Yazımın başlığına güzel Türkçemizde birçok düşünce ve duyguyu aynı anda iki sözcükle anlatabilen işlevsel bir deyimi koydum. Birine had mi bildirmek istiyorsunuz, “hadi oradan!” demeniz yeter. Karşınızdaki kişinin söylediği/yaptığı bir şeye inanmadığınızı ya da kabul etmediğinizi anlatmak için işe yarar. Birini kovmak ya da azarlamak için de kullanılır.
Bu deyimi son günlerde siyasette gündeme getirerek dikkat çeken kişi DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan oldu.
Partisinin İstanbul Gaziosmanpaşa ilçe kongresinde konuşurken şu cümleleri kurdu: “İki buçuk yıldır bıkmadılar, usanmadılar, yok şu kadar milletvekili verdik de, şöyle de böyle de... Bizim DEVA seçmeni gitti, CHP’nin ortak listesine oy verdi ve bizim milletvekillerimiz öyle seçildi. Hâlâ diyorlar ki CHP’nin oylarıyla seçildi. Hadi oradan!”
Babacan, 2023 seçimlerinden sonra Habertürk’te katıldığı bir programda ise, “Biz olmasaydık bu kadar milletvekili çıkmazdı, bu kadar oy da alınmazdı” iddiasında bulunmuştu.
ALTILI MASANIN BEDELİ
2024 geneli belediye başkanlıkları seçiminde oy oranı yüzde 0.33 olan DEVA Partisi’ne 2023 seçiminde altılı masa yüzünden CHP listesinde 25 milletvekili kontenjanı verildi ve 15’i milletvekili oldu. Aynı şekilde 2019’da adayları 0.07 oy alan Gelecek Partisi’nden 2023’te 19 aday CHP listesinden gösterildi, 10’u Meclis’e girdi. Saadet Partisi’nden ise 24 aday CHP listesinde yer aldı, bunların 10’u milletvekili seçildi. Bütün bu pazarlık, Kılıçdaroğlu’nun aday olması için yapıldı!
Ve bu siyasal İslamcılar, seçildikten sonra CHP’den ayrılarak 13 Ocak 2025’te Yeni Yol adı altında birleşip TBMM’de grup kurdular.
Bununla da kalmadılar; son dönemde AKP’ye olumlu sinyaller göndermeye başladılar. Geçen ay TBMM açılış resepsiyonunda Erdoğan’ın yanı başında gülücükler saçmaları eleştirilince “CHP’yi yalnızlaştırmakla” tehdit ettiler.
İLKESİZLİKTEN HER ŞEY BEKLENİR
Öcalan’ın ev hapsine çıkarılabileceğini söyleyen Yeni Osmanlıcı Ahmet Davutoğlu canlı yayında, “Cumhurbaşkanı yardımcılığı teklifine yanıtınız ne olur?” diye sorulunca, “Bana denirse ki, ‘Devlet darda, ülke ekonomisi iflas noktasında, gelin şu devleti restore edelim’ Hiç tereddüt etmem” şeklinde yanıt verdi. Birkaç yıl önce “faiz lobisinin başına geçmekle” suçladığı ve “5 yıl daha ülkeyi yönetirse iman eden genç kalmayacak” dediği Erdoğan ile uyumlu bir şekilde çalışır artık!
“Hiçbir partiyle ne derdimiz ne de kavgamız var” diyen Babacan, AKP’nin kuruluş ilkelerini bugün de desteklediğini söylüyor, çünkü o parti programında kendisinin de imzası var.
Dört yıl önce anayasanın değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek maddelerinin “uygun iklim oluştuğunda tartışmaya açılabileceğini” söyleyen bu özelleştirme mimarı, şimdiki aklı olsa o özelleştirmeleri yapmayacağını açıklayarak günah çıkarsa da, bu kadar önemli konularda böyle gel git yaşadığına bakılırsa güven sorunu yaratması kaçınılmazdır.
Ben bu eski AKP’lilerin yaptıklarının hiçbirine şaşırmıyorum. Aksine bu yazıyla her şeyi yapabileceklerini hatırlatmak istiyorum. Ortadaki kanıtlara karşın, “Biz olmasaydık bu kadar oy alınmazdı” diyenlere de gereken karşılığı veriyorum: Hadi oradan!