teşvik ettiği dehşet verici katliamlara son vermeli.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları